13 Mayıs 2025’te İstanbul Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan gelişmeler, kamuoyunun tepkisini çekti. Kadın düşmanı, çocuk istismarını meşrulaştıran açıklamalarıyla tanınan Nurettin Yıldız’ın üniversitede konuşma yapması, öğrencilerin sert tepkisine neden oldu. Yıldız’ı protesto eden öğrenciler, okul yönetimi ve gerici organizasyonlara karşı eylem düzenledi.
POLİS KAMPÜSE GİRDİ, 97 KİŞİYİ GÖZALTINA ALDI
Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüsü’ne giren polis, öğrencilere sert müdahalede bulundu. Ters kelepçeyle yere yatırılan gençler gözaltına alındı. Toplam 97 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. T24’ün aktardığına göre, olaylar sırasında haber takibi yapan muhabir Can Öztürk de polislerce hedef alındı. Basın kartını göstermesine rağmen saldırıya uğrayan gazetecinin boğazı sıkıldı, kartı parçalandı, ters kelepçeyle gözaltına alındı. Öztürk, Eyüp Devlet Hastanesi’ndeki sağlık kontrolünün ardından Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü ve ifadesi alındıktan sonra adliyeye sevk edildi.
14 KİŞİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ, 82 KİŞİ SERBEST BIRAKILDI
Can Öztürk’le birlikte 14 öğrencinin daha adliyeye gönderildiği açıklandı. Gözaltına alınan 82 kişi ise emniyetteki sorgularının ardından serbest bırakıldı. Sözcü muhabiri Fırat Fıstık’ın sosyal medya paylaşımlarına göre, öğrencilerin ifadelerinde “kadınlar eşit ve özgür yaşayacak”, “tarikatlar ve cemaatler dağıtılsın” gibi slogan ve dövizler suç unsuru gibi gösterildi. Bu yönüyle soruşturmaların ifade ve örgütlenme özgürlüğünü hedef aldığı ortaya çıktı.
VALİLİKTEN BELGESİZ İDDİALAR, PROVOKASYON İMAALARI
İstanbul Valiliği, yaşananlara dair yaptığı açıklamada öğrencileri “kulüp faaliyetlerini engellemek” ve “polise saldırmak”la suçladı. Valilik, 13 polisin 5 metre derinliğindeki bir inşaat çukuruna düştüğünü öne sürdü. Ancak bu iddiayı destekleyen herhangi bir görüntü, belge veya tanıklık sunulmadı. Vali, gazeteci Murat Ağırel’in polis şiddetine dikkat çeken paylaşımını alıntılayarak “tam olarak öyle olmadı” dedi ve protestocuların güvenlik düzenini aşmaya çalıştığını savundu.
MUHALİF KULÜPLER ENGELLENDİ, GERİCİLER KOLLANDI
Boğaziçi Üniversitesi’nde uzun süredir devam eden baskı ortamı, kulüp faaliyetlerine de sıçradı. Şubat ayında okul yönetimi 28 öğrenci kulübü ve 6 topluluğun etkinliklerini bir ay süreyle durdurdu. Tüm kulüplerin yönetim kurulları, Rektör Naci İnci imzalı kararla görevden alındı. Bu uygulama öğrenci faaliyetlerini felce uğrattı.
Ancak “İslam Araştırmaları Kulübü” (BİSAK) yönetimin desteğiyle tüm etkinliklerini sürdürüyor. 2014’ten bu yana faaliyet gösteren bu kulüp, “Yaratılış Serisi” başlığıyla evrim karşıtı toplantılar düzenliyor. Ramazan dönemlerinde kampüste kitlesel namaz etkinlikleri yapıyor, kadınlarla erkekleri ayrı oturtarak cinsiyetçi uygulamalar dayatıyor.
BİSAK’A SALON, SEKÜLER KULÜPLERE YASAK
Dünkü etkinlikte “İslami ilimler herkes için gerekli midir?” başlıklı bir konuşma yapıldı. Katılımcılar kadın-erkek olarak ayrıldı. BİSAK’ın İslam düşüncesini yayma amacıyla düzenlediği bu faaliyetlere salon tahsis edildi. Oysa laik ve seküler temelli kulüplerin tüm etkinlikleri engellenmişti.
CİHATÇI AKADEMİSYEN ATANDI, LAİKLİK HEDEFTE
Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne Ocak 2025’te yapılan atama da tepki çekmişti. Cihatçı selefilik üzerine doktora yapan, hilafet yanlısı ve laiklik karşıtı görüşleriyle bilinen Jaan Islam üniversite kadrosuna katıldı. Akademik geçmişi tartışmalı olan Islam’ın atanması, laik üniversite yapısına dönük sistematik saldırının bir başka parçası olarak yorumlandı.
ÜNİVERSİTEDEKİ GERİCİ KUŞATMA BÜYÜYOR
AKP destekli atamalarla yönetilen Boğaziçi Üniversitesi’nde sistematik bir gerici kuşatma sürüyor. Öğrenci kulüpleri tasfiye edilirken, cihatçı eğilimli yapılar ve isimler destekleniyor. Kadın düşmanı açıklamalarıyla gündeme gelen isimlerin okulda konferans vermesi sağlanıyor. Bu kuşatma, öğrencilerin ve akademisyenlerin tüm itirazlarına rağmen devam ettiriliyor. Üniversite, laik ve özgür akademi geleneğini savunanlar ile siyasal İslamcı dayatmalar arasında bir mücadele alanına dönüşmüş durumda.