ABC Politik

Ekonomi

Dolar 43 TL’yi görebilir: Bu tahminler sinirlerinizi bozacak!

Dolar 43 TL’yi görebilir: Bu tahminler sinirlerinizi bozacak!
Email :

ABC POLİTİK HABER MERKEZİ

2024 yılı, Türkiye ekonomisi için ağır enflasyonist baskılar ve derin gelir eşitsizlikleriyle dolu bir yıl oldu. Sabit gelirli grupların alım gücü eridi. Asgari ücretliler ve emekliler, yüksek fiyat artışları karşısında büyük kayıplar yaşadı. Sabit gelirli kesimler, 2024’ün en mağdur grupları arasında yer aldı. Gelirleri enflasyonu aşan yüksek gelirli kesimler ise avantajlı konumda kaldı.

Ekonomideki kutuplaşma, toplumsal huzursuzluğu artırdı. Finansal piyasalara erişimi olan kesimler, artan varlık fiyatlarından faydalandı. Ancak düşük gelirli gruplar, yaşam koşullarındaki bozulmadan olumsuz etkilendi. 2024 yılı, sabit gelirli ve düşük gelirli kesimler için ağır ekonomik şartlarla geçti.

2025 YILI ENFLASYON VE BÜYÜME BEKLENTİLERİ

Dünya gazetesine konuşan Prof. Dr. Selva Demiralp, 2025’in enflasyon tahminlerini iyimser ve kötümser senaryolarla açıkladı. İlk çeyrekte enflasyon oranını iyi senaryoda yüzde 40,29; kötü senaryoda yüzde 40,82 olarak tahmin etti. Yıl sonu için ana senaryoda yüzde 31,97, iyi senaryoda yüzde 27,74, kötü senaryoda ise yüzde 36,33 seviyelerinde enflasyon beklediğini belirtti.

Büyüme ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Demiralp, “Büyüme bacağında 2025 yılı genelini yüzde 3’ün altında bir rakama razı olarak geçireceğimizi düşünüyorum” şeklinde konuştu. Ekonomist Prof. Dr. Ceyhun Elgin de büyüme oranının yüzde 2,5 seviyelerinde kalacağını ifade etti. Elgin, “Böyle bir büyüme oranı Türkiye gibi bir ülke için istihdam yaratmada yetersiz kalır” değerlendirmesinde bulundu.

İŞSİZLİK ORANLARI VE GELİR DAĞILIMI SORUNLARI

Prof. Dr. Selva Demiralp, işsizlik oranlarının yüzde 10 seviyelerinde seyredeceğini ifade etti. Elgin ise, “Türkiye’de işsizlik, hızlı büyüme dönemlerinde bile yüzde sekiz altına düşmedi. Ekonominin zayıfladığı dönemlerde ise yüzde 13 seviyelerine yükseldi. 2025 yılında bu eğilim devam eder” yorumunda bulundu.

TRUMP’IN POLİTİKALARI VE KÜRESEL ETKİLERİ

ABD Başkanı Donald Trump’ın 2025’teki politikaları, küresel ekonomide belirsizlik yaratıyor. Demiralp, Trump’ın gümrük vergilerini artırma olasılığının küresel ticareti etkileyebileceğine dikkat çekti. Trump’ın iddia ettiği gibi Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi durumunda, petrol fiyatlarında düşüş yaşanabilir. Demiralp, bu gelişmenin Türkiye ekonomisine olumlu yansıyabileceğini ifade etti.

DIŞ BORÇLANMA MALİYETLERİ VE ENFLASYON RİSKLERİ

Demiralp, Trump’ın politikalarının küresel enflasyonu artırabileceğini belirtti. ABD tahvil faizlerinin yükselmesi ve tahvil arzının artması, Türkiye’nin dış borçlanma maliyetlerini yükseltebilir. Demiralp, “ABD’nin artan bütçe açığının finansmanı için tahvil arzını artırması da ABD getiri eğrisini dikleştireceği için dış borçlanma maliyetlerimiz bu durumdan olumsuz etkilenecektir” ifadelerini kullandı.

DÜŞÜK FAİZ POLİTİKASININ SONUÇLARI

Birgün’e konuşan ekonomist Ceyhun Elgin, düşük faiz politikasının ekonomik büyümeye sınırlı katkı sağladığını ifade etti. Merkez Bankası’nın faiz indirim kararlarının, 2025 büyüme oranını yüzde 2,5 seviyesinde tutacağını söyledi. Döviz kurunun ise 2025 sonunda 42-43 TL seviyelerinde olacağını öngördü.

YENİDEN DEĞERLEME ORANI VE SABİT GELİRLİLERİN DURUMU

Yeniden değerleme oranı, yüzde 43,9 olarak belirlendi. Bu oran, sabit gelirli kesimler üzerinde büyük bir yük yaratacak. Asgari ücret artışıyla uyumsuz olan bu oran, tüketici fiyatlarını artırarak düşük gelirli kesimlerin bütçesini zorlayacak.

EKONOMİDE REFORMLARIN ÖNEMİ

Demiralp ve Elgin, Türkiye’nin enflasyonla mücadelede kapsamlı reformlara ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Mevcut şartların, ekonomik istikrarı sağlamada yetersiz olduğunu belirttiler. Gelir dağılımındaki eşitsizliklerin azaltılması, sabit gelirli kesimlerin korunması ve büyümenin kapsayıcı hale getirilmesi gerektiğine dikkat çektiler. 2025, sabit gelirli kesimler için zorlayıcı bir yıl olacak.