ABC Politik

Gündem

İYİ Parti’de 5’inci istifa “Geleceğe Mektup” ile geldi

İYİ Parti’de 5’inci istifa “Geleceğe Mektup” ile geldi
Email :

Ankara Milletvekili Koray Aydın’ın ardından hızlanan istifa sürecinde İYİ Parti Ankara Çankaya İlçe Başkanı Doğukan Kozan “Geleceğe Mektup” isimli açıklamayla istifa ettiğini açıkladı.

ABC POLİTİK HABER MERKEZİ

İYİ Parti Ankara Milletvekili Koray Aydın’ın 27 Haziran Perşembe günü istifa etmesinin ardından hızlanan istifalar sürecine Ankara Çankaya İlçe Başkanı Doğukan Kozan da katıldı.

İYİ Parti’de dördüncü istifa Aydın’ın yardımcısından!

Sosyal medya hesabından “Geleceğe Mektup” isimli yazılı bir açıklama yayınlayan Doğukan Kozan, 27 Nisan 2024 tarihinde düzenlenen ve Müsavat Dervişoğlu’nun üçüncü turda kazanarak Genel Başkan olduğu İYİ Parti 5. Olağanüstü Genel Kurulu hakkında açıklamalarda bulundu.

Kozan, “Kongre’de manevi olarak Koray Aydın’ı desteklediğim için hizipçilerce Koraycı ilan edilmiştim. Oysa biz demokrattık. Kapalı grup toplantısında fikrini dile getiren bir milletvekilini de disipline sevk etmeyecek olduğumuz gibi (!) Koray bey’e Genel Merkez teşkilatına dair heves ve projelerimi yazılı olarak teslim etmiş ve bir değişikliğin olması gerektiğine inanmıştım. O zamanlar Genel Başkanımız Müsavat bey’in Sn. Akşener ile YSK önüne gelişi ve Akşener’in yakın çalışma ekibi tarafından lanse edilmesi ise mevcut düzenin korunacağı anlamını taşıyordu” ifadelerine yer verdi.

BAŞKANLIK SİSTEMİ ELEŞTİRİSİ

Doğukan Kozan açıklamasında Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’ni de eleştirerek, “Milletvekillerinin çoğu lidervekiline dönmüştür. Sevince genel başkan sövünce Cumhurbaşkanı olan ucube sistem beraberinde iki kutuplu yapıya vatandaşı mahkum etmek emelindedir. Farkındayım ki Aziz Türk Milleti, bir dik duruş, adalet ve haykırış beklemektedir. Benim ki şahsi bir sitem olarak geleceğe olan mektubumda kalsın” dedi.

Kozan’ın açıklaması şu şekilde:

“GELECEĞE MEKTUP

İktidara namzet bir siyasi parti, Devlete hükümet edeceği kadroları liyakat gözeterek oluşturur, yetiştirir. Henüz muhalefetken Milletinin sesini dinler, problemlere çözüm üretir. Örneğin Ekonomi ve Kalkınma Politikaları Başkanı, bilim adamlarıyla bilimsel çalışmalar yapar, ekonominin önemli oyuncuları ile paydaşlarla istişareler yapar, iş adamlarıyla da oturur, minibüsle çarşıya inip esnafa da sorar, işçilerle de dertleşir. Günü geldiğinde hükmedeceği Ekonomi Bakanlığının teşkilatını da henüz muhalefetken partisinde kurar. Seçimlere daha varsa memlekete faydalı çalışmalarını çıkarır, medyada vatandaşla paylaşır. Örneğin, yastık altında kaldıysa altınınızı saklayın ama dövizinizi satın, çünkü sonuçları bunlar olacak der. Sorumluluk alır.

Köprüyü geçebilmek için sermaye gruplarına, tarikatlara, özetle Devlet’te yeri olmayan hiçbir yapıya yanaşmaz, gebe kalmaz. Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, insan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal, hukuk devletine yönelen her saldırıya derhal müdahale eder, oy kaygısıyla asla üç maymunu oynamaz.

Cumhuriyetin yetiştirdiği nice vatansever arkadaşımız farklı partilerde, bel kemiği gibi – kimileri açısından zeki, çevik, ahlaklı angaryacılar olarak- bozuk düzene neşter atmaya çalışıyor, ancak yaşadıkları, heveslerini törpülüyor, biliyorum. Yalnız değilsiniz. Siyaseti bir şey olma piyangosuna çevirenler utansın.

