ABC Politik

Hüsnü Mahalli
16 Eylül 2024
Email :

AFGANLILARA NE OLDU?

13 Temmuz’da Pennsylvania eyaletinde yaptığı seçim mitingi sırasında suikast girişimini kulağını sıyıran kurşunla atlatan eski Başkanı ve 5 Kasım seçimlerinde Cumhuriyetçilerin adayı Trump’ın dün ikinci suikast girişimini atlattığı konuşuluyor. Olayın detayları henüz net olmamakla birlikte şüphelinin kimliğinin Ryan Wesley Routh olduğu açıklandı. Adam 2023’te New York Times gazetesine konuşmuş ve Ukrayna konusundaki tutumundan dolayı Trump’a ağır laflar etmiş. Sosyal medyada paylaştığı videolarında Ukrayna’da savaşan Nazi gruplarının propagandasını yapan Routh, Amerikan yönetiminin ülkelerinden kaçan Afganlıları paralı asker olarak Ukrayna’ya göndermesini savunuyordu

Bu videoları görünce doğal olarak aklıma bizim buraya gelen ve ezici çoğunluğu 20-30 yaş grubundaki Afganlı erkekler geldi. Amerikan askerinin bırakıp kaçmasından ve 15 Ağustos 2021’de Taliban’ın başkent Kabil’i ele geçirmesinden beş gün sonra yani 20 Ağustos’da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türkiye’de şu anda emniyet kayıtlarımızda ve kayıt dışı 300 bin Afganistanlı göçmen söz konusudur.” demişti. Aynı Erdoğan bu açıklamasından bir ay önce yani 20 Temmuz’da “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Daha iyi anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum” diye konuşmuştu.

Peki Türkiye’de şimdi kaç Afganlı vardır?

Bilen yok.

Peki bu Afganlılar nerede ya da ne yapıyor?

Resmî bilgi yol.

Buraya gelen Afganlıların kaçta kaçı Türkiye üzerinden ABD ya da başka NATO ülkesine gitti?

O da belli değil?

Suikastçı Routh’ın anlattığı gibi acaba kaç Afganlı Ukrayna ya da başka bir yerde savaşıyordur?

Türkiye’ye gelen Afganlıların belki de büyük bölümü 20 yıl süren Amerikan ve NATO işgali yıllarında Amerikan ordusu, CİA ve Amerikan kurumlarıyla işbirliği yapmış ve Amerikan ordusu yenilip kaçınca onlar da kaçmak zorunda kalmıştı. Bazıları da çağdışı Taliban’ın yönettiği Afganistan’da yaşamak istemediği için kaçmıştır. Üstelik yanlarına varsa eşlerini, annelerini ve kızkardeşlerini almadan. Afganistan’da kaderine terk edilen ya da yaşamak zorunda bırakılan kadınlar perişan durumunda ama onları düşünen ya da onlar için bir şeyler yapan kimse kalmadı. Özgürlük, demokrasi, eşitlik ve kadın hakları batının ve onunla işbirliği yapanların umurunda değil ve hiç bir zaman olmamıştır.

Bir zamanlar bizim burada da herkes Afganlı mültecileri, olası risklerini ve onlarla ilgili karanlık senaryoları konuşuyordu ama bir çok konuda olduğu gibi bu konuda unutulup gitti.

Ne demiş Osmanlı:

“Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür”

Peki Mehmet Akif ne demişti:

“Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”

Ne ders ne de ibret alan yok.

Her konuda, her alanda , her düzeyde ve her yerde her şey ya yalan ya da yanlış.

Ne hesap soran var ne de yalanının hesabını veren.

Durum böyle olunca bizim gibi ülkelerde iktidarların işi çok daha kolay oluyor.

Ne yaparlarsa yapsınlar hesap soran yok.

Çok ağır sorunlarla uğraşan ya da uğraşmak zorunda bırakılan toplumun büyük bölümü saçma sapan gündemlerle oyalandığı için artık her şeye ilgisiz ve hiç bir şeyi umursamıyor. En büyük sorun cehalet, yoksulluk ve bağnaz dini öğretilerdir. Bu durum iktidarların işini daha kolaylaştırıyor.

İstedikleri kadar yalan söylüyorlar ya da yanlış işler yapıyorlar.

Bir örnek;

10 Eylül’de ABD ile Güney Kıbrıs arasında askeri işbirliği antlaşması imzalandı ve bu antlaşma büyük olasılıklı İsrail lehine ama Türkiye aleyhinedir. Çünkü öncesinde NATO; bir Türk savaş gemisinin de katıldığı ve İsrail’i korumayı amaçlayan bir tatbikat gerçekleştirmişti.

Tatbikata katılan Amerikan savaş gemilerinden bir tanesi on gün önce İzmir limanına demir atmıştı. 10 Eylül’de başlayan ve 2 Ekim’de bitmesi beklenen NATO’nun aynı bölgede FOCOPS 2024/5 adıyla ve TCG Burak Reis denizaltısının katıldığı tatbikatı devam ediyor. NATO’nun dün aynı bölgede başlayan tatbikatı 30 Eylül’e kadar sürecek. NATO’nun bu tatbikatlarla tek bir amacı var o da olası bir İran saldırısı karşısında İsrail’i korumaktır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Libya ve Karabağ’a gittiğimiz gibi İsrail’e de gideriz’ demişti.

NATO izin verirse.

Daha doğrusu NATO’nun Türkiye’deki üsleri izin verirse.

Neyseki bu NATO, Türkiye’nin ABD, İsrail, Yunanistan ve adada iki askeri üssü bulunan İngiltere’nin işbirliğine karlı KKTC ile bugün başlattığı ve üç gün sürmesi beklen tatbikata sesini çıkarmıyor.

Vardır bir bildiği ama biz yine de ‘Allah razı olsun’ diyelim!

*www.tele1.com.tr’den alındı