İbrahim Kalın ile Colani ne konuştu? ‘Acemi şoför, usta yan koltukta’
TELE1 ekranlarında Mehmet Ali Güller’in sunduğu “Türkiye’nin Yönü” programında, Prof. Dr. Hüseyin Bağcı uluslararası ilişkiler gündemini değerlendirdi. İbrahim Kalın ve Colani’nin Şam ziyareti programın odak noktası oldu.
“SURİYE’DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR”
Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, HTŞ’nin (Heyet Tahrir el-Şam) lideri Ebu Muhammed el-Colani ile MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın aynı araçta görüntülenmesini analiz etti. Hüseyin Bağcı, durumu “acemi şoför ve yan koltuktaki usta” metaforuyla açıklayarak, Colani’nin deneyimsizliğine dikkat çekti.
Bağcı, “Ehliyet almak isteyen birinin yanında oturan usta gibi, Kalın’ın Colani’ye ‘Dikkatli sür, yavaş git, park et’ dercesine tavsiyelerde bulunduğunu düşünebiliriz,” dedi. Colani’nin devlet tecrübesinin bulunmadığını vurgulayan Bağcı, İbrahim Kalın’ın hem entelektüel birikimi hem de diplomatik deneyimiyle sürece rehberlik edebileceğini belirtti.
HTŞ İLE YAKINLAŞMA VE YENİ STRATEJİLER
Programda, HTŞ’nin yeni Başbakan ataması ve Batı’nın HTŞ ile temaslarını artırması detaylandırıldı. Hüseyin Bağcı, Türkiye’nin HTŞ’ye en fazla katkı sağlayan ülkelerden biri olduğunu söyledi. Türkiye’nin askeri, ekonomik ve sosyolojik açıdan süreci yönlendirdiğini vurgulayan Bağcı, “Zafer sarhoşluğu tehlikelidir. Türkiye dikkatli adımlar atmalı,” ifadelerini kullandı.
Bağcı’ya göre, Mart ayında daha net bir tablo ortaya çıkacak. Federal veya konfederal bir yapı mı yoksa radikal bir İslamcı rejim mi şekillenecek, bunu zaman gösterecek. Ancak Bağcı, Suriye’nin sosyolojik yapısının radikal bir İslamcı devlete izin vermeyeceğini düşünüyor. Aksi durumda, bölgede yeni bir iç savaşın kaçınılmaz olacağını belirtti.
PYD VE BÖLGESEL AKTÖRLERİN ROLÜ
Bağcı, PYD’nin (Demokratik Birlik Partisi) bölgedeki etkinliğinin Türkiye için ciddi bir güvenlik riski oluşturduğunu söyledi. Türkiye’nin PYD’nin desteklenmesini engellemek için önlemler aldığını ifade eden Bağcı, ABD, İngiltere ve İsrail’in bölgede nasıl bir rol oynayacağının önemli olduğunu dile getirdi.
Bağcı, “Türkiye’nin sınır güvenliği ve komşuluk ilişkilerinde güvenilir bir yapı önemlidir. Radikal bir devlet yerine demokratik, açık ve şeffaf bir yönetim tercih edilmelidir,” dedi. Ayrıca, Astana sürecinde Türkiye’nin, Rusya ve İran ile Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma taahhüdüne dikkat çekti.
“TÜRKİYE EN FAZLA ETKİLENEN ÜLKE”
Hüseyin Bağcı, Türkiye’nin Suriye politikasında kazanç sağlayabileceğini, ancak dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Suriyeli sığınmacıların dönüşü, altyapı projeleri ve askeri işbirliği konularında Türkiye’nin Suriye’ye katkı sağlayabileceğini belirtti. Ancak Colani’nin, Batı ile daha yakın ilişkiler geliştirmesi durumunda, Türkiye’nin etkisinin sınırlanabileceğine dikkat çekti.
Bağcı, Türkiye’nin Arap Baharı’ndan ders çıkarması gerektiğini ifade etti. “Türkiye, geçmişte birçok kayıp verdi. Şimdi olası bir Kürt devleti kurulmasına karşı adımlar atıyor,” dedi. Suriye’deki değişimlerin uluslararası hukuk çerçevesinde gerçekleştiğini belirten Bağcı, “Colani, Esad’dan farklı olarak daha dikkatli hareket etmek zorunda. Türkiye burada rehberlik edebilir,” şeklinde konuştu.
ULUSLARARASI HUKUKTA TARTIŞMALI TABLO
Programın diğer konuşmacıları, MİT Başkanı’nın, terör örgütü olarak tanımlanan bir yapının lideriyle aynı araçta bulunmasını uluslararası hukuk açısından tartışmalı bir durum olarak değerlendirdi. Türkiye’nin HTŞ’yi terör örgütü kabul etmesine rağmen, bu yakınlaşmanın uluslararası ilişkilerde nasıl yankılanacağı merak konusu oldu.
Hüseyin Bağcı, “Türkiye’nin bu süreçte öncelikli hedefi dikkatli ve ihtiyatlı bir politika izlemek olmalıdır,” dedi. Türkiye’nin rolünün kendi çıkarlarını koruyacak şekilde konumlandırılması gerektiğini söyledi.
abcpolitik.com