ABC Politik

Dünya

NATO, Rusya ve Çin’i suçlayan kara propaganda videosunu neden yayınladı?

NATO, Rusya ve Çin’i suçlayan kara propaganda videosunu neden yayınladı?
Email :

Batı sömürgeciliğinin askeri gücü NATO, tarihsel olarak “çevreleme” politikası izlediği Rusya ve müttefiki Çin’i suçlayan bir kara propaganda videosu yayınladı.

SONER BAHADIR

Küresel siyasetteki güç yarışında propaganda savaşları da hız kesmeden devam ediyor.

2. Dünya Savaşı sonrası, sosyalist devletlerin oluşmasına karşı kurulan ve Batı sömürgeciliğinin askeri gücü haline gelen NATO, Rusya ve Çin’e karşı bir kara propaganda videosu yayınladı.

NATO’nun videoyu yayınladığı sosyal medya hesabındaki mesajda, “NATO, halkının güvenliğini sağlamak ve bugünün ve yarının güvenlik sorunlarıyla yüzleşmeye hazır olmak için yıldan yıla uyum sağlıyor. Daha fazlasını öğrenmek için izleyin” ifadelerine yer verildi.

NATO Genel Sekreteri seçilen Rutte, Erdoğan’ın “dostluğunu” yeniden mi kazandı?

“RUSYA EN BÜYÜK TEHDİT, ÇİN MEYDAN OKUYOR”

Animasyon videoda, iki ülke hakkında, “Bugün Rusya, NATO ve ortaklarının istikrarını bozmak amacıyla konvansiyonel, siber ve hibrit araçları kullanan İttifakın güvenliğine yönelik en ciddi ve doğrudan tehdittir. Çin’in askeri yapılanması ve zorlayıcı politikaları NATO’nun çıkarlarına, güvenliğine ve değerlerine meydan okuyor” denildi.

Videoda şu ifadelere yer verildi:

“Bugün Rusya, NATO ve ortaklarının istikrarını bozmak amacıyla konvansiyonel, siber ve hibrit araçları kullanan İttifakın güvenliğine yönelik en ciddi ve doğrudan tehdittir. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı Avrupa’da barışı parçaladı.

Terörizm küresel bir güvenlik sorunu olmaya devam ediyor. Afrika ve Orta Doğu’daki çatışma ve istikrarsızlık doğrudan büyük çaplı göçlere ve can kayıplarına neden oluyor.

İklim değişikliğinin etkileri, istikrarsız kurumlar, sağlıkla ilgili acil durumlar ve gıda güvensizliğinin bu bölgelerdeki etkileri de terörist grupların büyümesine yol açabilir.

Çin’in askeri yapılanması ve zorlayıcı politikaları NATO’nun çıkarlarına, güvenliğine ve değerlerine meydan okuyor. Dezenformasyon kampanyaları da dahil olmak üzere kötü niyetli hibrit ve siber operasyonları Müttefikleri hedef alıyor ve güvenliğimizi tehdit ediyor.

NATO aynı zamanda yapay zeka gibi yeni teknolojilerin geliştirilmesi, silah kontrolü anlaşmalarının aşınması ve enerji tedarikine yönelik anlaşmalardan kaynaklanan güvenlik sorunlarıyla da karşı karşıyadır.

Müttefikler kurulduğundan bu yana dünya temelden değişti ancak NATO’nun ana hedefi değişmedi. İttifak her yıl vatandaşlarını güvende tutmak ve yarının zorluklarıyla yüzleşmeye hazır olmak için uyum sağlamaya devam edecek.”

 

ABD – RUSYA GERGİNLİĞİNİN İLK PERDESİ: SOĞUK SAVAŞ

2. Dünya Savaşı sonrasında, dönemin ABD Başkanı Harry Truman, SSCB’ye karşı Kongre’de 12 Mart 1947 “Truman Doktrini” olarak anılacak doktrini ilan etti. Bu doktrin doğrultusunda, 4 Nisan 1949’da Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde Belçika, Birleşik Krallık, Danimarka, Fransa, Hollanda, İtalya, İzlanda, Kanada, Lüksemburg, Norveç ve Portekiz’den oluşan 12 ülke bir araya gelerek sosyalist ülkelere karşı Kuzey Atlantik Antlaşması’nı (North Atlantic Treaty Organization- NATO) imzaladı.

Savaş sonrasında kurulan sosyalist hükumetler ile SSCB arasında ise Çekoslavakya ile 1943, Polonya ile 1945; Bulgaristan, Macaristan ve Romanya ile de 1948 yılında ikili anlaşmalar imzalandı.

