Tayyar’dan Erdoğan ve Bahçeli arasındaki “fikir ayrılığı” iddiası: Erken seçimi tetikleyebilir
Eski Çözüm Süreci dönemi AKP Milletvekili Şamil Tayyar, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında PKK Lideri Abdullah Öcalan’a “Umut Hakkı” ve belediyelere kayyım atanması konusunda fikir ayrılığı olduğunu öne sürdü. Şamil Tayyar, “Çok hayra alamet değil, bu tatlı atışma, sorun çözülemezse erken seçimi tetikleyebilir” dedi.
ABC POLİTİK HABER MERKEZİ
Türkiye’de gündemin en önde gelen maddelerinden biri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, 1 Ekim 2024 tarihli TBMM açılışında DEM Parti Grubu’nun yanına giderek tokalaşması ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, DEM Grubu toplantısına gelerek PKK’nın lağvedildiğini açıklamasına karşılık “Umut Hakkı”ndan yararlanması çağrısıyla başlayan “Yeni çözüm süreci” tartışmaları.
Devlet Bahçeli’nin bugünkü grup konuşmasında “teklifinin arkasında” olduğunu söylemesinin ardından AKP cephesinden dikkat çeken bir iddia geldi.
Eski Çözüm Süreci döneminde AKP Milletvekili olan Şamil Tayyar, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Bahçeli arasında Abdullah Öcalan çağrısı ve belediyelere kayyım atanması konusunda fikir ayrılığı olduğunu öne sürdü.
Tayyar, “Çok hayra alamet değil, bu tatlı atışma, sorun çözülemezse erken seçimi tetikleyebilir” değerlendirmesinde bulundu.
Şamil Tayyar’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şu şekilde:
“Devlet Bahçeli’nin Öcalan çıkışından Cumhurbaşkanımızın önceden haberi yoktu.
Bugün anlıyoruz ki kayyım atamasından da Devlet Beyin önceden haberi yok.
Cumhurbaşkanımız bir haftalık sessizlikten sonra Devlet Beye övgüler dizerek önerisini zarifçe rafa kaldırmış, arkasından kayyım atamaları gerçekleşmişti.
Bugünse Devlet Bey aynı zarafetle Cumhurbaşkanımızın adaylığına destek verip Öcalan önerisini tekrarlayarak kayyım politikasına set çekti.
Başka bir ifadeyle, fikri ayrılık güllelerini güllere sarıp sarmalayıp karşılıklı olarak birbirlerine atıyorlar.
Çok hayra alamet değil, bu tatlı atışma, sorun çözülemezse erken seçimi tetikleyebilir.
Bakın, son dönem Bahçeli’yle yakın çalışan ve Öcalan projesinin fikir babası olduğu konuşulan Mümtazer Türköne, Bahçeli’nin bugünkü konuşmasının hemen ardından kaleme aldığı yazısında ‘Devlet, hükümete karşı’ diye yazdı:
‘Erdoğan ile Bahçeli arasındaki pinpon maçını hükümetle devlet arasında nefes kesen bir karşılaşma olarak takip etmelisiniz.
Esenyurt ve kayyım gündemi ile Erdoğan’ın vurduğu topa, bugün Bahçeli, en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve tasarlanmış, yumuşak bir plase vuruşla şık bir karşılık verdi.’
Cumhurbaşkanımızın hata yaptığını anlatan Türköne, Bahçeli’yle uzlaşmaysa erken seçimin gündeme gelebileceğini iddia etti.
Bu yazıyı hafife almayın, Devlet Beyin ruh halini yansıttığını düşünüyorum.
Son olarak ekleyim;
Öcalan ve kayyım arasında savrulan politikaların cumhur ittifakı içinde fikri ayrılığa yol açtığı ortada.
İki liderin bir araya gelip ortak politikada mutabakat aramalarını elzem görüyorum.
Hem ülkenin hem ittifakın hayrına olur.
Naçizane…”
Devlet Bahçeli’nin Öcalan çıkışından Cumhurbaşkanımızın önceden haberi yoktu.
Bugün anlıyoruz ki kayyım atamasından da Devlet Beyin önceden haberi yok.
Cumhurbaşkanımız bir haftalık sessizlikten sonra Devlet Beye övgüler dizerek önerisini zarifçe rafa kaldırmış, arkasından…
— Şamil Tayyar (@samiltayyar27) November 5, 2024
TÜRKÖNE: GÜNDEMLERİ ERDOĞAN’A BAĞLAYAN İP HER AN KOPABİLİR
Tayyar’ın işaret ettiği yazı, iktidara yakın gazetecilerden Mümtaz’er Türköne’nin The Turkish Post’ta yayınlanan, “Devlet, Hükümete karşı” başlıklı yazısı.
