DEM’den Bahçeli’ye “meraklı” Öcalan yanıtı: Hep beraber izleyelim
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Sayın Bahçeli, Öcalan ne söyleyeceğini biz de merak ediyoruz. Tecriti kaldırın ne dediğini hep beraber izleyelim görelim” dedi.
ABC POLİTİK HABER MERKEZİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024 tarihli TBMM açılışında yanlarına gelerek tokalaştığı ve “yeni çözüm süreci” tartışmalarının başladığı DEM Parti’nin Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a yaptığı PKK’yı fesh etme ve silah bırakma çağrısına yanıt verdi.
Bahçeli’den DEM ve Öcalan’a “hodri meydan”: Kana değil, kardeşliğe susadıklarını göstersinler
Tuncer Bakırhan, yeni açılım süreciyle ilgili tartışmalarda Abdullah Öcalan’ın fikirlerini beyan edebilmesi için tecritin kaldırılması çağrısında bulundu.
Bakırhan, “Bugün, sayın Bahçeli’nin konuşmasını dinledim. Gerçekten şaşırdım. Metin yazan arkadaşlarına da sesleniyorum: Sayın Öcalan’a bugün Bahçeli bir çağrı yaptı ama o çağrının muhataplarına ulaşması için Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması gerektiğini bilmiyor. 43 aydır sayın Öcalan’la avukatlar, aile görüşemiyor. Sayın Bahçeli, Öcalan ne söyleyeceğini, nasıl bir çağrı yapacağını biz de merak ediyoruz senin gibi. O zaman tecriti kaldırın, sayın Öcalan’ın kendi örgütüne, kendi arkadaşlarına ne dediğini hep beraber izleyelim görelim” şeklinde konuştu.
“BİR ŞEY PİŞİRDİĞİMİZ YOK”
Tuncer Bakırhan, yeni çözüm süreci tartışmalarında dile getirilen “Kürtler, iktidarla anlaştı” söylemlerini eleştirdi ve söz konusu söylemin, oluşabilecek diyalog zeminlerinin önüne bariyer koyduğu değerlendirmesinde bulundu.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar’ın “Çözüm süreci demek için erken ama bir şeyler pişiyor” sözlerine de atıfta bulunan Bakırhan şu ifadeleri kullandı:
“Hafif bir Kürt meselesinde bir tartışma olduğu zaman, kimileri bir düşünce beyan ettikleri zaman hemen bir koro hep bir ağızdan ‘Kürtler iktidarla anlaştı’ diye tartışır dururlar. Artık bu sendromdan Türkiye’yi kurtarmak gerekiyor. Bu, bir siyaset değildir. Bu, başkası yerine konuşmaktır. Kürt kiminle konuşur, kiminle oturur, kimin elini tutar kendisi karar verir. Kaldı ki kimseyle oturduğumuz, konuştuğumuz, kapılar arkasında bir şey çevirdiğimiz, pişirdiğimiz yok. Dolaysıyla en başından ‘Kürtler iktidarla anlaştı’ diyenler, oluşabilecek diyalog zeminleri önüne de bariyer koyarak bu ülkenin çözümsüz bir şekilde bu biçimiyle devam etmesini istiyorlar.”
DEMOKRATİK TOPLUMA MÜZAKERE ÇAĞRISI
Tuncer Bakırhan, Ortadoğu ve Türkiye’nin demokratik ve barışçıl bir düzene ulaşmasının tek yolunun demokratik müzakere olduğunu belirterek siyasi partilere, demokratik kitle örgütlerine ve halk kesimlerine birlikte mücadele çağrısı yaptı.
Bakırhan, şunları söyledi:
“Siyasi partilere, feministlere, ekolojistlere, işçilere, emekçilere, emek meslek örgütlerine, demokratik kitle örgütlerine, işçi sınıfına, herkese çağrımızdır: Gelin, barışı ve demokrasiyi, adaleti muktedirlerin insafına bırakmayalım. Emekçilerin, yoksulların, ezilenlerin bir araya gelmediği, birlikte taleplerini yükseltmediği her yerde böylesine siyasetin muktedirleri bizim geleceğimiz hakkında karar verirler. Onların verdiği karar, taleplerimizi kapsamıyor. Onun için gelin, barışı biz toplumsallaştıralım. Gelin, toplumsal barış için elimizi taşın altına koyarak bu ülkenin temel sorunlarının çözümü için omuz omuza mücadele edelim diyelim.
Ortadoğu’nun ve Türkiye’nin demokratik bir düzene ve barışa ihtiyacı var. Bunun yol ve yöntemi bellidir. Tekrar etmeye gerek yok. Demokratik müzakeredir. Demokratik müzakerenin sorunları çözebileceğine inanan bir parti ve gelenekten geldiğimiz için bunu defaatle, her seferinde dile getirmeye devam edeceğiz.”
CHP’YE ÇAĞRI: AÇIKLAYIN BİZ DE BİLELİM
Tuncer Bakırhan, son olarak Cumhuriyet Halk Partisi’ne(CHP), Kürt meselesinin çözümü hakkında görüşlerini açıklama çağrısı yaptı.
Bakırhan, şöyle konuştu:
“Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin en önemli meselesi olan Kürt meselesi hakkında ne düşünüyor? Bir zahmet bu konuda madem bu iktidardan rahatsızsa, madem iktidarın bu konuda bu meseleyi araçsallaştırdığını düşünüyorsa kendi çözüm önerilerini de ortaya koymalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi, 89’larda, 90 sonrasında Kürt meselesine dönük raporlar yayınlardı. Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi’ne çağrımızdır: Eleştirmek yerine, reddetmek yerine, oluşabilecek bir sürecin önüne bariyerler koymak yerine buyurun siz ne düşünüyorsunuz, Kürt meselesini nasıl çözeceksiniz, bu Meclis’in Kürt meselesinin çözümünde oynayacağı rol nedir açıklayın, Türkiye halkları da biz de görmüş olalım.”