ABC Politik

Gündem

Esenyurt Belediyesi’nde ikinci istifa: Düşman hukuku

Esenyurt Belediyesi’nde ikinci istifa: Düşman hukuku
Email :

Genel Koordinatör Ahmet Gökmen’in ardından, CHP’li İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in açığa alınma sürecini “düşman hukuku” olarak değerlendiren danışmanı Engin Doğru da istifa ettiğini ve “sokakta siyaset yapmaya devam edeceğini” açıkladı.

ABC POLİTİK HABER MERKEZİ

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada 30 Ekim 2024 tarihinde gözaltına alındıktan sonra 31 Ekim 2024 tarihinde “PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma” suçlamasıyla tutuklanmasına ve İçişleri Bakanlığı tarafından açığa alındıktan sonra yerine Vali Yardımcısı Can Aksoy’un kayyım olarak atanmasına tepkiler sürüyor.

Esenyurt Belediyesi Genel Koordinatörü Ahmet Gökmen’in 2 Kasım 2024 tarihinde, kayyıma tepki olarak istifa etmesinin ardından Prof. Dr. Ahmet Özer’in danışmanı Engin Doğru da görevinden istifa etti.

Esenyurt kayyımına karşı, “Hiçbir talebim yoktur” diyerek istifa etti

Ahmet Özer’in tutuklanmasıyla biten süreci “düşman hukuku” olarak niteleyen Engin Doğru, “sokakta siyaset yapmaya devam edeceğini” belirtti.

Doğru’nun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

“- Esenyurt’ta her 2 yurttaşımızdan 1’inin oyunu alarak görev başına gelmiş, 7 ay gibi kısa bir sürede toplumsal barışı ve birlikteliği büyük oranda tesis etmiş, toplumun bütün katmanlarını ve unsurlarını kucaklamayı başarmış Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer, bir şafak operasyonuyla adeta düşman hukuku uygulanarak gözaltına alınmış, aynı gün tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Başkanımızın sorgusu devam ederken havuz medyası tutuklama kararını kesinleştirmiş, atanacak kayyumun adını bile belirlemiş ve kamuoyuna duyurmuştur.

– Esenyurt’ta siyaset yapan, Esenyurt Belediyesi’nde görev almış ve elini taşın altına koymuş bir Esenyurtlu olarak, yaşatılan faşizme sessiz kalmak dilsiz şeytan olmak demektir. Bu vesileyle, öncelikle Esenyurt’a irade gaspı yaşatan kayyum uygulamasını kabul etmediğimi, kayyum yönetimiyle çalışmayacağımı ve görevlerimden istifa ederek sokakta siyaset yapmaya, Esenyurtlu dostlarımla demokrasi – özgürlükler mücadelesini sürdürmeye devam edeceğimi belirtmek isterim.

– Bu antidemokratik uygulamalara artık ‘dur’, artık ‘yeter’ diyelim. Bu ülkenin çocuklarının geleceği için ülkemizin özgürlüğe, eşitliğe ve demokrasiye ihtiyacı var, faşizme değil.

– AKP iktidarı ve kayyum yönetimi bilmelidir ki; Prof. Dr. Ahmet Özer’i size vermeyiz, yedirmeyiz. Sonuna kadar direnerek mücadele edecek, Ahmet Özer’i o zindandan alacağız, Esenyurt’a tekrar özgürlüğü ve demokrasiyi getireceğiz.

– Kayyumun olduğu yerde rant ve talan vardır; halkın iradesinin olduğu yerde demokrasi, ve özgürlük vardır. Eğer bugün Esenyurt Belediyesine kayyum atanmışsa bilin ki bu kayyum ortak vatanda, demokratik cumhuriyette birlikte yaşama, birlikte irade ortaya koymaya atanmıştır. Hakkari’den Esenyurt’a, Esenyurt’tan Van’a ve tüm Türkiye’ye aslında uygulamaya çalıştığınız kayyum rejimini kabul etmiyoruz, razı değiliz.

– Kadınlara ölümü dayatanlarla çocukların geleceğini karartanlar aynı güçlerdir. Bunun için kadını, işçisi, genci, emeklisi, emek ve demokrasi güçleri ile birleşmeliyiz ve zulüm rejimini tarihin çöplüğüne göndermeliyiz.

– Esenyurtluların oyuyla seçilen belediye başkanımızı hedef alarak halkın iradesini yok sayan bu kararı ve siyasi iktidarın yargıyı istediği gibi kullanarak kendi çıkarlarına göre hukuk dışı süreçler işletmesini asla kabul etmiyoruz.

– Bu ülkenin seçilmişlerine karşı yürüttüğünüz hukuk dışı operasyonlar, vatandaşlarımızın Cumhuriyet’e ve demokrasiye olan bağlılığına gölge düşüremeyecektir. Bu hukuksuzluk sona erene kadar, halk iradesini korumak için meydanlarda, yargı önünde ve tüm demokratik platformlarda sesimizi büyüteceğiz.”