Öcalan görüşmesinden “2 farklı yaklaşım” çıkışı! Fatih Yaşlı anlamını anlattı
TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, İmralı Adası’nda görüştüğü PKK Lideri Abdullah Öcalan’a karşı devletin 2 farklı eğiliminin 2 farklı yaklaşımı olduğunu söyledi. Siyaset Bilimci Fatih Yaşlı ise bu açıklamayı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında “iyi polis-kötü polis” üzerine kurulu bir rol paylaşımı olduğu şeklinde yorumladı.
ABC POLİTİK HABER MERKEZİ
DEM Parti’nin İmralı Adası’nda PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşen heyetinde yer alan TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan’ın “Demokratik Konfederalizm” teorisi üzerine devletin 2 farklı eğiliminin 2 farklı görüşü olduğunu söyledi.
Abdullah Öcalan’ın “Kürdistani” değil, Kürtlerin özgürlüğü kadar güvenliğini de önemseyen bir yaklaşım içerisinde olduğu değerlendirmesinde bulunan Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’ın bu teorinin gerçekleşmesi için tam zamanı olduğunu savunduğunu iletti.
Abdullah Öcalan’ın da Kürt Hareketi’nin de barış konusunda net olduğu fikrini dile getiren Önder, devletin de bir netliğe kavuşması durumunda “sürecin” başlayacağı öngörüsünde bulundu. Şimdilik “çözüm süreci” denmiyor olduğuna işaret eden Sırrı Süreyya Önder, barışın, çözümün önemli ve ilk adımlarından biri olarak değerlendirilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulundu.
FATİH YAŞLI: İYİ-KÖTÜ POLİS
Siyaset Bilimci Fatih Yaşlı ise bu açıklamaların muhtemelen Abdullah Öcalan için “Umut Hakkı” çağrısı yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile sürecin sadece PKK’nın tasfiyesiyle ilgili olduğu ve Kürtlerle bir ilgisinin olmadığını söyleyen AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında “iyi polis-kötü polis” üzerine kurulu bir rol dağılımına işaret ettiği yorumunu yaptı.
Fatih Yaşlı, a planının silah bırakma olduğu ve düşük bir ihtimal olarak gördüğü a planının tutmaması durumunda “savaş konsepti” olarak tarif ettiği b planının devreye sokulacağı öngörüsünü yaptı.
muhtemelen iki farklı eğilimi temsil eden iki kanat yok, iyi polis (bahçeli) kötü polis (cb) üzerine kurulu bir rol dağılımı ve a planının tutmaması halinde -ki tutması çok düşük ihtimal- (silah bırakma) devreye sokulacak b planı (savaş konsepti) var. https://t.co/O8Ll8vlCti
— fatih yaşlı (@fatih_yasli) January 13, 2025
ÖCALAN’IN DEMOKRATİK KONFEDERALİZM TEORİSİ
Önder’in işaret Demokratik Konfederalizm teorisi, Öcalan tarafından 2011 yılında kaleme alındı. Abdullah Öcalan bu teoriyi şu şekilde tanımlamıştı:
“Demokratik konfederalizm bir devlet sistemi değil, halkın devlet olmayan demokratik sistemidir. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkın tüm kesimlerinin kendi demokratik örgütlenmesini yarattığı, politikayı doğrudan ve özgür-eşit konfederasyon yurttaşlığı temelinde, yerelde kendi özgür yurttaşlık meclislerinde yaptığı bir sistemdir. Dolayısıyla öz güç ve öz yeterlilik ilkesine dayanır. Gücünü halktan alır ve ekonomi de dahil her alanda öz yeterliliğe ulaşmayı benimser. Demokratik konfederasyonizm … klan sisteminden ve aşiret konfederasyonlarından günümüze kadar uygarlık tarihi boyunca devletçi toplum merkezileşmesine girmek istemeyen doğal toplumun demokratik komünal yapısına dayanır.”