ABC Politik

Gündem

“Akrep Dansı” benzetmesi yapan Aldemir, Ateş cinayetini Bahçeli sonrası MHP’deki dönüşüme bağladı

“Akrep Dansı” benzetmesi yapan Aldemir, Ateş cinayetini Bahçeli sonrası MHP’deki dönüşüme bağladı
Email :

“MHP’ye uzun süredir dışarıdan bir irade, işbirlikçileriyle akrep dansı yaptırıyor” diyen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alaattin Aldemir, “Devlet Bey geldikten sonra bu şiddet dışarıya karşı yapılmadı. MHP’nin içindeki muhaliflere karşı yöneldi bu şiddet dalgası ve bu şiddet dalgasının sonucu olarak Sinan Ateş olayı gerçekleşti” dedi.

ABC POLİTİK HABER MERKEZİ

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alaattin Aldemir, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’da silahla vurularak hayatını kaybetmesiyle ilgili davada mütalaanın açıklanmasının ardından TELE1 ekranlarında Ülkü Çoban’ın sunduğu Gün Ortası programına konuk oldu.

Ateş’in ölümünde 3 kişiye kasten öldürme cezası talebi

“BAŞTAN BU YANA SİYASET EL KOYDU”

Alaattin Aldemir, Sinan Ateş davasına baştan bu yana siyasetin el koyduğu yorumunu yaptı.

Aldemir, “Mutlaka baştan bu yana zaten bu konu siyasi bir olay olmadığı, anlık gelişen, işte adli bir meseleden dolayı kaynaklandığı, alacak verecek meselesinden dolayı kaynaklandığı basit senaryosu üzerine kurgulanmıştı. Sanki rahmetli Sinan Ateş’in ailesini de bu konuda ikna etmişlerdi. Hatırlarsanız ilk zamanlar ‘yahu siyasetçiler karışmasın’, ‘bu işe siyaset bulaşmasın’ gibi çok naif, iyi niyetli yaklaşımları vardı ama bu olay başlı başına siyasi bir konuydu. Baştan bu yana siyaset el koydu bu işe. Burada hukukun alanı daraltıldı. İddianameyi hazırlayan savcıların değişmesi, yani duruşma hakiminin çok sinirli davranması, kimseye söz hakkı vermemesi, savunmanın yani rahmetli Sinan Ateş’in taraftarlarının ortaya koyduğu hiçbir delili, hiçbir iddiayı dosyaya sokmaması görülüyor ki belli bit alanda hareket etme şeyi verilmiş” dedi.

“YURTTAŞ OLAMAMIŞSAK BUNLARA MUHATAP OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Alaattin Aldemir, hukukun siyasetin emriyle hareket ettiği yorumunda bulunarak bu durumu yurttaş olamamaya bağladı.

Aldemir, “Yani Türkiye’de ne yazık ki hukuk belli dönemlerde siyasetin emriyle hareket eder. Başka ülkelerde de böyledir. Otoriter ülkelerin büyük çoğunluğunda böyledir. Eğer sivil toplum güçlü değilse, yurttaş olamamışsak, teba olmaya devam etmişsek yani parti liderlerimize tapınıyorsak, şeyhlerimize tapınıyorsak, ideolojilerimizi putlaştırmışsak bunlarla muhatap olacağız” şeklinde konuştu.

“CİDDİ SIKINTIDALAR”

Alaattin Aldemir, mahkeme heyetinin ciddi bir sıkıntıda olduğu yorumunu yaparak, “Burada hukukun bağımsızlığı sorunuyla karşı karşıyayız. Apar topar hem adli tatil de var benim bildiğim 21’inde adli tatil başlıyor, 15 Eylül’e kadar adli tatil bildiğim kadarıyla. Oradaki hukukçular da demek ki ciddi bir sıkıntıdalar, baskı altındalar yani. Tarihe de bir vicdansızlıkla geçmek istemiyorlar anladığım kadarıyla ama burada kaçınıyorlar. Hemen kapatıp, 30 Eylül’de açıp, 30 Eylül’e kadar neler değişir” ifadelerini kullandı.

“MHP’YE AKREP DANSI YAPTIRIYORLAR”

Alaattin Aldemir, bir süredir dışarıdan bir iradenin işbirlikçileriyle birlikte MHP’ye “Akrep Dansı” yaptırdığı benzetmesidne bulundu.

