Özel’den “çözüm süreci” açıklaması: Ne icazet, ne çağrı!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “yeni çözüm süreci” tartışmaları hakkında, “Bu parti, konuşmak için ya da kendi milliyetçiliğini ispat için Devlet Bey’den icazet almayacak. Bu parti, demokratik bir açılım yapmak için DEM’den de bir çağrı beklemeyecek” dedi.
ABC POLİTİK HABER MERKEZİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ni 1 Ekim 2024 tarihli TBMM açılışında DEM Parti grubunun yanına giderek tokalaşması sonrasında başlayan “yeni çözüm süreci” tartışmalarının gündemdeki ağırlığı giderek artıyor.
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel de, Kürt meselesinde ne düşündüğünü soran DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’a verdiği cevapta, kendisinin de dahil olduğu bir parti heyetiyle bölge halkıyla kenetlenmek için Doğu ve Güneydoğu illerine gideceğini söyledi.
Kürt meselesiyle ilgili konuşmak için ne MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den “icazet” alacaklarını ne de DEM Parti’den çağrı bekleyeceklerini belirten Özgür Özel, şunları söyledi:
“Bu sürecin kendisine dair efendim, Cumhuriyet Halk Partisi ne söyleyecek? Bir kez şunu söyleyeyim: CHP, ne söylerse kendi söyleyecek. TV’deki yorumcular ağzıyla, bir takım ezberlerle bir takım maksatlarla veya bir takım hesaplarla konuşanların ya da hesapsız kitapsız 3-5 fazla reyting için ortalığı gerenlerin ağzıyla değil, bu parti konuşacaksa Genel Başkanının, Grup Başkanvekillerinin, Sözcülerinin, milletvekillerinin ağzıyla konuşacak. Ayrıca, bu parti konuşmak için ya da kendi milliyetçiliğini ispat için Devlet Bey’den icazet almayacak. Bu parti, demokratik bir açılım yapmak için DEM’den de bir çağrı beklemeyecek. Ama beklenenlere de şunu söyleyeyim: Bu parti, gelecek hafta, Genel Başkanıyla, kuvvetli bir milletvekili grubuyla, yöneticileriyle Diyarbakır’da olacak, Batman’da olacak, Mardin’de olacak, Şırnak’ta olacak, Hakkari’de olacak, Van’da olacak. Bu parti, orada, açılan yumruklar sıkılsın diye değil, eller birbirine kavuşsun diye, birbirini duymayan kulaklar yeniden kapansın diye değil, birbirine kulak versin diye; bu parti, gözyaşlarının durma ümidi durursa aman ha çatışmalar sürsün, gözyaşları sürsün, analar ağlamaya devam etsin diye değil; o dünyanın en kıymetli şeyi, analarımızın gözyaşları dursun diye; bu parti, artık daha fazla şehit gelmesin diye; bu parti, terör yüzünden, oradaki çatışmalar yüzünden, terörle mücadele yüzünden oraya hizmet etmemenin bahanesi kalmasın diye, bu ülkedeki tüm vatandaşlar anayasadaki gibi fiilen de özgür olsun, özgür olduğunu hissetsin ve kendini bu milletin, bu ülkenin onurlu ve eşit vatandaşları görsün diye; Kürt kendini Türk’ten geri; Alevi, kendini Sünni’den daha az eşit hissetmesin diye üstüne düşen ne varsa bunu cesaretle yapacak. Kimsenin şüphesi olmasın.”
BAHÇELİ’YE: DOĞRU YAPIYORSUN
Özel, Devlet Bahçeli’nin DEM Parti’yle tokalaşması için söylediği “hesapsız uzatılan el” açıklamasını da değerlendirerek, Bahçeli’nin DEM Parti’ye el uzatmasının doğru olduğu değerlendirmesini yaptı.
Özgür Özel, Devlet Bahçeli’nin geçmiş dönemde DEM Parti’ye ve kendilerinin DEM Parti ile olan ilişkilerinden dolayı yaptığı eleştirilerin yanlış olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Devlet Bey demiş ki: ‘Uzattığım el, hesapsızdır, iyi niyetlidir.’ DEM’e uzattığı eli söylüyor. Düne kadar ‘kapatılsın’ dediği partiye. ‘Hazine yardımına el konsun’ dediği partiye. El konmayınca, ‘Anayasa Mahkemesi de kapatılsın’ dediği partiye. ‘Terör odağı, yuvası’ dediği partiye; bize, o partiye, seçilmiş milletvekillerine diyalog kurduğumuz için, el sıktığımız için demediğini bırakmayan Devlet Bey, ‘Uzattığım el, hesapsızdır, kitapsızdır’ demiş. Ben, O’na diyorum ki: Devlet Bey, doğrusunu yapıyorsun. El uzatmak iyidir. El sıkışmak iyidir. Konuşmak, kavgadan iyidir. Diyalog, kuru inattan iyidir. Barışmak, küslükten iyidir. Bu yaptığın için seni eleştirmiyorum. Dün bana dediklerini dönüp de sana söylemiyorum. Diyorum ki: El uzatman doğrudur. Milletin temsilcisine uzatılan el, milletin kendisine uzatılan eldir. Milletin temsilcisine gösterilen saygı, onu seçene gösterilen saygıdır. Bir partiyi yok saymak, ona oy veren seçmeni yok saymaktır.”