Gazeteci yazar Faik Bulut, TELE1 ekranlarında Ortadoğu’daki son gelişmeler üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin bölgedeki hamlelerini ve uluslararası ilişkilerdeki etkisini mercek altına aldı.

ORTADOĞU’DA HAMİLİK STRATEJİSİ

Faik Bulut, Türkiye’nin Ortadoğu’da söz sahibi olma stratejisini değerlendirerek, AKP’nin Osmanlı mirasını yeniden canlandırma hedefiyle hareket ettiğini belirtti. “Bağdat’ın, Kudüs’ün, Halep’in tapusu bizde” söylemlerini hatırlatarak, bu anlayışın Davutoğlu döneminde dile getirildiğini söyledi. “Davutoğlu, geçtiğimiz günlerde bu başarının ortak olduğunu ifade ederek, pay almak istediğini açıkça gösterdi” dedi.

Bulut, bu politikanın, Türkiye’nin bölgedeki etkisini artırma ve Osmanlı dönemindeki gibi geniş bir coğrafyada söz sahibi olma çabasını yansıttığını vurguladı.

BLINKEN’IN ZİYARETİ VE ABD’NİN TUTUMU

Blinken’ın Türkiye ziyaretini ele alan Bulut, bu ziyaretin, ABD’nin yeni yönetiminin İsrail yanlısı politikaları doğrultusunda gerçekleştiğini söyledi. “ABD yönetimindeki 4.000 kişilik kadronun yüzde 80’i İsrail’e yakın isimlerden oluşuyor” dedi. Tulsi Gabart ve diğer önemli isimlerin anti-Erdoğan tutumuna dikkat çeken Bulut, “Bu ekip, Erdoğan’ın Hamas’ı desteklemesi nedeniyle karşı bir duruş sergiliyor” ifadelerini kullandı.

Rojava’daki Kürt bölgelerindeki dengeleri değerlendiren Bulut, bu isimlerin daha önce bölgede görev yaptığını ve Kürt varlığının korunması gerektiğine dair görüş belirttiklerini aktardı. “Blinken’ın ziyareti, bu bağlamda Kürtlerin askeri ve siyasi varlıklarının yok edilmemesi için bir mutabakat arayışını yansıtıyor” dedi.

HTŞ VE SURİYE’DEKİ GELİŞMELER

Bulut, HTŞ’nin Şam’ı ele geçirmesini, “Erdoğan’ın elindeki jokerlerden biri” olarak nitelendirdi. “Erdoğan, bölgedeki pazarlık gücünü artırmak için HTŞ üzerinden bir strateji izliyor. Trump göreve başlamadan önce bu gücü masaya koymak istiyor” dedi. Tel Rıfat ve Minbiç’in ardından Haseke, Kamışlı, Rakka ve Kobani’ye doğru ilerleme kaydedildiğini belirtti.

Kürtlerin asıl savunma hattının Rakka olduğuna dikkat çeken Bulut, “Bu bölgelerde SDG’nin varlığı oldukça sınırlı. Yerel Kürt milisleri, halkı savunma görevini üstleniyor” dedi. Erdoğan’ın planının Kürt yapılanmasını ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu belirtti.

KÜRTLERİN HAMİSİ OLMA PROJESİ

Abdullah Gül’ün Şarkul Avsat gazetesine verdiği demeçte, Kürtler için “hamilik” fikrini dile getirdiğini hatırlatan Bulut, “Bu anlayış, Kürtlerin haklarını savunmaktan çok, kendi çıkarları doğrultusunda bir dizayn çabasını yansıtıyor” dedi. Bahçeli ve Erdoğan’ın bu projeyi hayata geçirmek için dış dinamiklerden ilham aldığını söyledi.

BAHÇELİ VE DIŞ DİNAMİKLER

Bulut, Bahçeli’nin geçmişte Öcalan’ın idam edilmemesi yönünde aldığı kararı hatırlatarak, bu kararın da dış etkilerle şekillendiğini belirtti. “Bahçeli, içsel bir dinamikten ziyade dışsal bir etkiden ilham alarak hareket etti” dedi. Bu bağlamda, Bahçeli’nin, Erdoğan’ın bir konuşmasından ilham alarak harekete geçtiği söyleminin gerçeği yansıtmadığını ifade etti.

TÜRKİYE’NİN ROLÜ VE GÜNDEMDEKİ ZİYARETLER

Faik Bulut, İbrahim Kalın’ın Şam ziyaretinin sembolik ve siyasi mesajlar içerdiğini söyledi. “Türkiye, direksiyonda olmasa da en güçlü aktörlerden biri konumunda” dedi. Bu ziyareti, Blinken’ın ziyareti ve Hakan Fidan’ın hızlı temaslarıyla birlikte değerlendirdi. Türkiye’nin bu süreçteki rolüne dikkat çekti.

Bulut, AKP iktidarının Emevi Camii’nde namaz kılma hedefinin hala AKP’nin Ortadoğu stratejisi içinde yer aldığını ifade etti.

abcpolitik.com