İzmir Barosu’ndan Özel’e avukat alacakları mektubu
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve 7524 sayılı Vergi Kanunu’nda yapılan değişikliklerin avukatların vekalet alacaklarına engel olduğu değerlendirmesinde bulunarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den iptal davası açmasını talep etti.
ABC POLİTİK HABER MERKEZİ
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 22/A maddesinin 1. bendinde ve 7524 sayılı Vergi Kanunu’nun 1. maddesinde yapılan değişikliklerin avukatların vekalet alacaklarını engellediği yorumunda bulundu.
Sefa Yılmaz, Anayasa’ya aykırı olduğu değerlendirmesini yaptığı düzenlemelerin iptali için dava açmasını talep ettiği CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e bir mektup gönderdi.
Yılmaz; mektubunda, söz konusu düzenlemelerin Anayasa’nın 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğu değerlendirmesini yaptı.
DAVA AÇMA YETKİSİ
Sefa Yılmaz’ın mektubu şu şekilde:
“Bildiğiniz üzere; 6183 sayılı kanunun 22/A maddesinin 1. bendinde yer alan “her türlü ödemelerde,” ibaresi 28.07.2024 tarihli 7524 sayılı kanunun 1. maddesi ile “her türlü ödemelerde (mahkeme kararları ve icra dairelerinin ödeme veya icra emirleri üzerine yapılacak ödemeler dâhil),” şeklinde değiştirilmiştir.
Anılan Kanunun 22/A maddesinin 1. fıkrasında Maliye Bakanına hangi ödeme ve işlemlerde Bakanlığa bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge sunulması zorunluluğu getirme yetkisi verilmiştir.
Maddenin 1. bendinde yapılan değişiklik ile mahkeme kararları ve icra dairelerinin ödeme veya icra emirleri üzerine yapılacak ödemeler için vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması zorunlu hale getirilmiştir.
22/A maddesinde vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması zorunlu olan ödeme ve işlemler incelendiğinde bunların bir kısmının Devletin doğrudan taraf sıfatıyla yer aldığı, bir diğer deyişle kamu bütçesinden ödeme yapılacak işlemler olduğu (2. ve 3. Bendler), bir kısmının kamu idaresinin izin, ruhsat, tescil, vb. usuller ile dahil olduğu işlemler olduğu (4. ve 5. bendler) bir kısmının ise kamu idaresinin ticari hayatın düzenlenmesine ilişkin usuller yoluyla dahil olduğu işlemler olduğu (4. bend) görülmektedir.
Yapılan değişiklik ile gerçek ya da tüzel kişilerin birbirlerinden olan alacaklarının tahsili aşamasında kamu idaresinin herhangi bir ödeme yapmamasına, izin, ruhsat, vs. vermemesine ya da ticari hayatın düzenlenmesine ilişkin bir işlemde bulunmamasına rağmen alacaklılardan vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge istenmektedir.
Söz konusu yasal düzenleme ile doğrudan veya dolaylı olarak tarafı olmadığı bir alacak ilişkisinde Devletin vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge istemesi Anayasa’nın 35. maddesinde yer alan mülkiyet hakkını ihlal eder niteliktedir. Bu düzenlemenin Anayasa’nın 36. maddesi ile korunan hak arama hürriyetini kısıtlayacağı da açıktır. Kişilerin alacaklarının tahsili aşamasında yasal olmayan yollara yönelmesine neden olabileceği böylelikle hukuki güvenliğin ortadan kalkabileceği dikkate alınmalıdır.
Bu düzenleme ile avukatların vekalet ücretlerini tahsil aşamasında da sorunlar yaratmaya açık bir durum ortaya çıkmaktadır. Müvekkili adına hükmedilen ancak yasa gereği avukata ait olan vekalet ücretinin tahsili aşamasında alacaklı olarak müvekkili göründüğünden vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belgenin müvekkili adına alınması gerekecektir. Bu belgenin sunulamaması riski ve dolayısıyla tahsil edilen paranın ödenmemesi hali ile karşı karşıya kalınacak ve böylelikle mülkiyet hakkı bu yönden de ihlal edilmiş olacaktır.
Bunun yanı sıra banka vb. çok sayıda dava ve icra takibi söz konusu olan kurum ve kuruluşlardan her dosyaları için her seferinde vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge sunulmasının istenmesi de ayrıca soruna sebep olacaktır.
Anayasa’nın 150. ve 151. maddeleri gereği; kanunların esas bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açabilme yetkisinin Cumhurbaşkanı dışında Türkiye büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna ait olması ve Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra dava açma süresinin altmış gün olması sebebiyle açıkça Anayasa’ya aykırı olan bu düzenlemelerin iptali için derhal Anayasa Mahkemesi’ne dava açılması gerektiğini, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde en fazla üyeye sahip iki partiden birinin genel başkanı olarak tarafınıza iletme zorunluluğumuz doğmuştur.
İzmir Barosu olarak Avukatlık Kanunu’nun 76. maddesinin Barolara yüklediği hukukun üstünlüğünü koruma sorumluluğu nedeniyle Anayasa’ya aykırı düzenlemenin iptali için gereğinin yapılmasını beklediğimizi tüm meslektaşlarımız ve yurttaşlarımız adına tarafınıza bildiririz.”
ANAYASA’NIN 35. VE 36. MADDELERİ
Yılmaz’ın referans verdiği Anayasa maddelerinin başlıkları ve içerikleri şu şekilde:
“XII. Mülkiyet hakkı
MADDE 35- Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.
XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler
A. Hak arama hürriyeti
MADDE 36- Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.(1)
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.”