Gezi Direnişi’ne ilişkin yargılamalar kapsamında “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla tutuklu yargılanan oyuncu menajeri Ayşe Barım’ın cezaevinde yaşamsal risk taşıyan sağlık sorunlarıyla mücadele ettiği ortaya çıktı. Kalbinde ve beyninde tespit edilen toplam 9 ayrı ciddi hastalığa rağmen, yapılan tahliye başvuruları bugüne dek üç kez reddedildi.
Barım’ın avukatları 30 Mayıs 2025’te İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak, müvekkillerinin ciddi kalp rahatsızlıkları nedeniyle acil olarak tahliye edilmesini talep etti. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde görevli 9 uzman hekimin ortak imzasını taşıyan 2 Temmuz tarihli sağlık kurulu raporuna göre, Barım’ın cezaevi koşullarında kalmaya devam etmesi yaşamını doğrudan tehdit ediyor.
Raporda, Barım’ın kalbinde Hipertrofik Kardiyomiyopati, Asimetrik Septal Hipertrofi, ileri düzey mitral ve triküspit kapak yetmezliği, ritim bozukluğu ve kan akışında kritik seviyede tıkanıklıklar olduğu belirtildi. Kalp kası kalınlaşması sonucu kalıcı bir kalp pili takılmadığı takdirde, ani ölüm riskinin bulunduğu ifade edildi.
Beyinle ilgili bulgular da son derece ciddi. Daha önce iki stent takılan Barım’ın MCA bifurkasyon bölgesinde yeni bir anevrizma oluştuğu, bu baloncuğun patlaması durumunda ölüm, felç ya da beyin kanaması riski taşıdığı, ancak bulunduğu konum nedeniyle şu an için müdahale edilemediği bildirildi.
Avukatlar tarafından sunulan dilekçede, Barım’ın yalnızca son bir ay içinde dört kez bayıldığı, bu olaylardan birinde infaz koruma memurları tarafından yerde hareketsiz biçimde bulunduğu, bir diğer olayda ise zamanında müdahale edilmemesi halinde hayatını kaybedebileceği vurgulandı. Cezaevi koşullarının ani tıbbi krizlere müdahale açısından yetersiz olduğu ifade edildi.
Planlanan kalp ameliyatının tutukluluk nedeniyle gerçekleştirilemediği belirtilen sağlık raporlarında, kalıcı kalp pili takılmaması halinde Barım’ın yaşam süresinin ciddi tehlike altında olduğu vurgulandı.
Barım’ın avukatları, 20 Mayıs ve 11 Haziran tarihlerinde de tahliye başvurusunda bulunmuş, ancak bu başvurular mahkeme tarafından reddedilmişti. 5 Haziran’daki son bayılma vakasının ardından hazırlanan sağlık kurulu raporuyla birlikte yapılan 3. başvuruda ise Adli Tıp Kurumu raporu beklenmeden karar verilmesi gerektiği ifade edildi. Aksi takdirde yaşanabilecek olumsuz sonuçlardan cezaevi yönetimi ile mahkeme heyetinin sorumlu olacağı belirtildi.
Barım hakkında hazırlanan iddianamede, Gezi sürecinde sanatçıları yönlendirdiği, medya aracılığıyla kamuoyunu etkilemeye çalıştığı ve eylemlerin organizasyonunda aktif rol aldığı öne sürülüyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barım için 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası talep etti.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianame kapsamında Barım’ın ilk duruşması 7 Temmuz 2025 tarihinde yapılacak.