ABC Politik

Gündem

Tunç, AYM kararını okumadı mı yoksa anlamadı mı?

Email :

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili kararında, Anayasa’nın 14. maddesinde yer alan suçların dokunulmazlık kapsamında olduğu kararını aldığını öne sürdü. Halbuki Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 14. maddesine aykırılık kararı verebilecek tek merciinin TBMM olduğuna karar vermişti.

SONER BAHADIR

Anayasa Mahkemesi’nin(AYM), Can Atalay’ın milletvekilliği kaydının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde(TBMM) okutularak düşürüldüğü Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararının “yok hükmünde” olduğuna dair gerekçeli kararının ardından 16 Ağustos Cuma günü TBMM’nin Can Atalay’ın milletvekilliğinin iadesi gündemiyle olağanüstü toplanacak olması gündemdeki yerini koruyor.

CNN Türk canlı yayınına katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, söz konusu tartışmanın adli yargının en üst organı olan Yargıtay ile anayasa yargısında görevli AYM arasındaki görüş farklılığından kaynaklandığını savundu.

Yılmaz Tunç, “Bu konu Gezi Davasıyla alakalı bir husus. Gezi Davası, Yargıtay’da kesinleşen bir dava. Burada Gezi Davası içerisinde milletvekili seçilen kişiyle ilgili olarak dokunulmazlık kapsamında mı değil mi? Bu tartışma, Anayasa Mahkememiz ve Yargıtay arasında bir görüş ayrılığına neden oldu. Anayasamızın 14. maddesinde devletin güvenliğine aykırı durumların dokunulmazlık kapsamı dışında olacağına dair Yargıtayımızın görüşüne Anayasa Mahkememiz katılmadı. Dokunulmazlık kapsamında olduğu yönünde bir karar aldı. Yargıtay da Anayasa’nın 14. maddesinin açık olduğunu ve devletin güvenliğine ilişkin bir suç söz konusu olduğunu, bunun da dokunulmazlık kapsamı içerisinde sayılamayacağını ve bu geçmiş uygulamaların da bu yönde olduğunu söyleyerek bir karar aldı. Yani burada adliye mahkemelerinin son inceleme mercii olan Yargıtayla anayasa yargısında görevli Anayasa Mahkememiz arasında bir görüş farkı ortaya çıktı. Bu tabii anayasamızın maddelerinin, bireysel başvuru hakkının ve diğer maddelerin 2 yüksek mahkememiz tarafından farklı şekilde yorumlanmasına neden olan bir durum söz konusu” şeklinde konuştu.

AYM, 14. MADDEYLE İLGİLİ NE KARAR VERDİ?

Tunç; AYM’nin, Anayasa’nın “Yasama dokunulmazlığı” başlıklı 83. maddesinde atıfta bulunulan Anayasa’nın “Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması” başlıklı 14. maddede yer alan hususların yasama dokunulmazlığı kapsamında olduğu kararını verdiğini savundu.

Halbuki AYM, Can Atalay hakkında 25 Ekim 2023 tarihinde verdiği hak ihlali kararının gerekçesinde, hangi faaliyetlerin Anayasa’nın 14. maddesine aykırı olduğunun belirlenme yetkisinin yasa koyucuya(TBMM) ait olduğunu, yargı organının bu konuda karar vermesinin beklenemeyeceğini belirtmişti.

AYM, söz konusu kararında, “Görüldüğü üzere Anayasa koyucu Anayasa’nın 83. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar” ibaresinin belirliliğini sağlama görevini kanun koyucuya vermiş, yorum yoluyla 14. madde kapsamına giren suçları belirlemek için yargı organına açık bir yetki vermemiştir. Kuşkusuz ki yargı organı kural koyucu bir organ olmadığı için yorum yolu ile yasama dokunulmazlığının ve dolayısıyla seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının kapsamını belirleyemez” ifadelerine yer vermişti.

Atalay gerekçesine itiraz eden Uçum hangi anayasayı savunuyor?

“Meclis’in bir işlemi söz konusu değil”

Yılmaz Tunç, konuşmasının devamında, AYM’nin; TBMM’nin bir işlemi olmadığı için “karar vermeye yer olmadığı” kararını verdiğini savundu.

Tunç, “Burada tabii adli yargının vermiş olduğu Yargıtay’dan kesinleşen bir kesin hüküm söz konusu. Anayasamızın 83. maddesine göre de kesin hüküm Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde okunduğunda milletvekilliği düşüyor. Anayasamızın hükmü. Kesin hüküm ortadan kalkmış değil. Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yargılamayla ilgili bir kararı var ve bu kararla ilgili olarak da Yargıtay’ın vermiş olduğu bir karar söz konusu. Dolaysıyla kesin hükmün okunmasından ibaret olan bir işlem. Dolaysıyla Anayasa Mahkemesi, burada Meclis’in bir işlemi söz konusu olmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair bir karar verdi. Dolaysıyla adli yargının vermiş olduğu kesin hüküm ortadayken burada Meclis’in yapabileceği herhangi bir işlem söz konusu değil” şeklinde konuştu.

AYM’nin “karar vermeye yer yoktur” gerekçesi

AYM, Yılmaz Tunç’un söylediğinin aksine söz konusu gerekçeli kararında, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin TBMM Genel Kurulu’nda okutularak Can Atalay’ın milletvekilliği kaydının düşürülmesinin “yok hükmünde” olmasından dolayı Atalay’ın milletvekilliği kaydının düşürülmesinin iptaline dair karar vermeye gerek olmadığı kararını vermişti.

