ABC Politik

Gündem

Öcalan yeni Barzani mi?

Öcalan yeni Barzani mi?
Email :

Eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner, IKBY yönetimiyle geliştirilen yakın ilişkileri örnek göstererek, “Kürtlere düşmanlık beslediği veya onların kazanımlarından rahatsızlık duyduğu iddiası asılsızdır, yalandır” dedi. Abdullah Öcalanla her zaman görüşülmesi gerektiğini fakat Öcalan’ın silah bırakma çağrısının PKK için etkili olmayacağını savunan Mehmet Metiner, “DEM Parti’nin itibarlı bir aktör olarak konumlandırılmasını son derece yanlış ve zararlı buluyorum” yorumunu yaptı.

SONER BAHADIR

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, 1 Ekim 2024 tarihindeki TBMM açılışında DEM Parti sıralarına giderek tokalaşmasıyla başlayan “yeni açılım süreci” tartışmalarının gündemdeki ağırlığı artıyor.

AKP ile Öcalan arasında, “Bir şeyler pişiyor”: MHP, rezerv koydu

İlk “Çözüm Süreci” döneminde görev yapan eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner, Yeni Şafak’taki yazısında yaşanan yeni sürece değindi.

“KÜRTLERİN KAZANIMLARINDAN RAHATSIZLIK DUYMAYIZ”

Mehmet Metiner, AKP iktidarının Kürtlerin kazanımlarından rahatsızlık duymayacağını öne sürdü.

Metiner bu konuda, “Türkiye Kürtlerin de devletidir. O yüzden partimizin ve hükümetimizin Kürtlere düşmanlık beslediği veya onların kazanımlarından rahatsızlık duyduğu iddiası asılsızdır, yalandır. Eğer öyle olsaydı Irak’taki Kürt yönetimiyle derin kapsamlı ilişkiler kuran bir hükümet olmazdık” ifadelerini kullandı.

Mehmet Metiner ayrıca bu konuda, Suriye’de de Irak’takine benzer bir Kürt otonom bölgesinin kurulmasına PKK’nın Suriye kolu YPG’nin yönetimde olmaması koşuluyla bir itirazları olmayacaklarını belirtti.

Metiner, “Suriye halkı yarın kendi anayasasını yapar ve o anayasada tıpkı Irak’takine benzer Kürt otonom bölgesinin kurulmasına karar verilirse buna hiç bir itirazımız olmaz. Bizim itirazımız, yıllar yılıdır ülkemizle savaşım halinde olan PKK’yadır. PKK eliyle oluşturulmak istenen “İkinci İsrail” devletçiğine ülkemizin güvenliği ve birliği açısından asla izin vermeyiz” dedi.

YENİ ÇÖZÜM SÜRECİNE KARŞI

Mehmet Metiner, Devlet Bahçeli’nin çıkışı sonrası gündeme gelen “Yeni Çözüm Süreci” taleplerine ise, “Hiç kuşkusuz Öcalan PKK terör örgütünün lideridir” demesine rağmen, Abdullah Öcalan’ın yapacağı silah bırakma çağrısının PKK yönetiminde karşılık bulmayacağını öne sürerek karşı çıktığını belirtti.

Metiner, “Bahçeli’nin anlamlı tavrından sonra başlayan yeni çözüm süreci taleplerine ilk tepki koyanlardan biriyim ben. Geçmiştekine benzer bir sürecin çok daha büyük siyasi yıkımlara yol açacağını söyleyerek devlete-hükümete gerekli uyarıları yapmaktan geri durmayan biriyim. Hele bu süreçte DEM Parti’nin devlet tarafından muhatap alınmasının siyaseten yol açacağı yıkımların telafisinin imkansız olacağına dikkat çekenlerdenim ben. Öcalan’ın bu süreçte silah bırakılması yönünde vereceği talimatın Kandil’de karşılık bulamayacağını, çünkü Kandil’in ipinin bütünüyle ABD ve İsrail’in elinde olduğunu hatırlatanlardanım ben. O yüzden Öcalan’la bu temelde bir müzakere masasına oturulmasının faydasız olacağını söyleyenlerdenim ben” şeklinde yazdı.

“ÖCALAN’LA GÖRÜŞMELİ, DEM’E İTİBAR KAZANDIRMAMALI”

Mehmet Metiner, devletin Abdullah Öcalanla her zaman görüşmesinden yana olduğunu fakat DEM Parti’yi itibarlı bir aktör haline getirmenin yanlış olduğunu savundu.

Metiner, bu konuda şu görüşleri dile getirdi:

“Öcalan’la devlet dilediği zaman görüşmeli. Zaten görüşüyor. Bu tür görüşmelerde hiç bir sakınca görmediğimi açıkladığım için birileri beni tekrar hedef tahtasına oturttu. Vız gelir tırıs gider. Şu an konjonktür müsait değil. O nedenle silah bırakma meselesinin Öcalan’la müzakere edilmesini ve bu vesileyle tekrar DEM Parti’nin itibarlı bir aktör olarak konumlandırılmasını son derece yanlış ve zararlı buluyorum.”

IKBY’NİN KURULUŞU

Mehmet Metiner’in bahsettiği Irak Kürt Bölgesel Yönetimi(IKBY), ABD ve İngiltere’nin başını çektiği 40 ülke ordularından kurulan “Çok Uluslu Koalisyon Kuvvetleri” adıyla da bilinen Çok Uluslu Güç-Irak isimli askeri gücün Irak’ı işgal etmesiyle başlayan askeri operasyonların sonucunda kurulmuştur.

20 Mart 2003 tarihinde başlayan ve “Irak Savaşı” ya da “Körfez Savaşı” olarak da bilinen askeri operasyon öncesi dönemin ABD ve İngiltere yönetimi, dönemin Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin önderliğindeki Arap Sosyalist Partisi(BAAS) yönetiminin kimyasal kitle imha silahları bulundurduğunu öne sürmüştü.

Birleşmiş Milletler İzleme, Doğrulama ve Teftiş Komisyonu(UNMOVIC), Irak’ta kitle imha silahı bulunduğunu tespit edemedi fakat işgal sonrası Saddam Hüseyin ve BAAS hükumeti devrildi.

Irak’ta 2005 yılında yapılan halk oylamasıyla Irak, federe bir devlete dönüştürüldü ve IKBY kuruldu.