ABC POLİTİK HABER MERKEZİ
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nın enerji ve madencilik bölümlerine yönelik detaylı bir değerlendirme yaptı. TMMOB, enerji sektöründeki politikaları halkın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak gördü. Yetkililer, programda yer alan “rekabet ve şeffaflık” iddialarının uygulamalardaki gerçeklerle uyuşmadığını açıkladı.
TMMOB, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) düzenlemelerle yatırım yerine lisans ticaretini teşvik ettiğini vurguladı. Küçük hidroelektrik santralleri üzerinden lisans ticaretinin yaygınlaşmasını şeffaflık ilkesine aykırı bir uygulama olarak nitelendirdi.
Yetkililer, enerji arzında fosil yakıtların payının %83’e ulaştığını belirtti. TMMOB, fosil yakıt bağımlılığının net sıfır emisyon hedeflerini imkânsız hale getirdiğini ifade etti.
NÜKLEER ENERJİDEKİ YÜKSEK RİSKLERE DİKKAT ÇEKİLDİ
TMMOB, nükleer enerji yatırımlarını eleştirerek Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde kullanılan ekipmanların kaynağını sorguladı. Rosatom’un hem yatırımcı hem işletmeci rolüyle ulusal güvenlik açısından risk oluşturduğunu vurguladı.
Yetkililer, nükleer santraller yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmenin daha sürdürülebilir ve ekonomik olduğunu belirtti. TMMOB, Akkuyu projesinin yüksek maliyetleri ve halkın ödediği vergilerle finanse edilmesini adaletsiz buldu.
YEKA PROJELERİNDE BAŞARISIZLIK GÜNDEME GELDİ
TMMOB, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projelerinin beklenen ilerlemeyi sağlayamadığını açıkladı. Sadece iki güneş enerjisi ve bir rüzgar enerjisi projesinin sonuçlandığını ifade etti. 2035 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin dört kat artırılacağı hedefini gerçekçi bulmadığını dile getirdi.
Yetkililer, yatırımcılara kâr garantisi verilmesini kamu kaynaklarının yanlış kullanımı olarak tanımladı. Enerji verimliliği çalışmalarında, 9 ilde yalnızca 190 bina için hedef konulmasını eleştirerek bu çabayı yetersiz buldu.
DOĞALGAZ VE KÖMÜR POLİTİKALARINDA ÇELİŞKİLER
TMMOB, doğalgaz depolama projelerindeki hedeflerin sürekli ertelendiğini belirtti. Yetkililer, Tuz Gölü ve Kuzey Marmara projelerinde yıllardır somut ilerleme sağlanamadığını dile getirdi. Doğalgaz depolama kapasitesinin artırılamaması enerji arz güvenliğini zayıflattı.
TMMOB, net sıfır hedefleriyle uyumlu bir enerji politikası geliştirilmediğini söyledi. Kömür kullanımının devam etmesini çevresel açıdan tehlikeli bir karar olarak nitelendirdi.
MADENCİLİKTE RANT VE YANDAŞLIK ELEŞTİRİSİ
TMMOB, madencilik sektöründe rant odaklı politikaların ön planda olduğunu ifade etti. Madencilik projelerinde yerel halkın haklarını ve çevresel değerleri hiçe sayan uygulamalara dikkat çekti. Yetkililer, sektörde özelleştirme politikalarının çevresel felaketleri artırdığını belirtti.
Jeotermal enerji projelerinde özel şirketlerin vahşi yöntemler kullandığını vurgulayan TMMOB, bu projelerin yerel halkın yaşam kalitesini düşürdüğünü açıkladı. Yetkililer, jeotermal kaynakların kamu kontrolünde halk yararına kullanılması gerektiğini söyledi.
KRİTİK MADENLERDE PLANSIZLIK SÜRÜYOR
TMMOB, stratejik minerallerin belirlenmesi ve bu konuda somut bir yol haritası oluşturulması gerektiğini belirtti. Yetkililer, yurtdışında maden arama projelerini kaynak israfı olarak değerlendirdi. Madencilik projelerinin kamu yararını gözeterek kamusal denetim altında gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etti.
ÇEVRESEL TAHRİBAT BÜYÜYOR
TMMOB, enerji ve madencilik projelerinin çevreye verdiği zarara dikkat çekti. Yer seçimlerinde planlama yapılmamasının tarım arazilerini, ormanları ve su kaynaklarını tahrip ettiğini belirtti. TMMOB, projelerin yerel halkın yaşam alanlarına zarar verdiğini ifade etti.
TMMOB’DEN HALK YARARINA POLİTİKA ÇAĞRISI
TMMOB, enerji ve madencilik sektöründeki politikaların sermayenin çıkarlarına hizmet ettiğini belirtti. Neoliberal politikaların yoksulluğu ve eşitsizliği artırdığını dile getirdi. Kamu kaynaklarının halk yararına kullanılması gerektiğini vurgulayan TMMOB, bu politikaların takipçisi olacağını açıkladı.