NATO’nun kurulmasının ardından sosyalist ülkeler de SSCB öncülüğünde bir araya gelerek 14 Mayıs 1955’te Polonya’nın Varşova kentinde “Varşova Paktı”nı imzaladı. Varşova Paktı’nı Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslavakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya ve SSCB olmak üzere 8 ülke imzaladı.

Çin’de ise Mao Zedong öncülüğündeki komünist silahlı güçler 1 Ekim 1949’da iktidarı ele geçirerek sosyalist bir devrim yaptılar ve Çin Halk Cumhuriyeti’ni ilan ettiler. Devrim sonrası Çin ve SSCB arasında kısa süreli bir yakınlaşma olsa da tarihe “Çin-Sovyet ayrılığı” olarak geçen anlaşmazlık nedeniyle Çin Halk Cumhuriyeti, Varşova Paktı’nda yer almadı.

“Komünizmin yayılmasını engellemek” maksadıyla kurulan NATO ile Varşova Paktı ülkeleri arasında “Truman Doktrini”nin yayınlandığı 1947 yılından, SSCB’nin dağıldığı 1991 yılına kadar geçen süre siyasi tarihte “Soğuk Savaş” olarak adlandırıldı.

“ÇEVRELEME” POLİTİKASI VE UKRAYNA

Soğuk Savaş boyunca NATO’nun önceliği SSCB’nin komşu ülkelerinin anti Sovyet rejimlerle yönetilerek SSCB’nin “çevrelenmesi” oldu.

NATO’nun bu çevreleme stratejisi, SSCB’nin dağılması ve Varşova Paktı’nın ortadan kalkmasıyla da son bulmadı. Aynı politika bu sefer SSCB devletinin resmi mirasçısı olan Rusya Federasyonu’na uygulandı.

Bu politikanın son göstergesi olarak Rusya Federasyonu’nun sınır komşusu ve eski SSCB ülkesi Ukrayna’da 2019’da NATO destekçisi Volodimir Zelenski’nin Devlet Başkanı olması, 2014’ten beri Kırım, Donbass, Donetsk ve Luhansk gibi bölgelerde süren gerginliği arttırdı.

Rusya Federasyonu, Volodimir Zelenski’nin iktidara gelmesinin NATO’nun Rusya’yı çerçeveleme politikasının bir sonucu olduğunu ve bu yüzden Rusya’ya bir tehdit oluşturduğu değerlendirmesinde bulundu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Zelenski’ye NATO hedefinden vazgeçme çağrısı yapmış, Zelenski ise ülkesinin Rusya tarafından güvenlik tehdidi altında bulunduğunu öne sürerek bu hedefinden vazgeçmemişti.

Bu gelişmeler üzerine 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya, Ukrayna’ya askeri operasyon başlattı.

RUSYA – ÇİN YAKINLAŞMASI

Soğuk Savaş döneminde Rusya ve Çin arasında yaşanan anlaşmazlık, Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte yavaş yavaş yakınlaşmaya dönüştü.

İki ülke, 1996 yılında, eski Sovyet cumhuriyetleri olan Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistanla birlikte Şanghay İşbirliği Örgütü’nü kurdu. 2001 yılında yine eski bir Sovyet cumhuriyeti olan Özbekistan’ın da katılımıyla Örgüt’ün üye sayısı 6’ya yükseldi. 9 Haziran 2017’de Hindistan ve Pakistan’ın da katılımıyla üye sayısı 8 olan Örgüt’e 17 Eylül 2021 tarihinde İran da katıldı ve üye sayısı 9’a yükseldi.

AB’yi öven Özel’den iktidara Şanghay İşbirliği Örgütü eleştirisi

YAKINLAŞMA “BRICS”LE DEVAM ETTİ

Rusya ve Çin arasındaki ABD ve Batı hegomonyasını kırma amaçlı yakınlaşma, 2001 yılında Brezilya ve Hindistan’la beraber “BRIC” adıyla anılan ve 2011 yılında bu ülkelere Güney Afrika’nın da katılmasıyla “BRICS” adını alan ekonomik birlikle artarak devam etti.

BRICS, 15 Temmuz 2014 tarihinde Brezilya’da düzenlenen 6. Zirvesi’nde “Yeni Kalkınma Bankası”nı kurdu.

BRICS’e 2024 yılında Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya, İran ve Mısır olmak üzere 4 ülke daha katıldı ve üye sayısı 9’a yükseldi.

CHP’li Faik Öztrak’a NATO’dan yeni görevlendirme