PKK Lideri Abdullah Öcalan’la yüksek güvenlikli İmralı Adası’nda görüşen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(DEM Parti) Heyeti, Abdullah Öcalan’ın yoğun bakımda tedavi altında olan DEM Partili Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder için yolladığı mesajı aktardı.
Heyette yer alan DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan’ın aktardığına göre geçmiş olsun dileklerini sunan Öcalan, Sırrı Süreyya Önder ile 12 yıllık mesaileri olduğunu söyledi. Abdullah Öcalan’a göre Önder’in taşıdığı büyük önem Adıyamanlı ve Türkmen kökenli ideal biri olarak 1240 yılında Anadolu Selçuklu Devleti topraklarında Baba İlyas Horasani ile birlikte Babai Ayaklanması’nı başlatan Baba İshak geleneğini temsil etmesi. Öcalan, Sırrı Süreyya Önder’i “büyük barış çabasını topluma yansıtan, toplumsal ön yargıları şahsında kırabilen biri” olarak niteledikten sonra ön yargıları toplumda, TBMM’de ve sokakta kırdığı yorumunu yaptı.
BARIŞIN TARİFİ
Abdullah Öcalan, Önder’in şahsında hayata geçen şeyin Anadolu genleri ve kültürü dedikleri şey olduğu, barış dedikleri şeyin de Anadolu genleri Türkmen geleneğini yaşanılır kılmak olduğunu söyledi.
Sırrı Süreyya Önder’in olumsuzluklarla baş etme, onları yönetebilme kültürünün önemine vurgu yapan Öcalan, Önder’in ortaya çıkan olumsuzlukları derinleşmeden olumluya dönüştürebildiği yorumunda bulundu.
Herkesin Önder’in kaldığı hastaneye gittiğini, onun anısına bağlılığını beyan ettiğini gören Abdullah Öcalan, bağlılığın gereğinin onun barış çabasını pratikleştirmekten geçtiğine işaret etti.
BABAİ AYAKLANMASI
Öcalan’ın sözünü ettiği Baba İshak, müridi olduğu Baba İlyas Horasani ile birlikte 1240 yılında dönemin Anadolu Selçuklu Devleti toprakları olan Kahramanmaraş, Adıyaman, Kâhta, Gerger, Elbistan, Doğanyol(o dönemdeki adı Kefersud) Harran, Şanlıurfa, Amasya ve Tokat bölgesindeki Türkmen köylüleri arasında etkili olan Babai Ayaklanması’nı başlattı.
Güneydoğu Anadolu’da başlayıp Orta Anadolu’ya yayılan ayaklanma, İç Anadolu’daki Kırşehir ilçesindeki Malya Ovası’nda Anadolu Selçuklu ordusunun içindeki paralı Frenk askerleri tarafından bastırıldı.
İsyan, bastırılmış olmasına rağmen yarattığı tahribatla Anadolu Selçuklu Devleti’nin dağılmasının yolunu açtığı şeklinde yorumlanmaktadır.
Bazı tarihçiler, ayaklanmaya katılanların önemli bir kesiminin yoksul köylüler olmasından dolayı isyanı sınıfsal bir isyan olarak nitelemektedir.