AKP-Erdoğan iktidarının, Cumhuriyeti tam olarak tasfiye ederek yerine bir islami rejim kurabilmek amacıyla Türkiyeyi soktuğu kaos ortamının bedelini, toplum acı şekilde ödemeye devam ediyor.
Bütün kurumlarıyla, “dinci faşist” bir rejim kurmanın aracı olarak halka dayatılan “başkanlık sistemi” ve “yeni anayasa” projeleri, ülkeyi bir ateş ve çatışma ortamına sürüklüyor. Ankara Kızılay katliamının üzerinden daha bir hafta geçmeden İstanbul’un kalbinde, Beyoğlu’nda bir canlı bomba daha patlamasının anlamı budur.
7 Haziran 2015 seçimlerinde ağır bir yenilgiye uğrayan, bu nedenle seçim sonuçlarını tanımadığını ilan ederek iktidarı terk etmeyen Erdoğan-AKP kliği, iç savaşı göze alan bir çatışma siyaseti izliyor. Gerilimi sürekli tırmandırmaları ya da çıtayı yükseltmelerinin bir nedeni var; bütün devrim ve karşı devrim süreçlerinde olduğu gibi, durdukları anda yıkılacaklarını seziyorlar. Dahası ağır bir hesap sorma dalgasıyla karşılaşacaklarından korkuyorlar.
İSTİKRAR DEĞİL KAOS YARATTILAR
AKP ve Erdoğan, istikrar için toplumdan yeniden siyasal ve ideolojik bir onay istediği halde, Türkiye tam tersine bir kargaşa, çatışma, katliam ve korku iklimine sürüklendi. İktidar toplumun can ve mal güvenliğini koruyamaz hale geldi. Güneydoğuda iç savaş çıkardı, Suriye’ye “dinci terör” ihraç etti, Türkiye bu ülkeyle savaşın eşiğine geldi. Ülkede 9 ayda 3 bine yakın insan öldü. Sadece 7 Hazirandan beri tam 6 bomba patladı ve 6 toplu kırım (katliam) meydana geldi.
Ülke yeni bir Fetret durumuna (devlet yapısında dağılma, iktidar boşluğu, belirsizlik ve hukuksuzluk haline) ve dönemine girdi. Siyasal İslamcı klik, Türkiye’yi 1 Kasım’da yeniden seçime götürmesine karşın amaçlarına yine de ulaşamadı. İktidar kendi yarattığı kaosun içinde boğulmaya başladı. Adil yapıldığı konusunda derin kuşkular bulunan 1 Kasım seçimlerinde iktidarı yeniden ele geçiren Erdoğan-AKP kliği, Türkiye’yi yönetemez hale geldi.
AKP TERÖR RANTINI YEMEYE ÇALIŞIYOR
Daha önce de ısrarla vurguladığım gibi, İslamcı hareket ve Erdoğan-AKP kliği, laik cumhuriyeti yıkmasına karşın kendi rejimini tam olarak kuramadı. Türkiye adeta arafta kaldı. Bu nedenle Erdoğan-AKP kliği ülkeyi ve toplumu gererek, halkta yakıcı bir güvenlik kaygısı yaratarak ve ülkeyi bir çatışma ortamına sürükleyecek ölçüde saflaştırarak kendi mezhepçi, anti-demokratik, baskıcı ve totaliter projesine tazelenmiş bir onay/rıza üretmeye çalıştı. Yapamadı. İşte bugün yaşadığımız bütün gerilimin, kargaşanın ve nihayet kaosun nedeni budur.
AKP iktidarı, terör ve kargaşa ortamından kendisi için bir siyasi rant elde etmeye çalışacaktır. Eğer ilerici muhalefet güçleri bu durumu görüp etkili bir teşhir (gerçekleri açıklama) kampanyası yürütmez, sert bir mücadele çizgisi izlemez ve meydanlara çıkamazsa, Erdoğan-AKP iktidarının söz konusu amacını gerçekleştirme olasılığı hiç de az değildir.
DEVRİMCİ BİR MÜCADELE ÇİZGİSİ ŞART
Toplumu terörize ederek ilerici muhalefet güçlerini sindirmeyi, hatta ezmeyi planlayan Erdoğan-AKP kliğine karşı, “devrimci” bir mücadele çizgisi izleyerek yeniden siyasal, entelektüel ve ahlaki inisiyatif ele geçirmelidir. Bütün koşullar bunu yapmak için hazırdır.
Hükümetin gardı dağılmış durumdadır. Türkiye’yi yönetemez hale gelen Erdoğan-AKP iktidarı, tarihinin en zayıf dönemindedir. Sorun güçlü, etkili ve cesur bir devrimci muhalefeti ortaya çıkarmaya kalmıştır.