Aldemir benzetmesini şu ifadelerle açıkladı:

“Yani MHP’ye uzun süredir dışarıdan bir irade, işbirlikçileriyle akrep dansı yaptırıyor. Akrep dansı şudur: Yani etrafında ateşten bir çember oluşturursunuz akrebin en sonunda akrep kendini sokar. Yani rahmetli Sinan’ın bu olayı olduktan sonra 1) Bu olayın üzerine gitme işleri 2) Gidenlere karşı, ‘Bu iş açığa çıksın’ diyenlere karşı hayasızca, pervasızca saldırmaları, yani hakaret etmeleri yani ne yazık ki durup dururken MHP’yi zan altında bıraktı. Yani Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak görev yapmış bir insanın böyle bir saldırıya uğradığı zaman MHP ve Ülkü Ocakları’ndan bu olaya sahip çıkması beklenirdi.

Yani anlıyoruz ki, bir irade bu dosyayı şimdi 2 ay var, 30 Eylül’e kadar atılan bir dosya var. Bir de siyasetçilerin adının geçmediği bir iddianameyle devam eden bir dosya var. Öbür tarafta da ayrılmış bir 17 kişi var. Tevkif edilmiş bir 17 kişi var. Bilirkişi raporları var. Şimdi ben o 17 kişilik ayrılmış dosyayı 2 yönlü olarak görüyorum. 1) Tavşan dosya olarak yaparlar. Yani bu dosyayı takip etmeyelim, o dosyanın üzerine düşelim diyip, müdahil taraf bir zayıf savunma hattına çekilmek istenebilir. 2)MHP’ye karşı bir Demokles’in Kılıcı gibi elinde tutan iradeler olabilir. Şimdi MHP, operasyonlara muhatap olmuş bir yapı. Sürekli mitoz bölünmeyle parçalanır, belli bir yüzde 15’i geçtiği zaman, yüzde 20’leri zorladığı zaman mutlaka kendi içinde bir bölünme olur, çatlaklar olur. Bu operasyonlar da bugün siyaseten değil de değişik şekillerde devam ettiğini düşünüyorum.”

Burak Kılıç, Ateş davasını izleyen gazetecileri tehdit etti!

“KASET OPERASYONUYLA ÜLKÜCÜ HAREKETİN HAFIZASI TASFİYE EDİLDİ”

Alaattin Aldemir, 2010 yılında dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile birlikte MHP’lilere yöneltilen kaset iddialarını hatırlatarak o iddialarla birlikte Ülkücü Hareket’in 1980 Darbesi öncesi yaşananları bilen hafızası olan bir kadronun tasfiye edildiği değerlendirmesinde bulundu.

Aldemir, bu süreçten sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yanına getirilen yeni ekiplerin MHP’yi bugünkü sürece getirdiği şeklinde bir yorum yaptı.

Alaattin Aldemir, “MHP’ye yönelik bir kaset operasyonu yapılmıştı. Ben kumpas demiyorum. Sayın rahmetli Baykalla ilgili de kumpas kuruldu. Kumpas yani, sizi getirirler yapmadığınız bir işi yapmış gibi gösterirler ama bu işler olmuş, deşifre edildi. Tabii zamanlaması önemlidir. Orada mesela MHP’ye bu kaset operasyonunu kimin yaptığı ve neden yaptığı irdelenmedi yani, analiz edilmedi. Bu kaset operasyonunda gidenlerin büyük çoğunluğu MHP hareketinin, Ülkücü Hareket’in çekirdekten bu yana yetişmiş gelmiş, 80 öncesini bilen bir hafızasıydı. O hafıza tasfiye edildi ve sayın Bahçeli’nin yanına yeni insanlar, yeni ekipler yerleştirildi. O da bugüne getirdi. Şimdi analiz ettiğiniz zaman bunları görebilmemiz lazım. Bunları görmeden eğer MHP’yi değerlendirirsek eksik bilgiyle yola çıkarız ve bizi yanlış sonuçlara götürebilir” ifadelerini kullandı.

Sarıgül’e video kumpasını kriminal raporu bozdu! Özdağ, Baykal’a mektubunu anlattı

“BAHÇELİ’NİN KENDİNİZİ AKLAYIN GELİN DEMESİ LAZIM”

Aldemir, Devlet Bahçeli’ye Sinan Ateş davasında adı geçen herkesi görevlerinden alarak aklanıp gelmelerini söylemesi gerektiğini söyledi.

