Gündem

Barolar Birliği üniversitelere öğrenciler için mesaj verdi!

Türkiye Barolar Birliği, öğrencilerin ders boykotlarının ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek disiplin cezası uygulanmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu vurguladı.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) İnsan Hakları Merkezi, üniversite öğrencilerinin ders boykotlarına yönelik disiplin yaptırımlarının hukuki niteliğini ve bu eylemlerin ifade özgürlüğü kapsamındaki yerini ele alan 34 sayfalık bir değerlendirme raporu hazırladı. Beş ana başlık ve 20 ara başlıktan oluşan çalışmada, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamındaki yargılamalar ile Yükseköğrenim Kanunu’nda yer alan disiplin hükümleri birlikte incelendi.

PROTESTO HAKKI VE BOYKOT EYLEMLERİ

Raporda protesto hakkının barışçıl olduğu sürece yalnızca yürüyüşlerle sınırlı olmadığı, oturma eylemi, abluka ve boykot gibi yöntemleri de kapsadığı ifade edildi. Üniversite kampüslerinin protesto hakkının kullanım alanlarından biri olduğu vurgulandı. Anayasa'nın 34. maddesi hatırlatılarak, “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebilir” hükmünün bu hakkı güvence altına aldığı belirtildi.

AİHM VE ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARINA ATIF

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatlarına yer verilen raporda, boykot çağrılarının siyasal bir ifade biçimi olduğu ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiği aktarıldı. AİHM’in, bu tür eylemleri şiddet içermediği sürece koruma altına aldığına dikkat çekildi. Aynı zamanda ABD Yüksek Mahkemesi ve Almanya Anayasa Mahkemesi kararlarında da boykotun temel bir hak olarak kabul edildiği örnek olarak gösterildi.

DİSİPLİN CEZALARI VE KANUNUN YORUMU

Raporda, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 54. maddesinde düzenlenen disiplin cezalarının kapsamı değerlendirilerek, ders boykotlarının bu madde altında disiplin suçu olarak yorumlanamayacağı ifade edildi. Özellikle fiziki engelleme olmadan yapılan boykot çağrılarının “öğrenim ve öğretim hürriyetini engelleme” gibi suçlamalarla cezalandırılmasının Anayasa’nın 26. ve 34. maddelerine aykırı olduğu savunuldu.

ÜNİVERSİTELERDE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLARI

Raporun ilgili bölümlerinde, üniversitelerin ifade özgürlüğünün ve akademik özgürlüğün temel mekânı olduğu belirtilerek şu değerlendirme yapıldı:

“Disiplin yaptırımına bağlanan eylemin ilişkili olduğu eğitimin derecesi arttıkça ifade özgürlüğüne müdahale sınırlandırılmalıdır. Üniversitelerde farklı düşüncelere daha fazla hoşgörü gösterilmesi gerekir. Üniversite öğrencileri, görüşleri tartışmalı da olsa bu düşünceleri açıklama hakkına sahiptir.”

AİHM VE ANAYASA’YA AYKIRILIK VURGUSU

Sonuç bölümünde ise, öğrencilerin dersleri boykot etme çağrısı yapmasının ve boykot etmesinin ifade özgürlüğü kapsamında olduğu net bir biçimde vurgulandı. Bu tür eylemlerin cezalandırılmasının hem Anayasa’ya hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılık taşıdığı belirtildi:

“Öğrencilerin, başkalarının derslere girmesini ve derslerin yapılmasını fiziken engellemedikleri sürece boykot eylemleri, akademik özgürlük ve toplantı hakkı kapsamında değerlendirilmelidir. Bu eylemleri disiplin suçu olarak değerlendirmek Anayasa’nın 26. ve 34. maddelerine aykırıdır.”

Raporun sonunda Anayasa’nın 90. maddesinin 5. fıkrasına da atıf yapılarak, uluslararası sözleşmelerin bu tür durumlarda iç hukuka üstün geldiği ve esas alınması gerektiği ifade edildi.