Mümtaz’er Türköne, son dönemde yaşanan gelişmeleri Recep Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli arasındaki bir pinpon maçına benzetti.
Belediyelere yönelik kayyım atamalarının AKP iktidarının toplumsal meşruiyetini zayıflatırken muhalefetin meşruiyetinin ise arttığı değerlendirmesinde bulunan Türköne, “Top yine Erdoğan’ın önüne gelecek, ama gündemleri kendisine bağlayan ip incelmiş vaziyette, her an kopabilir” ifadelerini kullandı.
Mümtaz’er Türköne’nin “Şahsen ben maçın sonucundan eminim” ifadeleriyle bitirdiği yazısında şu ifadeler yer aldı:
“Erdoğan ile Bahçeli arasındaki pinpon maçını, hükümet ile devlet arasında nefes kesen bir karşılaşma olarak takip etmelisiniz.
Esenyurt ve Kayyım gündemi ile Erdoğan’ın vurduğu topa, bugün (5 Kasım Salı günü) Bahçeli, en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve tasarlanmış, yumuşak bir plase vuruşla şık bir karşılık verdi.
Top yine Erdoğan’ın önüne gelecek, ama gündemleri kendisine bağlayan ip incelmiş vaziyette, her an kopabilir.
Niyeti konusunda farklı senaryolar üretebilirsiniz, ancak Erdoğan mutadı üzre elindeki araçları kullanarak yürüyeceği siyasî patikayı tesviye edecek manevralar yapıyor. Her seferinde başarılı olmasının sebebi, amacı için her yolu mübah görmesi; Türkiye’nin en yakıcı gündemlerini bile araçsallaştırması. Hükümet ediyor ve bütün araçlara hükmediyor. En kötüsü, tarihin tekerrür edebileceğini, toplumun balık hafızalı olduğunu düşünüyor.
Ve büyük bir hata yapıyor.
Kendisini var eden, iktidarına meşruiyet sağlayan en kutsal aracı, seçim sandığını, yani demokrasiyi sistematik bir şekilde karşısına alıyor. Bindiği dalı kesiyor. Sandıktan çıkan yerel yönetimleri, hükmetme araçlarını kullanarak görevden alıyor ve demokrasinin iffeti konusunda kendi iktidarını da tüketecek bir tartışmaya kapı açıyor. “Önce de oldu, ne farkı var?” demeyin. Bu sefer farklı.
Bu tartışma: “Sandıkla gelen sandıkla gider” düsturuna karşı, “seçimle gitmezlerse” endişesine çanak tutan tasarruflar değil. Bu nokta önemli. Kayyım siyaseti muhalefeti güçlendirecek ve iktidarın arkasındaki halk iradesinden kaynaklanan meşruiyeti zedeleyecek, zayıflatacak tasarruflar. Ekonomik krizi de dikkate alarak sonucu açık-seçik görebilirsiniz: Kayyım siyaseti diktatörlüğün değil erken seçimin kapısını açar. Sokak şimdiden muhalefetin eline geçmiş vaziyette.
Bahçeli zarif bir plase ile, pinpon topunu Erdoğan’ın kolunun ulaşamayacağı bir yere bıraktı. Aradaki iltifatlara, Erdoğan’a vadedilen tekrar seçilme şansına, kayyım siyasetine sahip çıkmasına takılmayın. Çok derin bir karşıtlığın bilek güreşini seyrediyoruz. Türkiye bölgesinde, hepimizin malumu olan ateş çemberinden geçiyor. Devlet tarafı meseleye yüz yıl sonrasının vizyonu ile bakıyor, hükümet tarafı ise bir-iki yıl sonra yapılacak seçime göre oyun planı kuruyor.
Mantığın çöküşü, kimin galip geleceğini haber veriyor Cumhurbaşkanlığı hukuk işlerinden sorumlu sözcüsünün tam olarak muhalefetin kullanacağı bir cümleyi, Esenyurt vakası için kullanması size bir fikir verebilir. Şöyle diyor: “Terör soruşturmalarını kendi siyasi ajandaları için istismar edenlerin mühendislik planları toplumda bir karşılık bulmaz” ve ekliyor: “Bu gerçeği göz ardı edenler, toplum karşısında er ya da geç hesap verecekler.” Sizce sözcü muhalefet adına mı konuşuyor, yoksa mantık mı çöküyor.
Evet, devlet ile hükümet karşı karşıya.
Bugün top hükümet tarafının önünde.
Ya sonuç?
Şahsen ben maçın sonucundan eminim.”
Mümtaz’er Türköne yazdı l Devlet, Hükümete karşı via @turkishpostnet https://t.co/FTt3R8cnKa
— Mümtaz’er Türköne (@Mumtazer) November 5, 2024