Yaşanan sürecin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıprattığı yorumunda bulunan Alaattin Aldemir, “Şimdi burada sayın Bahçeli’nin ciddi bir muhataplığı var. Bu konuda adı geçen kim varsa, mahkeme istemese de bunları görevlerinden tart edip, ‘gidin kendinizi aklayın gelin’ demesi lazım. Kime karşı? Kamu vicdanına karşı. Kime karşı? Adı devlet. Devlet yıpranıyor bakın. Devlet değil, kendisi değil. Kendisinin yıpranıp yıpranmaması, benim yıpranıp yıpranmamam önemli değil. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yıpranıyor. Şimdi bir Ülkü Ocakları Genel Başkanı’na yapıldı bu. Hiç kimseye yapılmaması gerekiyor bu. Bugüne kadar solculara yapılırdı, Kürtlere yapılırdı, işte bilmem kimlere yapılırdı ama ilk defa ülkücüler buna muhatap olduysa bir şok yaşadılar. Bu şoku artık üzerlerinden atmaları gerekiyor ve ülkcülerin de hakkaniyet noktasında bu tür olaylara karşı tepki göstermeleri gerekiyor. Eğer biz bu tepkiyi göstermezsek vatanımıza, devletimize, milletimize, demokrasimize, Cumhuriyetimiz’e ihanet etmiş oluruz” dedi.

MHP’ye “çürümüşler” çağrısı yapan Özel’den iki yöneticiye: Aklanın

“KARANLIK GÜÇ” YANITI: AYDINLIKTA BUNLARIN HEPSİ

Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in “karanlık güçlere karşı savaşıyoruz” açıklamalarına atıfta bulunan Alaattin Aldemir, “Vallahi sayın Ayşe Ateş, karanlık bir güce karşı savaşıyoruz diyor ama aydınlıkta bunların hepsi. Gözlerine far tutulmuş tavşan gibi, tavşanın gözüne far tutarsanız orada pusar kalır. Pusup kaldılar. Görünüyor her şey ortada ayan beyan görünüyor ama bize diyorlar ki görmeyin. Hukuk kanalıyla görmeyin. Hukuk kanalıyla karartılmaya çalışılıyor. Sayın Afşin Hatipoğlu da böyle demişti: ‘Çok güçlüler. Kamudan daha güçlü, haklı olan insandan daha güçlü.’ Yani ölümü göze almış insanlardan, demokrasiyi savunan insanlardan daha güçlü bir şey tanımıyorum. Kenan Evrenler filan da çok güçlüydü. Onlar da kaçamadılar sonuçta yargılandılar yani. Bu topluma, Anadolu insanına kim düşmanlık etmişse önünde sonunda hem kamu vicdanında hem hukuk önünde yargılandı” şeklinde konuştu.

Gözyaşları döken Saniye Ateş: Katilleri verecekler bana, bunlar maşa

ESKİ ÜLKÜ OCAKLARI GENEL BAŞKANLARINA ÇAĞRI

Aldemir, Ateş ailesinin yalnız bırakılmaması gerektiğini belirterek eski Ülkü Ocakları Genel Başkanlarına çağrıda bulundu.

Alaattin Aldemir, “Selma Hanım, ‘Allah’a havale etmeyeceğiz’ bu işi diyor. ‘Bu dünyada da bunun şeyini soracağız.’ Evet, bu dünyada da bu aileyi yalnız bırakmamak gerekiyor. Ben bir kere daha söylüyorum. Yani Ülkü Ocakları eski Genel Başkanları, bir sayın Muharrem Şemsek niye susuyor? Bir Ramiz Ongun niye susuyor? Bir Şefkat Çetin niye susuyor? Bir Atilla Kaya niye susuyorsunuz? Alican Satılmış niye susuyorsunuz? Bir araya gelin, bir şey yapın. Bir şey konuşun. Tarihe böyle suskunluk sarmalında mı gireceksiniz? Bazı şeylerde susmak o işe dolaylı olarak ortak olmaktır veya göz yummaktır” ifadelerini kullandı.

“MAKAMLARINIZA GÜVENMEYİN”

Aldemir, “Helalleşmeyeceğiz, hesaplaşacağız” diyen MHP yöneticilerine de “makamlarınıza güvenmeyin” şeklinde yanıt verdi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sonuna kadar güvendiğini belirten Alaattin Aldemir şunları söyledi:

“Şimdi bunlar ikide bir tweet atıyorlar ismi geçen şahıslar: ‘Helalleşmeyeceğiz, hesaplaşacağız.’ Sizle helalleşmek isteyen kim yahu? Hesaplaşmadan neyi kastediyorsunuz? Tehdit mi ediyorsunuz? Buradan savunma hatları muhtemelen şudur: ‘Yahu işte bizim aleyhimizde konuşanları mahkemeye vereceğiz’ diyeceklerdir hesaplaşacağız şeyinden. Yahu 5 dakika delikanlı olun. Ne diyorsanuz bir açıktan söyleyin. Karnınızdan konuşmayın yani. Makamlarınıza filan güvenmeyin. O makamlar gelir geçer ama Devlet her zaman 18 yaşındadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne biz sonuna kadar güveniyoruz. Bu işlerin de üstesinden gelinecek namuslu polisler var, namuslu hukukçular var, namuslu devletin memurları var ve devlette hiçbir evrak yok olmaz.