Tarihin bir Atatürk’ü daha hediye edebileceği beklentisinden vazgeçip kurumsal ve sistematik çalışma yöntemleri izlemeye karar vermezsek, liderin bir bildiği vardırdan bildiğimi lidere anlatmalıyıma geçmezsek başarı hayal refah ülkü olarak kalacaktır.

Her şeyi ben de bilmiyorum ama dertleşmeye ihtiyacımız var. Milli dertleşme ve milli Çözümlere ihtiyacımız var. Sokaklar yüzü gülmeyen, tasalı ve mutsuz insanlarla dolu. Yalnızca bu mu? Ekonomi ve kaçak göçmen meselesi milli beka sorunu haline gelmiştir. Ak Parti hükümeti, milli bayramları etkisizleştirmiş, tanıtım toplantılarından Atatürk portrelerini çıkarmış, Cumhuriyetin temel kurumlarına alerji duymaktadır. Andımız kaldırılmış, yerli malı haftası kutlanmaz olmuştur. Asker ve yargı siyasallaşmış, eğitim sistemi öngörülemez şekilde değiştirilmiştir. Milletvekillerinin çoğu lidervekiline dönmüştür. Sevince genel başkan sövünce Cumhurbaşkanı olan ucube sistem beraberinde iki kutuplu yapıya vatandaşı mahkum etmek emelindedir. Farkındayım ki Aziz Türk Milleti, bir dik duruş, adalet ve haykırış beklemektedir. Benim ki şahsi bir sitem olarak geleceğe olan mektubumda kalsın.

Gelelim sadede. İYİ Parti, gerçekten de umut güneşi olarak doğmuş, bir çözüm arayanlar için alternatif olmuştu.ki bu alternatif daha sonraları üçüncü yol söylemiyle hatırlatılmaya çalışılmıştır.

İYİ Parti’de Genel Merkez Seçim İşleri Başkanlığında başlayan siyasi kariyerim, Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanlığında devam etmiş ve son olarak da Çankaya İlçe Başkanlığı görevini yapmak nasip olmuştur. Tüm bu süreçlerde siyasetin doğası gereği olan hizmetleri – kongre, temayül, seçim vs.- yerine getirdiğim gibi hukuk alanında da bilgi birikimimi aktardım.

Üye olduğum tarihten 31 Mart Seçimlerinden hemen sonraki haftaya kadar Genel Merkezde alın teri döken bir siyasetçi olmama rağmen Sn. Meral AKŞENER ile bir kez dahi görüşmemiz, hatta tokalaşmamız olmamıştır. Seçimden hemen sonraki hafta kendilerine Seçim Değerlendirme Ekibi isimli bir proje hazırlayarak gittim. O hafta isteyen herkes görüşebildi. Çok ilgilenerek Cuma gününe dek bu projeyi detaylandırmamı istedi. O Cumayı takip eden hafta Kongreyi duyuracağını biliyor muydu acaba?

Tüm bu süreçte İYİ Parti üretmekten ziyade kendini savunan ve polemiklerle yeni cepheler açan tavırları sergilerken sonucun hayırlı olmasını temenni ederek cesurca doğru bildiğimi her yerde söyledim.

Benim gibi olan dava arkadaşlarım Partinin ihtiyaçlarını gidermekle oyalanırken kimileri ise kapalı kapılar arkasında Partinin kaderini keyfe keder belirlemekteydi.

22 Aralık 2023’te 50 küsür ilden büyük ve Türkiye’nin en büyük 2. İlçesi olan Çankaya İlçe Başkanı olarak atandığımda ne Genel Başkan Meral Akşener’le tanışabilmiştim ne de bir Genel Başkan yardımcısı ile mülhakatım olmuştu. Şaşkındım ama başarılarımın karşılığını aldığımı düşünüyordum.

Atandığımda İlçemizin mahalle whatsapp gruplarını kapatarak teşkilatı fesheden, üye verilerini silmeye çalışan, sosyal medya şifrelerini vermeyen ekip başının sonraları delege matematiğiyle Genel Başkan yardımcısı olacağını nereden bilecektim?

