“Alakası yok” diyen Uçum’dan DEM’e “tokalaşma” ve anayasa tehdidi
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Kurulu Politikaları Başkanvekili Mehmet Uçum, “yeni çözüm süreci”nin olmayacağını ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Parti’ye uzatılan elin amacının “terör vesayetini kaldırmak” olduğunu savundu. Mehmet Uçum, DEM Parti’nin “terör vesayeti”ni siyasetle kaldırmazsa hukuk eliyle kaldırılmasının kaçınılmaz olduğunu ve bu vesayetin kalkması durumunda yeni anayasa yapılacağını öne sürdü.
ABC POLİTİK HABER MERKEZİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşen TBMM açılışında DEM Parti grubuna giderek tokalaşmasının ardından başlayan “yeni çözüm süreci” tartışmaları devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, yeni bir çözüm sürecinin “asla olamayacağını” savundu.
Mehmet Uçum, Devlet Bahçeli’nin DEM Parti’ye el uzatmasının amacının DEM Parti üzerindeki “terör vesayeti”nin kaldırılmasını sağlamak olduğunu, DEM Parti’nin siyasetle bu vesayeti kaldırmazsa hukuk yoluyla kaldırılmasının kaçınılmaz olacağı değerlendirmesini yaptı.
Uçum, söz konusu vesayetin kaldırılması durumunda “Türkiye Yüzyılı’na yakışan” yeni bir anayasayı yapabileceğini savundu.
Mehmet Uçum’un sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şu şekilde:
“YENİ SÜREÇ TARTIŞMASI!
Yumuşama, normalleşme, tokalaşma hangi tutum ve dil referans verilirse verilsin Türkiye’de ne önceki uygulamaya benzer ne de yeni versiyonla bir çözüm süreci olmaz, olamaz. O süreçler geçmişte kaldı, tarihe mal oldu. Siyonizmin saldırganlığı sebebiyle bir “çözüm süreci” başlatılıyor iddiası son derece saçmadır ve Türkiye’nin gücünün farkında olmamaktır. Konuyu hiç bir zaman böyle manasız bir bağlamda ele almamak gerekir.
Devlet deneyip tam sonuç alamadığı yol ve yöntemleri bir daha denemez. Devlet başka etkili yol ve yöntemler bulur. O da 15 Temmuzdan sonra uygulanan güçlü ve etkili siyasi ve askeri stratejilerdir. Bunların yumuşatılması veya bunlardan vazgeçilmesi söz konusu olmaz. Terör Türkiye içinde nerdeyse tamamen tasfiye edildi. Sınır ötesi güvenlik bölgeleriyle birlikte ise tümden tasfiye edilecek bir sürece girildi. Kimse bu sürece engel olamaz.
Ama bu durum siyasette özellikle Mecliste yapıcı bir dil geliştirme ve herkesle diyalog kurma yaklaşımlarını dışlamaz. Çünkü TBMM diyalog ve ortak dil geliştirmek konusunda halkın görev verdiği en yüksek devlet erkidir. Bu görevi Meclisteki her partinin her aktörün yerine getirmesi beklenir.
Bu tip girişimlerin kesinlikle TBMM’de 360 milletvekiliyle seçimlerin yenilenmesi kararı alarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeniden adaylık imkanı açmakla ilgisi yoktur. Ayrıca yeni anayasa yoluyla Cumhurbaşkanı Erdoğanı’ın adaylığının önünü açmakla da ilgisi yoktur.
Gerçekliğe aykırı yorumlarla, hayali kurgularla yapılan değerlendirmeler tamamen asılsızdır.
Türkiye partisi olun çağrısı ise kıymetlidir ve şöyle tercüme edilebilir:
Birincisi DEM’in kendi içinden yükselen “bizi terör ve şiddet siyasetinden kurtarın” talebini ifade edenlere bir imkan sağlamaktır.
İkincisi DEM’i terör vesayetinden kurtarmak için DEM’e bir seçenek sunmaktır.
Üçüncüsü, TBMM’de DEM üzerinden etkili kılınan terör vesayetini hem DEM üzerinden hem de TBMM’den tasfiye etmektir.
Eğer DEM kendisine sunulan terör vesayetinden kurtulma imkanını sosyal ve siyasi açıdan değerlendirmezse veya bu imkanı kötüye kullanırsa o zaman TBMM’de DEM üzerinden yürütülen terör vesayeti hukuk yoluyla tasfiye edilir. Bu da kaçınılamaz bir gerçektir.
Bu açılan yolla terör vesayeti tarihe gömülürse, TBMM, Cumhuriyetin ikinci yüzyılına, Türkiye yüzyılına yakışan yeni bir anayasayı ilk dört maddenin esaslarının ve demokratik kazanımlarının üzerine bina ederek çok daha güçlü bir şekilde ve kapsayıcı bir halde hayata geçirme imkanına kavuşur. Bu tarihsel fırsatı kimse ıskalamamalı ve göz ardı etmemelidir.
Bunun yolu da şu olabilir: Terörü son noktasına kadar yok edecek mücadeleyi aynen sürdürmek ama Türkiye’nin bütünlüğünü, birliğini ve demokrasisini güçlendirecek demokratik siyaseti en kapsamlı hale getirecek şekilde diyalog ve işbirliğini hayata geçirmek. Bu da mümkündür.
Kimse bu çerçevenin dışında başka bir şey ummasın, başka bir şey beklemesin.”
YENİ SÜREÇ TARTIŞMASI!
Yumuşama, normalleşme, tokalaşma hangi tutum ve dil referans verilirse verilsin Türkiye’de ne önceki uygulamaya benzer ne de yeni versiyonla bir çözüm süreci olmaz, olamaz. O süreçler geçmişte kaldı, tarihe mal oldu. Siyonizmin saldırganlığı sebebiyle bir…
— Mehmet Uçum (@mehmetucum) October 17, 2024