Ha bugün günü değildir, bugün Türkiye’nin içinden geçtiği bazı şartlar Cumhur İttifakı’nın bir arada olmasını gerektiriyordur ama yarın 24 saatte Türkiye’de çok şey değişir. Onun için ben bu beyefendilere de şunu tavsiye ediyorum: Hukuka güvenin. Makamlarınıza çok fazla güvenmeyin. O makamlar gelir geçer. Önemli olan sokağa çıkıp tek başınıza gidip bir kafede çay içebilecek misiniz önümüzdeki günlerde. Sokakta gören ülkücü size saygı mı gösterecek yoksa tepki mi gösterecek? Bir de bunu düşünün yani.”

“BAHÇELİ, ÖZEL HAREKAT’A MESAJ İÇİN GİTTİ”

Alaattin Aldemir, Özel Hareket Başkanı Süleyman Karadeniz’in Bahçeli’nin elini öpmesiyle sonuçlanan ziyareti de değerlendirdi.

Devlet Bahçeli’nin o ziyareti mesaj vermek için yaptığı yorumunda bulunan Aldemir, “Devlet Bey neden gitti? Emniyette ülkücü kadrolara yönelik bir operasyon yapılacak da bunu önlemeye mi gitti? Yoksa Sinan Ateş mevzuunda o katilleri, tetikçileri getirip şey yapanlardan iş başka yerlere uzayacak, onu mu önlemeye gitti? 2 Özel Harekatçı getirmişti biliyorsunuz o insanları. Şimdi oralarda biliriz 10 dakikada gitti, 10 dakika orada mesaj için gitti anlaşılan ama yakışmamıştır.”

Özel Harekat Başkanı, Bahçeli’nin elini öptü! Akıllara Kılıçdaroğlu geldi

“SAVUNAMAZ HALE GELİRSİNİZ”

Sinan Ateş’in hayatını kaybetmesini de değerlendiren Aldemir, Devlet Bahçeli’nin MHP’nin Genel Başkanı olmasından sonra, o döneme kadar siyasi rakiplerine uygulanan şiddetin MHP’nin içindeki muhalefete yöneldiği değerlendirmesini yaptı.

Ateş’in hayatını kaybetmesinin de bu süreçte başlayan şiddet dalgasının sonucu olduğu yorumunda bulunan Alaattin Aldemir, MHP’nin savunulamaz bir hale getirildiği uyarısında bulundu.

Aldemir, görüşlerini şu ifadelerle dile getirdi:

“Türkiye’de siyasette İttihat Terakki’den bu yana hatta padişahların değişiminden bu yana Saray darbelerinden bu yana ne yazık ki siyasette şiddet var. Ne yazık ki 80 öncesi süreçte hem sol hareketlerde hem Ülkücü Hareket’te, milliyetçi hareketlerde şiddet vardı. İslamcı hareketlerde bu daha azdı, liberallerde hemen hemen hiç yoktu. Şimdi Devlet Bey geldikten sonra biz o şiddeti bitirmiştik. Devlet Bey geldikten sonra bu şiddet dışarıya karşı yapılmadı. MHP’nin içindeki muhaliflere karşı yöneldi bu şiddet dalgası ve bu şiddet dalgasının sonucu olarak Sinan Ateş olayı gerçekleşti. Ha bunu öldürmek için saldırmışlardır, yaralamak için saldırmışlardır onu ben bilmiyorum. Bir dizi onlarca, yüzlerce saldırının sonucudur yani bu. 97’lerden, 98’lerden, 2000’lerden bu yana devam eden. MHP’deki yetkilileri kim eleştirmişse, MHP politikalarını kim eleştirmişse şu veya bu şekilde saldırıya uğramıştır her daim. Bunların hepsini bir arada değerlendirdiğimiz zaman onun için diyorum MHP’nin etrafında ateş yakıp Akrep Dansı yaptırıyorlar MHP’ye. Bu bir yekûn tutar. Bakın yüzlerce dosya bir araya getirildiği zaman siz savunamaz hale gelirsiniz o kurumları. Uyarıyorum da buradan kendilerini. Tedbir alın.”

1993-1996 DÖNEMİNİN GENEL BAŞKANI

Alaattin Aldemir, 1993 yılında -sonradan Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı adını alacak olan- Gençlik, Kültür ve Sanat Ocakları’nın genel başkanlığını üstlendi.

MHP Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in danışmanlığını da üstlenen Aldemir, “Bizim Ocak” ve “Ülkü Ocağı” dergilerinde genel koordinatörlük görevinde bulunmasının yanı sıra Hergün gazetesinin genel yayın yönetmenliğini yapmıştır.

Daha sonra Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı’nı kurmuş olup aynı zamanda kurucu genel başkanlık yapmıştır.