Kongre’de manevi olarak Koray Aydın’ı desteklediğim için hizipçilerce Koraycı ilan edilmiştim. Oysa biz demokrattık. Kapalı grup toplantısında fikrini dile getiren bir milletvekilini de disipline sevk etmeyecek olduğumuz gibi (!) Koray bey’e Genel Merkez teşkilatına dair heves ve projelerimi yazılı olarak teslim etmiş ve bir değişikliğin olması gerektiğine inanmıştım. O zamanlar Genel Başkanımız Müsavat bey’in Sn. Akşener ile YSK önüne gelişi ve Akşener’in yakın çalışma ekibi tarafından lanse edilmesi ise mevcut düzenin korunacağı anlamını taşıyordu.

Genel Başkanımız Müsavat Dervişoğlu seçilince ilk gün kendilerini tebrik ettim. Sonrasında iki kez Çankaya İlçe Başkanlığı Kurumsal İlişkiler Başkanımız özel kalemi arayarak, bir kez tarafımca Özel Kalem müdürü aranarak, bir kez de teşkilatça Şükrü Kuleyin’i ziyaretimizde Genel Başkan yardımcımız tarafından Çankaya’nın randevu talebi iletilmiş olmasına rağmen bugün itibariyle Genel Başkanı ile görüştürülmemiş bir Çankaya İlçe Başkanı olarak görevimdeydim.

Genel Merkez kariyerim hariç İlçe Başkanı olarak iki İl Başkanı ve iki Genel Başkanla da çalışma fırsatı bulan biriydim. Çankaya İlçe Başkanlığını bir vatani görev, makamı ise amme mali bilerek teşkilatımla bir enstitü gibi bilimsel çalışmalar ürettim. Çalışmalarımızdan Genel Merkezimiz de istifade etti ve ilgilileri tarafından takdir edildik.

Partimizin yeni divanı açıkladığında Toplumsal Politikalar Başkanlığı varken bir de STK İlişkileri Başkanlığı ihdas edildiğini gördük. Ekonomi ve Kalkınma Politikaları Başkanlığı varken büyük bir tarim vizyon belgesi açıklamış gibi Tarım Politikaları Başkanlığı ihdasını gördük. Ancak Sanayi ve Teknoloji Politikaları Başkanlığı da mülga edilmişti. MHP gibi Genel Sekreter Yardımcımızı divanda açıkladık. Sahi biz ne mesaj veriyorduk?

Yerel seçim öncesi GM yetkilisine sordum. Ben Çankaya İlçe Başkanı olarak sahaya indiğimde İYİ Belediyecilik nedir diye sorduklarında ne diyeceğim? Bir çalışmanın olduğu söylenmişti ama teşkilatımıza gönderilmedi. Özensizlik, günübirlik politik üretim ne zaman bitecekti?

Sn. Akşener, Sn. Erdoğanla görüştü. Devlet meselesi olsaydı poz vere vere görüşmek yerine özel bir görüşme ayarlayamazlar mıydı? Sn. Dervişoğlu’nu henüz tebrik dahi etmemiş AK Parti Genel Başkanı ile ziyaretin zamanlaması önemli değil miydi? Sn. Akşener, kitleleri peşinde sürüklemiş bir lider olarak neyin nasıl okunacağını bilmiyor muydu? Peki Sn. Dervişoğlu niye bocalamıştı. İşte liderliğin tescili için bir fırsat gelmişti.

Siyasi okumasını yapamadığım, şeffaf bulmadığım ve geleceğini öngöremediğim bir hareketin varış noktasını hesaplayamamaktayım.
Aziz Milletim, inanıyorum ki ülkemizi yeniden hukuk devleti haline getirecek, refaha kavuşturacak şey ismi ünlenmiş politikacılar değil tarihimizden feyz alabileceğimiz köklü devlet geleneklerimiz ve ilintili sistemlerdir. Türk Milliyetçileri, çoban ateşlerini yakmıştır. Umudumuz bakidir.

Liyakat ve adalet ile sistemsel çalışmaların yapıldığına inandığım yeni bir siyasi yapı bulana veya Cumhuriyetin yetiştirdiği o nice vatanseverle günün koşullarına uygun bir yapı kurana dek siyasi yolculuğuma mola veriyorum.

Çıkarılabilecek bir ders için bin Doğukan feda olsun! Vatan sağolsun!

Cesurlar hareketinin adsız kahramanlarına, teşkilatıma, İl Başkanımıza, yürekli tüm dava arkadaşlarıma teşekkür ediyor, İYİ Parti Çankaya İlçe Başkanlığı görevimden ve İYİ Parti üyeliğimden istifa ediyorum.”