İngiltere’de doğa fotoğrafçısı Michael Scott’un ormanda yürüyüş yaparken yaptığı sıradışı keşif, sosyal medyada kısa sürede gündem yarattı. Sabah’ın haberine göre Scott, sıradan bir hayvan yuvası sandığı dar bir oyuğun içine girdiğinde, tarihi açıdan büyük öneme sahip devasa bir yeraltı yapısıyla karşılaştı. Girişin dar olması nedeniyle ilk bakışta dikkat çekmeyen mağaranın içinde gizli bir dini topluluğun izlerine rastlandı. Yüzyıllar önce ibadet amacıyla kullanıldığı tahmin edilen mağara, bölgedeki yerel tarih araştırmacılarını ve arkeologları harekete geçirdi.
GİZLİ İBADETHANE: UNUTULMUŞ BİR DİNİ MİRAS
Dar bir girişin ardından ulaşılan bu yeraltı yapısının, doğal bir mağaradan çok daha fazlası olduğu anlaşıldı. İçeride yer alan taş oymaları, semboller ve dini figürler, buranın geçmişte gizli bir mezhebe mensup kişilerce ibadethane olarak kullanıldığını ortaya koydu. Scott’un yaptığı ilk fotoğraf ve video kayıtları, yapının mimari olarak planlı bir şekilde şekillendirildiğini ve doğadan izole edilerek kullanıldığını gözler önüne serdi. Arkeologlar, mağaranın İngiltere’de az bilinen ezoterik bir dini akıma ait olabileceğini değerlendiriyor.
DEVASA MAĞARA AĞI ORTAYA ÇIKTI
Scott’un keşfi, yalnızca tarihî anlamda değil, fiziksel boyutları bakımından da olağanüstü kabul ediliyor. Mağara, iç içe geçmiş bölümlerden oluşan devasa bir ağ gibi uzanıyor. İlk ölçümlere göre yer altındaki bu yapı, yer yer 200 metre yüksekliğe ve 150 metre genişliğe ulaşan alanlar barındırıyor. Uzmanlar, mağaranın tamamının hâlâ keşfedilmediğini, yapının birbirine bağlı en az 150 ayrı odadan oluştuğunu belirtiyor.
İÇERİDE YAĞMUR ORMANI, GÖLLER VE VAHŞİ YAŞAM İZLERİ VAR
Hang Son Doong adıyla anılan mağara sistemi, yalnızca ibadet amaçlı değil, ekosistem barındırma kapasitesiyle de dikkat çekiyor. Yerel dilde “Dağ Nehri Mağarası” anlamına gelen yapının içinde yağmur ormanı, yer altı gölleri, küçük plajlar ve çeşitli canlı türlerine ait izler bulundu. Lazer tabanlı ölçümlere göre mağaranın bazı bölümleri kırk katlı bir gökdelenin sığabileceği büyüklükte. Yapıya ulaşmak isteyenlerin Ho Chi Minh City otobanından 10 kilometrelik zorlu bir yürüyüş yapması gerekiyor.
FOTOĞRAFLAR DÜNYA ÇAPINDA SES GETİRDİ
Michael Scott’un sosyal medya üzerinden paylaştığı ilk kareler, kısa sürede binlerce kez paylaşıldı. Fotoğraflar, uluslararası medya kuruluşlarında geniş yer buldu. Uzmanlar, bu keşfin yalnızca İngiltere’nin değil, dünya tarihinin karanlıkta kalmış bir bölümünü aydınlatabileceğini değerlendiriyor. Yapılan arkeolojik incelemelerde mağaranın duvarlarına oyulmuş astrolojik semboller ve gizemli metinler dikkat çekiyor.
UZMANLAR: 'YENİ BİR ARKEOLOJİK DÖNEM BAŞLAYABİLİR'
Mağara sistemine ilişkin çalışmalar yürüten tarihçi ve arkeologlar, bu keşfin bilinmeyen dini topluluklara dair yeni bilgiler sağlayabileceğini düşünüyor. İsmi açıklanmayan bir araştırmacı, “Bu tür yapılar planlı ve izole bir yaşam tarzını gösteriyor. İçerideki simgeler ve yapılar, dış dünyadan tamamen kopuk bir inanç sistemine işaret ediyor” yorumunu yaptı.
TAMAMEN KEŞFEDİLMESİ YILLAR SÜREBİLİR
Araştırmaların daha çok başında olduğunu belirten ekipler, mağara sisteminin tamamının haritalanmasının yıllar sürebileceğini dile getirdi. Yapının jeolojik özellikleri, içine yerleştirilen yapay bölümler ve doğal oluşumlar birlikte inceleniyor. Uzmanlar, yapıdaki ritüel alanlarının yanı sıra, kalıntıların da sistematik olarak gün yüzüne çıkarılması gerektiğini belirtiyor.
İLGİ ODAĞI HALİNE GELDİ
Söz konusu mağara, keşfin ardından turistlerin ve araştırmacıların ilgi odağı haline geldi. Ancak yetkililer, yapının korunması ve tahrip edilmemesi adına kontrollü bir keşif süreci yürütülmesi gerektiğini vurguladı. İngiltere Kültürel Miras Kurulu, alanın tarihi ve doğal dokusunun bozulmaması için bölgenin geçici koruma altına alındığını açıkladı.