ABC Politik

Gündem

Merdan Yanardağ’dan çarpıcı HTŞ uyarısı: Bir zafer masalının büyüsüne sakın kapılmayın

Email :

ABC POLİTİK HABER MERKEZİ

TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Dr. Merdan Yanardağ, cihatçı HTŞ’nin faaliyetlerini sert bir şekilde eleştirdi. “Bir zafer masalının büyüsüne sakın kapılmayın” ifadelerini kullanan Yanardağ, bu grubun Suriye’de mezhepçi ve kaotik düzeni körüklediğini özellikle vurguladı. Bu tehlikenin, yalnızca Suriye’yi değil, Türkiye’yi de şüphesiz tehdit ettiğini dile getirdi. Yanardağ, açıklamalarında bu sürecin bölge halklarını çok daha büyük bir çıkmaza sürüklediğine dikkat çekti.

TARİHSEL ALEVİ ŞEYHİ HÜSEYİN BİN HAMDAN EL HASİBİ’YE YAPILAN SALDIRILAR

Selefi gruplar, Hüseyin Bin Hamdan El Hasibi’nin türbesini tamamen yok ederek büyük bir infiale neden oldu. Türbeyi koruyan yaşlılar ve kadınlar, acımasızca katledildi. Öte yandan Prof. Dr. Mehmet Yuva, saldırıya ilişkin görüntülerde, saldırganların hedef aldığı kişilerin başlarından ya da göğüslerinden vurulmuş olduğunu belirtti. Elbette bu vahşet, Halep, Humus, Hama, Laskiye ve Tartus’taki Aleviler arasında büyük bir öfkeye yol açtı. Dahası, Alevi toplumu, saldırılar karşısında birlik çağrıları yaptı.

ALEVİLER VE HRİSTİYANLARIN ORTAK DAYANIŞMASI

Bu tür saldırılar sonrası Alevi ve Hristiyan topluluklar dayanışma içinde sokaklara döküldü. Özellikle gösteriler sırasında yer yer çatışmalar yaşandı. Bunun yanında, silahlı gruplar, protestoculara karşı önce havaya ateş açtı. Bazı iddialara göre ise saldırganlar doğrudan kalabalığa ateş açarak ölümlere ve yaralanmalara neden oldu. Prof. Dr. Mehmet Yuva, dayanışma çağrılarının, halkın bir arada hareket etmesi için önemli bir adım olduğunu belirtti.

MEZHEPÇİLİK VE TERÖRÜN YIKICI ETKİLERİNE DİKKAT ÇEKİLDİ

Kimlik siyaseti, mezhepçilik ve din temelli milliyetçilik, her zaman demokrasiyi yok eden en büyük tehditlerden biri olarak öne çıkıyor. Bu tür siyaset anlayışları, toplumları bölerek büyük bir kaosa sürüklüyor. Dahası, Selefi gruplar, kutsal değerlere saldırarak Vahhabilik kökenli bir zihniyeti devam ettiriyor. Bu zihniyet, yalnızca Suriye’de değil, tüm bölgede istikrarsızlığı derinleştiriyor. Özetle, bu tür radikal ideolojiler, bölge halklarının barış içinde bir arada yaşamasını imkânsız hale getiriyor.

LAİKLİK VE DİNİN SİYASETTE KULLANILMASI

Yaşanan bu olaylar, laiklik ve dini özgürlükler üzerine süren tartışmaları tekrar gündeme taşıdı. “Dini siyasete alet etmek, toplumu derin bir çıkmaza sürükler” diyerek bu duruma dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Yuva, bu sürecin getirdiği çelişkileri de örneklerle açıkladı. Emirates Havayolları’nın Noel Baba figürlerini uçaklarında kullanması ve Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yılbaşı kutlamalarına yönelik olumsuz tavrı arasındaki çelişkiyi gündeme taşıdı. Açıkça görüldüğü üzere, din temelli siyasetin çelişkileri toplumları ayrışmaya sürüklüyor.

BÖLGEDE GERGİNLİK ARTIYOR

Hasibi türbesinin yok edilmesiyle başlayan olaylar, Alevi ve Hristiyan toplulukların dayanışma gösterilerine dönüştü. Bununla birlikte, gösteriler sırasında meydana gelen çatışmalar, olayların şiddetini daha da artırdı. Türkiye’nin cihatçı gruplara verdiği destek, gerginliği azaltmak yerine kaosu derinleştirdi. Bu politikalar, yalnızca Suriye’de değil, Türkiye’nin geleceğinde de ciddi sorunlara yol açıyor. Sonuç olarak, uzmanlar, bu tür iş birliklerinin bölgeye barış ve huzur getiremeyeceğini özellikle belirtiyor.

ACİL POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİ ÇAĞRISI

Türkiye, bölgedeki karmaşık yapıyı dikkate alarak dış politikasını değiştirmek zorunda. Cihatçı gruplarla kurulan iş birlikleri, sadece yıkım ve güvensizlik yaratır. Bu nedenle uzmanlar, bölgede barış ve huzur için laiklik ve bağımsızlık temelli politikaların önemine dikkat çekiyor. Dahası, mezhepçilikten uzaklaşarak toplumların bir arada yaşamasına olanak sağlayacak politikaların benimsenmesi gerektiğini vurguluyor.

Merdan Yanardağ’dan çarpıcı HTŞ uyarısı: Bir zafer masalının büyüsüne sakın kapılmayın