Deutsche Bank, Türkiye için 2025’te büyüme, enflasyon ve faiz tahminlerini güncelledi. Dolar/TL beklentileri açıklandı.
ABC POLİTİK HABER MERKEZİ
Deutsche Bank, Türkiye ekonomisine dair tahminlerini güncelledi. Banka, büyüme, enflasyon ve faiz oranları konularında dikkat çekici öngörülerde bulundu.
EKONOMİK BÜYÜME BEKLENTİLERİ
Deutsche Bank, Türkiye’nin 2024 GSYH büyümesini yüzde 2,9 olarak belirledi. Banka, 2025 için büyüme beklentisini yüzde 2,8 ve 2026 için yüzde 4,7 olarak açıkladı. Analistler, 2025’te ekonomik toparlanmanın hızlı olmayacağını ifade etti.
ENFLASYON BEKLENTİLERİ YÜKSELDİ
Banka, 2025 enflasyon tahminini yüzde 26’dan yüzde 28’e yükseltti. Raporda, dezenflasyon sürecinin devam etmesine rağmen, enflasyondaki düşüş hızının risklerle karşı karşıya kalabileceği belirtildi. Analistler, Türkiye’de potansiyel enflasyon katılığından endişe duyduklarını vurguladı.
PARA POLİTİKASI VE FAİZ ORANLARI
Deutsche Bank, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimlerine devam edeceğini öngördü. Ocak ayında 250 baz puanlık faiz indirimi bekleniyor. Analistler, politika faizinin nisan ayına kadar yüzde 40’a düşeceğini tahmin etti. Banka, yıl sonu politika faizi tahminini yüzde 30’dan yüzde 32,5’e revize etti.
Deutsche Bank, TCMB’nin aralık ayında gerçekleştirdiği 250 baz puanlık faiz indiriminin ardından asgari ücret artışının kendi tahminleriyle uyumlu olduğunu belirtti. Analistler, faiz indirimlerinin ekonomik büyümeye sınırlı katkı sağlayacağını ifade etti.
DOLAR/TL TAHMİNLERİ
Deutsche Bank, 2025 yıl sonu için dolar/TL tahminini 43 olarak açıkladı. Banka, 2026 yıl sonu dolar/TL tahminini ise 49 seviyesinde duyurdu. Raporda, “Enflasyonda kayda değer bir yavaşlama sağlamanın potansiyel olarak zor olduğuna” işaret edildi.
ANALİSTLERİN DEĞERLENDİRMELERİ
Bloomberg HT’nin haberine göre, Deutsche Bank analistlerinden Yiğit Onay ve Christiyan Wietoska, raporda şunları dile getirdi: “Enflasyonda kayda değer bir yavaşlama sağlamanın potansiyel olarak zor olduğuna işaret ettik.” Analistler, politika faizindeki indirimlerin büyüme üzerindeki etkilerinin sınırlı olacağını vurguladı. Ekonomide potansiyel risklere rağmen, derin bir resesyon olasılığının düşük olduğunu belirttiler.