ABC Politik

Gündem

Ayasofya ve Aksa’nın durumu aynı mı?

Ayasofya ve Aksa’nın durumu aynı mı?
Email :

İktidar çevrelerinin “Dün Ayasofya, bugün Emevi, yarın Aksa” sloganıyla 1 Ocak sabahına eylem çağrısı yapması Türkiye Cumhuriyeti’nin koruma altına aldığı Ayasofya Camii ile İsrail işgali altındaki Mescid-i Aksa’nın durumunun aynı şey olarak mı görüldüğü sorusunu getirdi.

ANALİZ: ABC POLİTİK HABER MERKEZİ

İktidar çevrelerinin desteklediği ve “İnsanlık İttifakı” ve “Milli İrade Platformu” isimli kurumların düzenlediği duyurulan, “Dün Ayasofya, bugün Emevi, yarın Aksa: Bir Güneş Doğuyor” sloganıyla 1 Ocak 2025 tarihinde İstanbul Beyoğlu’ndaki Galata Köprüsü’ne yapılan eylem çağrısı dikkat çekiyor.

 

Eyleme Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ayhan Ogan ve AKP Mersin Milletvekili Nureddin Nebati gibi isimler sosyal medyadan paylaşım yaparak duyuru desteği verirken AKP İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’nin sosyal medya hesabında ise eylemin duyurusu sabit gönderi olarak yer alıyor.

MİLLİ İRADE PLATFORMU

Eylemin çağrıcılarına yakından baktığımızda ise dikkat çekici bir durumla karşı karşıya kalıyoruz.

Milli İrade Platformu’na baktığımızda kendilerini, “Milli İrade Platformu, ‘dershane’ tartışmalarının ilk alevlendiği dönemde, milli iradenin gücüne inanan 100 sivil toplum kuruluşunun paralel devlet yapılanmasına karşı ortak ses olarak kurulduğu bir platformdur” şeklinde tanımlıyor. Sosyal medya hesaplarının Eylül 2010 tarihinde açılan

Platform, 5 Aralık 2013 tarihinde “Bin Yıl Sürecek Denmişti…” başlıklı 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu kararlarına karşı yayınladığı bildiriden bugüne iktidara koşulsuz destek barındıran 32 bildiri yayınladı.

Bu bildiriler arasında, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’nin yürürlüğe girdiği 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu öncesi 10 Nisan 2017 tarihinde yayınlanan, “Büyük ve Güçlü Türkiye İçin Evet”, 24 Haziran 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesinde 22 Haziran 2024 tarihinde yayınlanan, “Güçlü ve Büyük Türkiye İçin Devam” ve 28 Mayıs 2023 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi 2. Turu öncesi 25 Mayıs 2023 tarihinde, “Türkiye Yüzyılı: Doğru Zaman, Doğru Adam: Recep Tayyip Erdoğan” gibi bildiriler dikkat çekiyor.

“TEVHİDİN SİLİNMEZ MÜHRÜ” AYASOFYA!

Milli İrade Platformu’nun Ayasofya’ya olan ilgisi ise yeni değil. Platform, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Temmuz 2020’de kıldığı namazla Ayasofya’ya cami niteliği kazandırılmasından önce 15 Haziran 2020 tarihinde “Ayasofya tevhidin silinmez mührüdür” başlıklı bir bildiri yayınladı.

Bildiride, “Ayasofya Camii’nin kilitli kapıları artık açılmalı; fethin sembolü, Konstantinopolis’in İslambol oluşunun nişanesi olan bu mahzun mabedin cemaate, kıyama, rükû’a, secdeye, tekbire, salavata ve duaya olan hasreti dindirilmelidir. Ayasofya Camii sadece fethin değil, büyük tarihimizin de bir sembolüdür. Ayasofya Camii’nin asli hüviyetine kavuşması demek, azîz milletimizin kendi inancı, tarihi, kültürü ve kendi ruhuyla yeniden buluşmasının önündeki kapıların da sonuna kadar açılması demektir” ifadeleri yer aldı.

İNSANLIK MI ERDOĞAN İTTİFAKI MI?

Milli İrade Platformu’nda kurumsal bir yapı görülürken eylemin diğer çağrıcısı olan “İnsanlık İttifakı” içinse bu yönde bir bilgiye ulaşmak oldukça zor.

İnsanlık İttifakı ile ilgili internette arama yapıldığında karşınıza yalnızca grup üyelerinin dün İstanbul çapında yaptıkları afişleme çalışmalarının Anadolu Ajansı tarafından servis edilen haberi çıkıyor.

İnsanlık İttifakı’nın sosyal medya hesabının ise 2024 yılı Aralık ayında açıldığı görülüyor. 4 kullanıcının takip ettiği hesabın yalnızca Recep Tayyip Erdoğan’ı takip ediyor olması ise dikkat çekti.

AYASOFYA VE AKSA’NIN DURUMU

Eylemin sloganında yer alan Suriye’nin başkenti Şam’da bulunan Emevi Camii, Erdoğan’ın 5 Eylül 2012 tarihinde dönemin Devlet Başkanı Beşar Esad rejiminin devrilmesi dileğini ifade ederken kullandığı, “İnşallah Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camisi’nde namazımızı da kılacağız” ifadelerinden bugüne iktidar çevrelerinin ilgi odağı olan bölgelerden biri.

Recep Tayyip Erdoğan’ın “katil”, “diktatör” gibi nitelemeler kullandığı Beşar Esad yönetiminin Batı ve AKP destekçisi silahlı gruplar tarafından 8 Aralık 2024’te düşürülerek yönetime el koyulmasının ardından MİT Başkanı İbrahim Kalın, 12 Aralık 2024 tarihinde Şam’a gitmişti. Yönetime el koyan cihatçıların lideri Ahmet El Şara’nın arabasında gezdirdiği İbrahim Kalın, Emevi Camii’nde de namaz kılmıştı.

Müslümanların ilk kıblesi olarak kabul edilen ve Kudüs şehrinin doğusunda bulunan Eski Şehir bölgesi Tapınaklar Tepesi’nde bulunan Mescid-i Aksa ise yıllardır Filistin halkına karşı katliamlara girişen İsrail’in işgali altında.

Eylemin sloganında yer alan Ayasofya ise 532-537 yılları arasında dönemin Bizans İmparatoru 1. Justinianus yönetimi tarafından İstanbul’un o dönemdeki şehir merkezine Ortodoks mezhebi için bir patrik katedrali olarak inşa ettirildi. Dönemin Osmanlı İmparatorluğu Padişahı 2. Mehmed tarafından İstanbul’un 29 Mayıs 1453 tarihinde fethedilmesinin ardından camiye çevrilmişti.

Ayasofya, Cumhuriyet’in ilanından sonra ise Türkiye Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934 yılında yayınladığı kararname ile tadilata alınmış ve 1935 yılında ise Bakanlar Kurulu kararıyla hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar için önemi nedeniyle müzeye dönüştürülmüştü.

Erdoğan’ın 10 Temmuz 2020 tarihli kararnamesinin Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla Ayasofya’ya camii statüsü kazandırıldı. Yükselen tepkilerin ardından 2024 yılında ise Ayasofya’nın alt katı cami, üst katı ise müze olarak hizmet vermeye başladı.

SLOGANLA NE ANLATILMAK İSTENİYOR?

Çağrı yapılan eylemde Ayasofya’dan Mescid-i Aksa’ya bir devamlılıktan bahsedilmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin Ayasofya’yı koruma altına almasıyla İsrail’in işgalinin aynı şey olarak mı görüldüğü sorusu akıllara geldi.