Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin stratejik başarısı! ABD basını görmezden gelemedi
2017 yılında Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, ABD öncülüğünde benzersiz bir baskıyla karşı karşıya kaldı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, ABD’nin girişimleriyle ekonomik yaptırımları sertleştirdi. Bu yaptırımlar, ülkenin ekonomisini felç etme amacı taşıdı. Washington, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni uluslararası sistemden izole etmeye çalışırken, aynı zamanda askeri tehditlerini artırdı. Başkan Trump, “ateş ve öfke” söylemiyle önleyici saldırı tehdidinde bulundu. Ancak, bu dönemden sonra Pyongyang, kendisini ekonomik ve diplomatik olarak yeniden inşa etmeyi başardı.
ÇİN’İN ROLÜ VE STRATEJİK YAKLAŞIMI
ABD ile Çin arasındaki rekabet, Pyongyang için yeni fırsatlar yarattı. Çin, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin stratejik önemini kavrayarak desteğini artırdı. Özellikle, Pekin yönetimi Pyongyang’a ücretsiz yakıt, gıda ve gübre yardımı sağladı. Bu yardımlar, yaptırımların ve ekonomik baskının etkisini hafifletti. Pekin’in bu adımları, aynı zamanda ABD’nin bölgedeki etkisini sınırlama amacını taşıdı. Çin, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni bir tampon bölge olarak korumayı sürdürdü.
RUSYA’NIN KATKILARI VE PYONGYANG’IN KAZANIMLARI
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik 2022 harekatı sonrası, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti için yeni ekonomik ve askeri fırsatlar yarattı. Pyongyang, Moskova’ya milyonlarca top mermisi ve mühimmat tedarik etti. Bu anlaşmalar sayesinde ülke, 2017’deki yaptırımlardan bu yana ciddi gelirler elde etti. Ayrıca, Pyongyang 11.000 askerini Rusya’ya göndererek hem gelir sağladı hem de askerlerini uluslararası deneyimle donattı. Bu süreçte Pyongyang, Rus askeri teknolojilerine erişim kazandı.
ABD’NİN YAPTIRIM POLİTİKALARININ ÇIKMAZI
Washington yönetiminin sert yaptırım politikası, Pyongyang’ı hedef aldı, ancak sonuçsuz kaldı. ABD, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni ekonomik olarak çökertmeye çalışsa da başarısız oldu. Üstelik, ABD’nin bu baskıcı yaklaşımı, Pyongyang’ın Çin ve Rusya ile ilişkilerini daha da güçlendirdi. ABD’nin bölgesel etkisini zayıflatmaya yönelik adımları, Pyongyang’ın direnişini artırdı. Bugün, Pyongyang, ABD yaptırımlarına rağmen ekonomik ve askeri olarak daha güçlü bir konumda bulunuyor.
TRUMP’IN GERİ DÖNÜŞÜ VE KİM JONG UN’UN FIRSATLARI
Donald Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti için stratejik kazanımlar sağlayabilir. Trump, geçmişte Pyongyang’la bir anlaşma arayışına girmişti. Hanoi Zirvesi’nde tartışılan anlaşma, Pyongyang’a yönelik yaptırımların hafifletilmesi karşılığında nükleer sınırlamalar öngörüyordu. Ancak bu girişim başarısız oldu. Bugün, ABD’nin diplomatik boşluğu, Pyongyang’ın uluslararası arenadaki pozisyonunu daha da güçlendirdi.
KİM JONG UN GELECEĞİ: DAHA BÜYÜK HEDEFLER
Kim Jong Un uluslararası baskılara karşı direncini artırdı ve stratejik pozisyonunu güçlendirdi. Pyongyang, ABD’nin saldırgan politikalarına rağmen Çin ve Rusya’nın desteğiyle bağımsızlığını korumayı başardı. Ayrıca, iç politikada gözetim ve merkezi kontrol politikalarını güçlendirdi. Kim’in liderliği, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni uluslararası sistemde daha iddialı bir aktör haline getirdi. Ülkenin geleceği, uluslararası güçlerin çıkar çatışmalarından faydalanma kapasitesine bağlı olarak şekillenmeye devam ediyor.
abcpolitik.com