ABC Politik

Dünya

ABD’de neler oluyor? Sessiz bir çöküş mü?

ABD’de neler oluyor? Sessiz bir çöküş mü?
Email :

Hoover Enstitüsü, ABD’nin liderlik krizini ve Biden dönemindeki çöküşü analiz etti. Göçmen politikaları, küresel zayıflama ve ekonomik kriz dikkat çekiyor. Trump’ın dönüşü restorasyon umudu yaratıyor. ABD’nin geleceği merak konusu. Detaylar haberde.

ABC POLİTİK HABER MERKEZİ

Hoover Enstitüsü’nün dikkat çeken analizine göre, ABD, son yıllarda tarihsel bir çöküş dönemi yaşadı ve küresel liderlik rolü ciddi şekilde sarsıldı. Donald Trump’ın dönüşüne yönelik umutlar, bu kaotik sürecin sona ermesi beklentisini artırıyor. Analizde, Biden yönetimi dönemindeki küresel ve iç politika başarısızlıkları detaylıca ele alınıyor.

TARİHSEL ARKA PLAN: GÖREV DEĞİŞİKLİĞİNİN ANLAMI

ABD tarihinde, hiçbir başkan seçilmişi, göreve başlamadan önce gerçek bir başkan gibi karşılanmadı. Aynı şekilde, hiçbir görevdeki başkan, son iki ayında yetkilerini gönüllü olarak devretmedi. Donald Trump’ın dönüşünün, içerideki ve dışarıdaki çılgınlığa son vereceği umudu, yalnızca muhafazakârlar arasında değil, genel kamuoyunda da destek buluyor. Bu beklenti, ülkenin iç ve dış politikasında yaşanan derin krizlerden kaynaklanıyor.

KÜRESEL ZAYIFLAMA VE LİDERLİK KRİZİ

ABD’nin küresel liderliği, özellikle Ağustos 2021’deki Afganistan’dan çekilme sürecinde büyük bir darbe aldı. Hoover Enstitüsü’ne göre, bu olay, ABD’nin uluslararası arenadaki caydırıcılığını tamamen zayıflattı. Rusya, Ukrayna’yı işgal etmeye cesaret bulurken, İran, Hamas ve Hizbullah’ı İsrail’e saldırıya yönlendirdi. Çin ise Tayvan’a yönelik tehditlerini artırdı ve ABD topraklarına casus balon göndermeyi bile göze aldı.

Bu dönemde ABD, yalnızca düşmanları için değil, müttefikleri için de güvenilir bir lider olma özelliğini kaybetti. Kızıldeniz, Karadeniz, Güney Çin Denizi ve Hürmüz Boğazı gibi stratejik bölgelerde ABD Donanması etkinliğini büyük ölçüde kaybetti. Dünya ticaret yollarındaki güvensizlik, uluslararası düzende ciddi bir kaosa neden oldu.

BIDEN DÖNEMİNDE KÜLTÜREL VE EKONOMİK ÇÖKÜŞ

Analizde, Biden yönetiminin iç politikalarının ABD’nin toplumsal yapısına ve ekonomik dengesine büyük zarar verdiği vurgulanıyor. ABD sınırı, yaklaşık 10-12 milyon yasadışı göçmenin girişine izin vererek tarihsel bir krize sürüklendi. Federal hükümet, sınır duvarı için alınan malzemeleri sembolik fiyatlarla elden çıkararak bu politikayı destekledi.

Göçmen krizi, ülke demografisini de dönüştürdü. Yabancı doğumlu nüfus, ABD tarihinde ilk kez toplam nüfusun yüzde 15’ine ulaştı. Analiz, bu politikaların arkasında, demografiyi siyasi amaçlarla değiştirme çabalarının olabileceğine işaret ediyor.

FEDERAL KURUMLARIN ARAÇSALLAŞTIRILMASI

Hoover Enstitüsü, Biden yönetimi döneminde federal kurumların siyasi amaçlarla araçsallaştırıldığına dikkat çekiyor. FBI, CIA, Adalet Bakanlığı ve Pentagon gibi kurumlar, hukukun üstünlüğü yerine siyasi gündemlere hizmet etti. Eski Başkan Trump’a yönelik hukuki baskılar, siyasi kutuplaşmayı derinleştirdi. Örneğin, Trump’ın evine düzenlenen baskınlar ve destekçilerine yönelik açılan davalar, siyasi müdahale iddialarını artırdı.

Biden yönetiminin, toplumsal eşitlik adı altında radikal kültürel dönüşümleri körüklediği belirtiliyor. Federal yasaların ihlaliyle üçüncü bir cinsiyet tanımı kurumsallaştırıldı ve medeni haklar yasası çiğnendi. Ayrıca, yerel ve eyalet düzeyinde isyanlar teşvik edildi, bu durum toplumsal birliğe zarar verdi.

EKONOMİK ÇÖKÜŞ VE BORÇ KRİZİ

ABD ekonomisi, Biden döneminde ciddi bir borç kriziyle karşı karşıya kaldı. Ulusal borç 37 trilyon dolara ulaşırken, yıllık bütçe açıkları 2 trilyon doları aştı. Hazine Bakanlığı, bu borç yüküyle mücadele etmekte yetersiz kaldı. Ekonomik belirsizlik, ABD’nin küresel rekabet gücünü de olumsuz etkiledi.

RESTORASYON UMUDU: TRUMP’IN DÖNÜŞÜ

Hoover Enstitüsü, Trump’ın dönüşünün yalnızca muhafazakârlar için değil, genel kamuoyu için bir rahatlama getirebileceğini belirtiyor. Analize göre, ABD’nin hukuk devleti ilkelerine geri dönmesi, sınır güvenliğini yeniden sağlaması ve serbest piyasa ekonomisini güçlendirmesi gerekiyor. Ayrıca, ABD’nin müttefiklerine güven vermesi, düşmanlarını caydırması ve bilimsel liderlikte yeniden öncü rol üstlenmesi bekleniyor.

Hoover Enstitüsü’nün analizine göre, restorasyon süreci, ABD’nin itibarını ve liderliğini yeniden inşa etmesi için kritik bir fırsat sunuyor.

abcpolitik.com