AYM’nin 1 Ağustos tarihli gerekçeli kararının “Hüküm” bölümünde şu ifadeler yer almıştı:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 30/1/2024 tarihli 54. Birleşiminde Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 3/1/2024 tarihli ve E.2023/12611, Değişik İş. 2024/1 sayılı kararının ekte gönderildiğine dair anılan Daire Başkanlığı yazısının okunması suretiyle Hatay Milletvekili Şerafettin Can ATALAY’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespitine ve Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Kadir ÖZKAYA, İrfan FİDAN, Muhterem İNCE ile Yılmaz AKÇİL’in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA 22/2/2024 tarihinde karar verildi.”

AYM, Atalay hakkında neden “karar vermediğini” açıkladı! Tahliye başvurusu

KADIGİL: AYM, İLK DEFA TBMM’NİN BİR İŞLEMİNE “YOK HÜKMÜNDE” DEDİ

Can Atalay’ın, listesinden Hatay Milletvekili seçildiği Türkiye İşçi Partisi’nin(TİP) Sözcüsü Sera Kadıgil, TELE1 ekranlarında Ülkü Çoban’ın sunduğu Gün Ortası programına katılarak Yılmaz Tunç’un açıklamalarını değerlendirdi.

Kendisi de aynı zamanda bir avukat olan Sera Kadıgil, Tunç’un açıklamalarını, “Çok acıklı bir ifade. Başında Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı sıfatı taşıyan, üstelik hukukçu olan yani hem okuldan mezun olurken hem avukatlığa başlarken, hem milletvekili seçildiğinde hukukun ve anayasanın üstünlüğüne dair namusu ve şerefi üzerine yemin etmiş bir insan için çok talihsiz bir açıklamalar bunlar” ifadeleriyle değerlendirdi.

Kadıgil, AYM’nin Can Atalay’ın milletvekilliği kaydının düşürülmesi hakkında açıkladığı kararın, AYM’nin tarihte ilk defa TBMM’nin yaptığı bir işlemi “yok hükmünde” olarak nitelediği anlamına geldiğini söyledi.

Sera Kadıgil, “Anayasa Mahkemesi ilk defa, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yaptığı bir işlemin ‘yok hükmünde’ olduğunu tespit etti. Yani bu öyle bir rezillik ki silinemeyecek, tarihimizden artık biz bunu yarın itibarıyla düzeltmek için hareket etsek bile tarihimizden silinemeyecek bir leke. Bu da neydi? Bakın Can Atalay milletvekili seçildiğinde tutukluydu. Herkes hatırlıyor bunu. Buna rağmen kaydı yapıldı değil mi? Sayın Devlet Bahçeli Meclis’i yönetiyordu ilk açıldığında. Yemin için davet edildi oraya. Odası verildi Can’a. Danışmanları verildi, maaşı yatmaya başladı Can’ın. İnsan Hakları Komisyonu’na seçildi o Genel Kurul’da Can. Ta ki ne zamana kadar? Genel Kurul’da Ocak ayında Numan Kurtulmuş’un kaçarak yurt dışına gittiği bir gün Bekir Bozdağ Meclis’i yönetirken Can hakkında bir hükmü Meclis’te okutuncaya kadar. Ocak ayında bakın Meclis yaptı bunu. Ne Yargıtay yaptı bunu ne Anayasa Mahkemesi yaptı bunu” şeklinde konuştu.

BAROLAR BİRLİĞİ: GENEL KURUL’DA OKUTMAK, TAMAMLAYICI İŞLEMDİR

Türkiye Barolar Birliği(TBB) de bugün TBMM Başkanlığı’na, AYM’nin Can Atalayla ilgili gerekçeli kararına atıfta bulunarak Atalay’ın milletvekilliğinin iadesi talebiyle bir dilekçe yazdı.

TBB’nin dilekçesinde, Yılmaz Tunç’un, “TBMM’nin yaptığı bir işlem yoktur” iddiasının aksi yönde ifadeler yer aldı.

TBB, Yargıtay kararının Genel Kurul’da okutulmasının tamamlayıcı bir işlem olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Dilekçede konuyla ilgili olarak şu ifadeler yer aldı:

“Her ne kadar, TBMM Genel Kurulu, kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun olarak, kesinleşen yargı kararının uygulanması için bir karar almamaktaysa da, TBMM Başkanlığının söz konusu yargı kararının Genel Kurulda okutmak suretiyle bildirimi tamamlayıcı bir işlemdir. Dolayısıyla TBMM Başkanlığı, konuyla ilgili olarak bir işlem yapmadığından söz edemez. Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesi hukuki sonucunu doğuran olay, hakkında kesinleşmiş bir yargı kararının bulunması değil, bunun TBMM Genel Kurulunda okunmasıdır. Bu nedenle, AYM’nin mevcut yokluk tespiti üzerine ortaya çıkan duruma ilişkin TBMM Başkanlığından talepte bulunulmasının hukuki temeli bulunmaktadır.”

Barolar, Atalay için Meclis’e başvurdu

Tunç, AYM kararını okumadı mı yoksa anlamadı mı?