ABC Politik

Dünya

TSK’nın TUSAŞ operasyonu sonrası İsrail, “1 taşla 2 kuş vurdu”!

TSK’nın TUSAŞ operasyonu sonrası İsrail, “1 taşla 2 kuş vurdu”!
Email :

PKK’nın üstlendiği TUSAŞ’a yönelik terör saldırısının ardından TSK’nın Suriye ve Irak’a yönelik hava harekatı düzenlemesine İsrail’den tepki geldi. İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “Kürtleri katletmek”le suçlarken, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres hakkında ise “Savaş suçlarına sessiz kalma” iddiasında bulundu.

SONER BAHADIR

Türk Uzay ve Savunma Sanayii A.Ş.’nin(TUSAŞ) Ankara’nın Kahramankazan ilçesindeki yerleşkesine PKK tarafından üstlenilen saldırı sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak ve Suriye’nin kuzeyine düzenlediği hava saldırılarına, Filistin ve Lübnan’da işgal ve katliamlarını sürdüren İsrail’den tepki geldi.

Güler “misliyle çıkaracağız” demişti: TUSAŞ saldırısı sonrası hava harekatı

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Filistin’deki katliamlara karşı yaptığı tepki açıklamaları nedeniyle hedef alan İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, Kuzey Irak ve Suriye’ye yönelik hava operasyonunun ardından da Recep Tayyip Erdoğan hakkında “savaş suçu işleme” iddiasında bulundu.

İran’ın askeri üsleri hedef alan füze saldırısını kınamadığını söyleyerek İsrail’e giriş yasağı koyduğu BM Genel Sekreteri Antonio Gutteres’i de hedef alan Israel Katz, “savaş suçuna sessiz kaldığı”nı öne sürdü.

Sosyal medya hesabından dün akşam açıklama yapan Katz, “@RTErdogan Kürtleri katlediyor ve dünya sessiz kalıyor. Ankara’dan diktatör, Kuzey Suriye’de masum Kürt sivilleri bombalıyor ve BM Genel Sekreteri @antonioguterres hiçbir şey söylemiyor. Ateşkes çağrısı ve acil bir Güvenlik Konseyi toplantısı nerede? Kürt hakları kaygısı ve Erdoğan’a karşı Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yapılan şikayet nerede? İsrail terör örgütlerine karşı kendini savunduğunda, Guterres sürekli saldırıyor, ancak anti-Semitik arkadaşı savaş suçları işlediğinde, o basitçe ortadan kayboluyor. İkiyüzlülüğün zirvesi” ifadelerini kullandı.

 

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: DİKKATE DEĞER BULMUYORUZ

Dışişleri Bakanlığı ise Israel Katz’ın bu açıklamasını, “Filistin, Lübnan ve Suriye’de devlet terörü uygulayan İsrail’in içinde bulunduğu acziyetin ve uluslararası alanda maruz kaldığı izolasyonun dışa yansıması” olarak niteledi.

Bakanlık, Katz’ın açıklamalarını dikkate değer bulmadığını açıkladı.

Bakanlığın sosyal medya hesabından yayınlanan yanıtında şu ifadeler yer aldı:

“Uluslararası hukuku ve normları hiçe sayarak Gazze’de 40 binden fazla sivili, çocuk ve kadın ayrımı yapmaksızın katleden, dünyanın gözü önünde soykırım işleyen, bulunduğu bölgede ve ötesinde işgal, katliam ve devlet teröründen başka bir şey getirmeyen eli kanlı İsrail yönetiminin ülkemizi ve Birleşmiş Milletleri hedef alması bizim açımızdan bir sürpriz teşkil etmiyor.

Bu söylemler, Filistin, Lübnan ve Suriye’de devlet terörü uygulayan İsrail’in içinde bulunduğu acziyetin ve uluslararası alanda maruz kaldığı izolasyonun dışa yansımasıdır.

Bölgesel barışın önündeki en büyük engel Netanyahu ve savaş kabinesidir.

Savaşı bölgeye yayarak siyasi ömrünü uzatmaya çalışan Netanyahu hükümetinin söz konusu üyesinin şahsi çıkarları için seviyesiz ithamlara başvurmuş olmasını, önceden olduğu gibi şimdi de dikkate değer bulmuyoruz.”

 

ZİRVE SONRASI NATO KRİZİ ÇIKMIŞTI

Recep Tayyip Erdoğan, 9-11 Temmuz’da ABD’nin başkenti Washington’da düzenlenen NATO 75. Yıl Zirvesi’nin ardından 12 Temmuz’da, “İttifakımızın temel değerlerini ayaklar altına alan İsrail yönetiminin NATO’yla ortaklık ilişkisini sürdürmesi mümkün değildir” ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan’ın 28 Temmuz’da İsrail’e yönelik Karabağ ve Libya göndermeleri yapması iki ülke arasındaki ilişkilerdeki gerginliği daha da arttırmıştı.

Erdoğan, TSK’nın 2011 yılında NATO’nun Libya’ya düzenlediği askeri müdahaleye katılmasını ve 2020 yılında Azerbaycan Ordusu’nun Dağlık Karabağ’daki işgale son vermek için başlattığı operasyonu sahiplenmişti.

Recep Tayyip Erdoğan, 28 Temmuz’da Rize İl Teşkikat Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Biz nasıl Karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız” ifadelerini kullanmıştı. Bu ifade diplomatik bir skandala yol açmıştı.

Erdoğan’ın gözdağı içeren açıklamalarının ardından İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Recep Tayyip Erdoğan’ı, 2003 yılında ABD öncülüğündeki koalisyonun müdahalesiyle devrilen eski Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin’e benzetmişti.

Katz, “Erdoğan, İsrail’i savaşla tehdit ederek, Saddam Hüseyin’in yolundan gidiyor. O yolun nereye gittiğini, ve o yolun sonunda (Saddam’a) ne olduğunu hatırlasa iyi olur” ifadelerini kullanmıştı.

Israel Katz’ın bu açıklamasının ardından İsrail, Türkiye’nin NATO’dan çıkarılması için harekete geçmişti.

İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan 30 Temmuz 2024 tarihinde yapılan açıklamada, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’i işgal tehditleri ve tehlikeli söylemlerinin ışığında, Dışişleri Bakanı Yisrael Katz tüm diplomatlara NATO üyeleriyle acil olarak temasa geçerek, Türkiye’nin kınanması ve ittifaktan çıkarılması çağrısı yapılması talimatı verdi” denilmişti.

Libya ve Saddam tehditleri: NATO, Türkiye ve İsrail’e dar geldi!

BM GENEL SEKRETERİNE YASAK KOYMUŞTU

Katz ayrıca, İran Devrim Muhafızları Birliği’nin 1 Ekim 2024 tarihinde hipersonik füzelerle İsrail askeri üslerini vurmasının ardından İran’ı kınamadığını için Antonio Guterres’in İsrail’e girişini yasaklamıştı.

İran, askeri üslere füze yağdırdı! ABD’den İsrail’e yardım talimatı

Israek Katz, 2 Ekim 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, “Bugün BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’i İsrail’de istenmeyen bir kişilik ilan etmeye ve İsrail’e girişinin yasaklanmasına karar verdim. İran’ın İsrail’e yönelik canice saldırısını, neredeyse tüm dünya ülkelerinin yaptığı gibi, açıkça kınayamayan hiç kimse, İsrail topraklarına ayak basmayı hak etmez” demişti.

ABD’nin “bağlılığını” tekrar ettiği İsrail, BM Genel Sekreteri’ne yasak koydu!