CHP Milli Savunma Bakanlığı için 2 kritik noktaya dikkat çekti
ABC POLİTİK HABER MERKEZİ
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in TBMM’de yaptığı bütçe konuşmasını değerlendirdi. Bağcıoğlu, konuşmada savunma kapasitesini güçlendirmeye yönelik tespitler yapılsa da, halkın ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) beklentilerini karşılayan kritik başlıkların atlandığını ifade etti.
ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERİN SORUNLARINA DİKKAT ÇEKTİ
Bağcıoğlu, şehit aileleri ve gazilerin yaşadığı sorunların çözümü için somut adımların atılmadığını vurguladı. “Sayın Bakan, şehit aileleri ve gazilerimizin sorunlarıyla ilgilenildiğini ifade etse de, CHP tarafından TBMM’ye sunulan 18 kanun teklifi hâlâ komisyonlarda bekliyor. Bu tekliflerin sürüncemede kalması kamu vicdanını yaralıyor. Aziz şehitlerimizin emanetleri ve gazilerimiz için adım atmamak yalnızca bir eksiklik değil, büyük bir vicdani sorumluluktur.” ifadelerini kullandı.
Bağcıoğlu, şehit ailelerinin yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik teklifler için iktidarın harekete geçmediğini belirtti. “Bu konuda adım atılması, yalnızca bir kanun gerekliliği değil, insanlık görevidir. Ancak, mevcut durumda kamuoyu nezdinde büyük bir güven kaybı yaşanmaktadır.” dedi.
SAVUNMA SANAYİSİNDE BAŞARILARA VURGU, GEÇMİŞE VEFA ÇAĞRISI
Bağcıoğlu, savunma sanayisindeki gelişmelerin önemine dikkat çekti ancak geçmişte bu alanda yapılan çalışmalara atıf yapılmamasını eleştirdi. “Sayın Bakan, savunma sanayisindeki başarıları haklı bir şekilde övgüyle dile getirmiştir. Ancak bu başarıların temelini atanlara bir vefa duygusu gösterilmemiştir. ASELSAN ve TUSAŞ gibi önemli kurumlar, 40-50 yıl önce kurularak bugünkü altyapının temelleri atılmıştır. Geçmişteki bu özverili çalışmalara duyulan saygı, yalnızca moral ve motivasyonu artırmaz, aynı zamanda gelecekteki projeler için sağlam bir zemin oluşturur.” dedi.
Bağcıoğlu, geçmişin emeğine saygı göstermenin savunma sanayisinin sürdürülebilirliği açısından kritik olduğunu söyledi. “Vefa duygusu, bugünkü başarıların temellerini atanlara minnet göstermekle başlar. Bu, aynı zamanda yeni nesil savunma projelerine ışık tutar.” dedi.
ALTAY TANKI VE MİLLİ MUHARİP UÇAK PROJELERİNDEKİ BELİRSİZLİĞE ELEŞTİRİ
Savunma sanayisinin büyük projelerinde yaşanan belirsizliklere de değinen Bağcıoğlu, özellikle Altay tankı ve milli muharip uçak projelerindeki durumun milli güvenliği tehdit ettiğini ifade etti. “Altay tankı projesinde yıllardır süren belirsizlik, kara kuvvetlerimizin modernizasyonunu engellemektedir. Milli muharip uçak tedarikinde ise somut bir ilerlemenin olmaması, stratejik hava gücümüz açısından büyük bir risk oluşturmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Bağcıoğlu, Türk donanmasının ihtiyaçlarına yönelik TF-2000 hava savunma harbi muhribi projesinin de bir yol haritası olmadan ilerlediğini belirtti. “Bu projeler, TSK’nın caydırıcılık kapasitesini artıracak adımlar için vazgeçilmezdir. Ancak kamuoyuna bu projelerde hangi aşamada olduğumuz açıklanmamıştır. Milli güvenliğimizin geleceği açısından bu konularda netlik sağlanması bir zorunluluktur.” dedi.
“ASKERİ SAĞLIK SİSTEMİ YENİDEN KURULMALI”
Bağcıoğlu, GATA ve asker hastanelerinin kapatılmasının ardından geçen 8 yılda askeri sağlık sisteminin yeniden tesis edilmesi konusunda somut adımlar atılmadığını ifade etti. “Türk Silahlı Kuvvetleri kadar yoğun harekât faaliyeti gerçekleştiren bir ordunun askeri sağlık sistemi olmaması kabul edilemez. Bu eksiklik, hem ordunun moralini düşürüyor hem de afet durumlarında halk sağlığını olumsuz etkiliyor.” dedi.
Bağcıoğlu, askeri sağlık sisteminin yeniden tesis edilmesinin yalnızca askeri personelin değil, aynı zamanda halkın sağlık ihtiyaçları açısından da kritik olduğunu vurguladı. “Bu sistem, doğal afetler ve olağanüstü durumlarda TSK’nın müdahale kapasitesini artırır. Dolayısıyla, toplumun güvenliği için önemli bir katkı sağlar.” ifadelerini kullandı.
TSK’NIN AFET YÖNETİMİNDE DAHA AKTİF ROL ÜSTLENMESİ GEREKİYOR
Bağcıoğlu, Bakan Güler’in konuşmasında TSK’nın afet yönetimindeki rolünü yalnızca “destek çözüm ortağı” olarak tanımlamasını yetersiz buldu. “Türk Silahlı Kuvvetleri, afet durumlarında yalnızca destek sağlayan bir kurum olarak görülemez. TSK, ülke çapında birincil çözüm ortağı olarak konumlandırılmalıdır. Bu yaklaşım, afetlere müdahale kapasitesini artırır ve halkın TSK’ya olan güvenini pekiştirir.” dedi.
ASKERİ OKULLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI ŞART
Askeri okulların kuvvet komutanlıklarıyla olan bağlarının koparılmasının, eğitim sisteminin etkinliğini azalttığını savunan Bağcıoğlu, bu bağların yeniden kurulmasının önemini vurguladı. “Eğitim sisteminin kuvvetlerin ihtiyaçlarına göre şekillenmesi zorunludur. Son 8 yılda alınan dersler ışığında askeri eğitim sistemi yeniden yapılandırılmalıdır.” dedi.
EMEKLİ PERSONELİN HAKLARI İÇİN SOMUT ADIM TALEBİ
Bağcıoğlu, emekli astsubaylar ve binbaşıların özlük haklarına ilişkin sürecin 2025 yılına ertelenmesini eleştirdi. “TSK muvazzaf personelinin fedakârlıkları kadar emekli personelin hakları da önemlidir. Bu konuda daha hızlı ve somut adımlar atılmalıdır.” dedi.
TEĞMENLERİN SORUNLARI ÇÖZÜM BEKLİYOR
Genç subayların sorunlarına değinen Bağcıoğlu, teğmenlerin özlük haklarının çözümünün yalnızca genç subayları değil, Türkiye’nin gelecekteki savunma gücünü de doğrudan ilgilendirdiğini belirtti. “Teğmenler meselesi, milletimizin ortak meselesi haline gelmiştir. Bu konunun çözümü, ülkemizin savunma gücüne duyulan güveni artıracaktır.” dedi.
Bağcıoğlu, Milli Savunma Bakanı’ndan bu kritik konularda daha somut ve net adımlar atılmasını beklediklerini dile getirdi.
abcpolitik.com