ABC POLİTİK ARKA PLAN
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in İstanbul Büyükşehir Belediye(İBB) Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” eylemlerinin dünkü durağı olan İstanbul Avcılar’da eylemleri göstermeyen medya kuruluşlarına boykot çağrısı yapması iktidarı harekete geçirdi.
YANDAŞ MEDYAYA SİPER OLDU
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, CHP'nin ifade özgürlüğüne ve basın hürriyetine yönelik “baskıcı ve ilkel” bir tavır içinde olduğunu öne sürdü. Dünya gündeminin savaşlar ve jeopolitik gerilimlerle meşgul olduğu bir dönemde, CHP’nin gündeminin "jakobenizm ve ayrımcılık" olduğunu savunan Fahrettin Altun, partinin üyelerine ve seçmenlerine, “yerli ve milli yayın politikalarıyla gerçekleri aktaran medya kuruluşlarını boykot etme” çağrısı yaptığı görüşünde.
CHP’nin geçmişte de benzer tutumlar sergilediğini iddia eden Altun, “CHP'nin en büyük arzularından biri, tek tip, renksiz, sadece kendi kontrolünde olan bir medya düzenidir” ifadelerini kullandı. Altun, "Bunu izlemeyeceksiniz, buralara uğramayacaksınız" yaklaşımının, en çok da CHP seçmeni tarafından reddedileceğine inandığını dile getirdi.
Fahrettin Altun, CHP'yi "milletin iradesini yok sayma ve özgürlüklere ket vurma alışkanlığından" dönmeye çağırarak, Türkiye’nin birliğe ve bütünlüğe en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde, kutuplaştırıcı değil birleştirici bir dil kullanılması gerektiğini vurguladı.
Farklı görüşlere açık, ülke menfaatini önceleyen, doğru ve hakikate dayalı yayıncılık yapan medya kuruluşlarının çalışmalarını baskıdan uzak bir şekilde sürdürebilmesi için çalıştıklarını savunan Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak bu yöndeki çabalarını sürdüreceklerini ifade etti.
Dünya gündemi savaşlar ve jeopolitik çekişmeler gibi çok önemli meselelerle meşgulken, ana muhalefet partisinin gündemi yine jakobenizm, yine ayrımcılık…
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) June 19, 2025
Farklı seslerin, fikirlerin ve yorumların varlığına olan tahammülsüzlüğünü yine gözler önüne seren CHP, üyelerine ve… pic.twitter.com/QNjqmOaWDC
ERDOĞAN’IN ÇIKTIĞI TELEVİZYON KANALLARI
Fahrettin Altun, CHP’ye “kendi kontrolünde medya” isteme suçlamasında bulunmasına rağmen Adalet ve Kalkınma Partili(AKP) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yayınlarına katıldığı televizyonlar dikkat çekti.
Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı seçildiği 2017 yılından bu yana yalnızca ATV, A Haber, A News, A para, Kanal 7, Ülke TV, 24 TV, TVNET, TV 360, Show TV, Habertürk ve Bloomberg Habertürk gibi kendisine yakın kanalların yayınlarına çıktı.
Erdoğan'ın çıktığı yayınlar genelde aynı anda çok sayıda kanalda ortak yayınlandı.
HABER ALMA HAKKI BOYKOTTAN SONRA AKLINA GELDİ
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin de çağrının “sağduyulu ve millî bir yaklaşım olmadığını” savundu ve “Bu tutum, toplumda gereksiz gerilim ve ayrışmalara neden olmaktadır” dedi.
CHP’nin TRT, ATV, A Haber, CNN Türk, NTV, Kanal D, Star, TGRT Haber ve Beyaz TV gibi birçok ana akım medya kuruluşunu hedef aldığını ifade eden Ebubekir Şahin, bu çağrının “kime ve neye hizmet ettiği belirsiz” bir çıkış olduğu ve “en hafif tabirle aymazlık” olarak değerlendirilmesi gerektiğini öne sürdü.
Şahin, medya organlarını hedef alan siyasi açıklamaların halkın farklı kaynaklardan bilgi edinme hakkını doğrudan zedelediğini belirterek, “Basın özgürlüğü ile halkın haber alma hakkına ciddi zararlar veriliyor” dedi.
Eleştirinin demokratik hayatın vazgeçilmez bir unsuru olduğunu vurgulayan RTÜK Başkanı, “Ancak eleştirilerin kurumları doğrudan hedef göstermeye dönüşmemesi gerekir. Yayıncılık sektörü sadece ifade özgürlüğünü savunmaz, aynı zamanda toplumsal sorumluluk bilinciyle de hareket etmek zorundadır” ifadelerini kullandı.
RTÜK olarak yayınları titizlikle denetlediklerini ve ihlal durumlarında yasal çerçevede müdahale ettiklerini söyleyen Şahin, amacın medya sektöründe özgürlük ile sorumluluk arasındaki dengeyi korumak ve halkın doğru bilgiye erişimini temin etmek olduğunu söyledi.
Açıklamasının sonunda siyaset kurumuna da çağrıda bulunan Şahin, “Özellikle böyle zamanlarda medyayı hedef göstermek yerine birleştirici, uzlaştırıcı ve sorumlu bir dil benimsemek herkesin ortak görevidir” dedi.
Kamuoyuna Duyurulur!
— Ebubekir Şahin (@ebekirsahin) June 19, 2025
Ortadoğu, tarihinin en hassas dönemlerinden birini yaşamaktadır. İran-İsrail gerilimi giderek tırmanırken, bölge istikrarsızlık, tehdit ve provokasyonlara daha açık… pic.twitter.com/uqYC9ScXIt
İMAMOĞLU YAYINLARINA BASKI
Ebubekir Şahin, ifade özgürlüğünden ve halkın haber alma hakkından bahsetmesine rağmen Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart 2025 tarihinde başlayan eylemleri yayınlayan medya kuruluşlarının yayınlarına müdahale sıklıkla etmişti.
Şahin, İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart 2025 tarihinde yaptığı paylaşımda yayın kuruluşlarında yer alan yorumcuların olayları “kişisel görüşleriyle şekillendirmemesini” ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve resmi kurumların açıklamalarına göre haber yapılmasını istemiş bu isteye uymayan yayın kuruluşlarına en üst sınırdan ceza verileceğini söylemişti.
RTÜK görevlileri Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı 23 Mart 2025 gecesi TELE1, Halk TV ve Sözcü TV yöneticilerini arayarak canlı yayını durdurmalarını istemişti. Ebubekir Şahin yayınlarda yalnızca resmi kurumlardan gelen açıklamalara yer verilmesini istediklerini ve buna uymayan yayın kuruluşlarına lisans iptaline kadar varan cezalar uygulayacakları tehdidinde bulunmuştu.
RTÜK ayrıca boykot çağrısı yapan Özgür Özel’i hedef alan Şahin’e yönelik eleştiriler nedeniyle TELE1’e 29 Mayıs 2025 tarihinde yüzde 3 idari para cezası vermişti.