TELE1’in Genel Yayın Yönetmeni Dr. Merdan Yanardağ, 18 Dakika programında önemli değerlendirmelerde bulundu. Yanardağ, Cumhur İttifakı’nın stratejilerini ve demokratik muhalefetin karşılaşabileceği riskleri ele aldı.

ÜLKÜ OCAKLARI VE DEMOKRATİK MUHALEFET

Yanardağ, ülkü ocaklarıyla ilgili görüşlerini şu şekilde dile getirdi:

“Bu ülke ocakları konusunda benim söyleyeceğim şey şu: Katılıyorum size. Ülkü ocaklarında hem daha önce hem de günümüzde samimi, vatansever insanlar, gençler var. Ülkücü hareketin içinde bu insanları tenzih edelim. Onları tenzih edelim. TELE1 izleyicileri arasında da bu hareketi izleyenler var. Ve bu büyük bölünmede Cumhur İttifakı’na karşı esaslı mücadele verenler oldu onların arasında. Demokratik muhalefet alanında bulunmakta ısrar ettiler, kararlılık gösterdiler ve bunu uzun süredir sürdürdüler.

Biz de bir dönem ülkü ocaklarında genel başkanlık yapmış birçok ismi, bazı isimleri yayınlarımıza aldık. Zaten onlar demokratik muhalefet alanının bileşenleridir. Bugün Remzi Çayır, Milli Yol Partisi’nin Genel Başkanı. Milliyetçi Türkiye Partisi’nin Genel Başkanı Ahmet Yıldız ve buna benzer çok sayıda vatansever, bugün demokratik muhalefet alanında bulunan kişiler de var. Sadece bunu belirtmekle yetinelim. Ancak bu saptama önemlidir.”

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI

Yanardağ, Milli Eğitim Bakanlığı’nın protokol uygulamalarına yönelik eleştirilerini şu sözlerle aktardı:

“Madem öyle, ben çok net bir öneri yapıyorum: Milli Eğitim Bakanlığı, en kısa sürede Dev-Genç ile, ki şu anda Dev-Genç adı yok ama devrimci gençlik dernekleriyle, örneğin Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu ile bir protokol imzalamalıdır. Böyle bir şey olabilir mi? Siz bir siyasi hareketin gençlik örgütlenmesiyle, üstelik Türkiye’de çok tartışılan bir gençlik yapılanmasıyla Milli Eğitim Bakanlığı adına bir protokol imzalar mısınız? Halk eğitim merkezlerinde onların kurs ve ders verebileceği bir ortam yaratmaya çalışıyorsunuz.”

Bu durumu, “kutuplaştırıcı ve faşist bir karakterin belirginleşmesi” olarak niteleyen Yanardağ, devletin yeniden yapılandırılma sürecinin hızlandığını ifade etti.

İMRALI SÜRECİ VE STRATEJİK HAMLELER

Yanardağ, İmralı sürecine dair şu değerlendirmelerde bulundu:

“Değerli seyirciler, durum şu: Öncelikle, bu yeni açılım süreci ya da İmralı süreci denilen siyasi hamlenin tek ve temel bir amacı vardır. Bu amaç, AKP iktidarının siyasal ve tarihsel ömrünü uzatmaktır. Daha doğrusu, Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın ömrünü uzatmaktır. Strateji şudur: HDP ve HDP’ye oy veren, bu partiyi destekleyen Kürt yurttaşlarımızı demokratik muhalefet alanından koparmak ve Cumhur İttifakı’na eklemlemek ya da onun yedeğine almaktır.”

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VE MUHALEFETİN ROLÜ

Yanardağ, anayasa değişikliği konusundaki gelişmeleri şu şekilde yorumladı:

“Bir referandumdan korkuyorlar. Anayasa değişikliği için topluma gitmekten korkuyorlar. O yüzden Meclis’te çoğunluk bulmaya çalışacaklar. Eğer HDP yönetimi demokratik muhalefet blokundan koparsa, bu partiye oy veren ve aydınlanmacı, laiklikten yana, demokratik hak ve özgürlükler konusunda ısrarlı ve tutarlı olan Kürt yurttaşlarımız buna itibar etmeyecektir.”

Yerel seçimlerdeki örneklere dikkat çeken Yanardağ, Kürt yurttaşların AKP karşıtı tutumlarını sürdüreceğini düşündüğünü belirtti.

CHP’YE ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI

CHP’nin muhalefet bloğundaki kritik rolüne vurgu yapan Yanardağ, şu öneriyi yaptı:

“CHP, ana muhalefet partisi olarak bir an önce adayını belirlemeli ve diğer muhalefet güçleriyle koordinasyon içinde erken seçim için toplumu harekete geçirmelidir. Bu, bir kurtuluş programı değil, bir geçiş programıdır. Ancak bu süreç, Türkiye’yi dinci faşist bir rejimin inşasından uzaklaştıracak ve normalleşme için uygun bir zemin hazırlayacaktır.”