15 Temmuz’un yıl dönümü.. Bu konuyu ele alırken doğru bir tutum içinde olmak ve doğru kavramlar kullanmak çok önemli. Buna özen göstermeliyiz. Bu nedenle aşağıdaki notları bir kez daha yazmayı gerekli gördüm.
1- Öncelikle, 15 Temmuz bir kurgu değil, gerçek bir darbe girişimidir. Daha önemli özelliği, İslamcı bir kalkışma olmasıdır. Bu yanıyla “Türkiye’de Kemalistler darbe yapar” ezberi ya da ön yargısının da bir palavra olduğunu ortaya koymuştur.
2- Darbeye öncülük edenler Fetbullahçı Çete üyeleridir. Bunda kuşku yok. Katılanlar arasında FETÖ’cü olmayanlar da vardır, ama darbe girişiminin baskın karakteri Fethullahçı olmasıdır. Darbeciler, İslamcıdır.
3- Darbe girişiminde bulunan ve TSK’da illegal şekilde örgütlenen Fethullahçı Çete, Erdoğan-AKP iktidarının 15 yıl örtülü ortaklık yaptığı, devlet içinde önünü açtığı, daha önemlisi Ergenekon Kumpası’nı birlikte kurduğu en önemli müttefiğiydi.
4- Ele geçirdikleri iktidar ve kurdukları kumpaslar yoluyla Cumhuriyet’i birlikte birlikte boğazlamaya çalışan, laik kurumları (onlardan geriye ne kaldıysa) birlikte imha eden AKP-CEMAAT koalisyonu, ele geçirdikleri devleti kimin yöneteceği ya da hakim olacağı konusunda anlaşmazlığa düştüler. Bir anlamda ganimeti paylaşamadılar.
5- Bu nedenle çatışan tarafların ilk hesaplaşması 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk operasyonlarıydı. İlkini kaybeden FETÖ, kendilerini ABD ve NATO’nun da destekleyeceği varsayımıyla, dahası Kemalist kesimlere de sahtekarca göz kırparak, 15 Temmuz darbe girişiminde bulundu.
6- Erdoğan yönetimi darbeden haberdar oldu.. Provoke ederek (kışkırtarak) erken harekete geçmelerini sağladı. Amaçları, Fetbullahçıları tasfiye etmek, fırsattan yararlanarak Cumhuriyet’in kurumlarını tümüyle yıkarak devlete kayıtsız şartsız el koymaktı. Ancak, planın ayrıntılarını öğrenemeyen Erdoğan-AKP yönetimi, darbecilerin bu kadar kan dökebileceklerini, Genelkurmay ile kuvvet komutanlıkları karargahlarında bu ölçüde örgütlü olabileceklerini beklemiyordu. Bu nedenle darbeciler, neredeyse duruma hakim olacakları bir ortam yarattılar.
7- Darbe, polis gücünün de belli bir etkisi olmakla birlikte, esas olarak yurtsever ve Kemalist askerler / subaylar tarafından bastırıldı. Darbenin, sokağa çıkan halk ve polis tarafından bastırıldığı iddiası bütünüyle yanlıştır. Bu bir iktidar ve yandaş medya efsanesidir. Polisin böyle bir gücü yoktur. Fotoğraf ve videolarda gördüğümüz kalabalıklar esas itibarıyla darbe bastırıldıktan sonra, saat 24.00’den sonra 02.00 civarında ortalığa dökülenlerdir.
8- Darbeyi bastıran subayların önemli bölümü, Ergenekon ve diğer kumpas davalarından yargılanan yurtsever komutanlardı. AKP, kumpas davalarını darbeden 2 yıl önce bitirmekle, aslında kendi hayatını kurtarmıştı. Darbenin bastırılmasının en önemli yanı, onun bu özelliğidir.
9- AKP, 15 Temmuz darbesinin bastırılmasını bir fırsata çevirip 20 Temmuz’da OHAL ilan ederek kendi darbesi yaptı. Darbeyi bastırmanın meşruiyetini sonuna kadar kullandı. TSK’yı dağıttı. Laik ve Cumhutiyetçi diremiş odaklarını imha etti. 15 Temmuz darbesi ile ne yapılmak isteniyorsa, aslında tümünü yaptı. AKP gerçekte darbeyi tamamladı.
10- Her darbeden sonra fiili düzene uygun yeni bir anayasa yapılır. 15-20 Temmuz darbesinden sonra da bu yapıldı. Yaklaşık 9 ay sonra 16 Nisan 2017’de yapılan ve sahte (mühürsüz) oylarla kabul edilen yeni anayasa ile “Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi” denilen bugünkü sultanizm rejimi kuruldu. Buna İslamo-faşizm de diyebiliriz.
11- CHP yönetimi bütün bu süreç boyunca darbeye karşı açık bir tutum almakla birlikte, 20 Temmuz darbesini önleyemedi. Oysa AKP iktidarına son verme fırsatı vardı. İlk büyük yanlışı Yenikapı mitimgine katılarak iktidara meşruiyet sağlamakla yaptı. İkincisi ise mühürsüz zarflardan çıkan oylarla kabul edilen 16 Nisan 2017 Anayasası ve referandumuna karşı koyamamasıydı. Oysa tarih ve yasalar ondan yanaydı. Ardından diğer hataları geldi.
12-Bütün bu konularda daha ayrıntılı bilgi için, benim “Darbe İçinde Darbe: 15 Temmuz Sürecinin Diyalektiği” kitabıma bakılabilir.