TELE1 ekranlarında yayımlanan Bilim Teknoloji Evreni programına konuk olan Dr. Cengiz Taşçı, yapay zekanın tarihsel gelişimi, insan hayatındaki yeri, gelecekteki rolü ve devletler ile şirketler arasında süren etik tartışmaları çarpıcı ifadelerle değerlendirdi.
TEKNOLOJİNİN TEMELİNDE OLGU VE KURGU VAR
Alp Yanardağ’ın hazırlayıp sunduğu programda konuşan Dr. Cengiz Taşçı, teknolojinin gelişimini olgular ve kurgular üzerinden açıkladı. Taşçı, bilimin teknikle birleşerek teknolojiye evrildiğini ve bu evrimin insan zihninin çalışma biçimiyle benzerlik taşıdığını belirtti. “İnsan kurgularla yaşıyor, teknoloji de kurgulardan doğuyor. Bilimsel olgular teknolojik ürünlere dönüşüyor,” şeklinde konuştu.
ENDÜSTRİ 4.0 YAPAY ZEKA İLE VAR OLABİLİR
Yapay zekanın Endüstri 4.0 sürecinin ana bileşeni olduğunu vurgulayan Taşçı, veri akışının bu sürecin yakıtı olduğunu ifade etti. “Nesnelerin interneti, büyük veri, otomasyon ve algoritmalar; hepsi yapay zekayı besliyor. Bu sistemlerin hepsi birlikte evriliyor,” dedi.
FİZİKSEL KISITLAR YAPAY ZEKAYI DURDURABİLİR Mİ?
Taşçı, teknolojik gelişmelerin fiziksel sınırlara da takıldığını belirtti. Elektromanyetik spektrumun 5G, 6G gibi iletişim teknolojilerinde kullanımının sınırlı olduğunu söyleyen Taşçı, daha yüksek frekansların canlılar üzerinde zararlı etkiler doğurabileceğini dile getirdi. “Mikrodalga frekansları seni pişirir. Yani teknolojik gelişim bir noktada biyolojik sınırlarla çarpışıyor,” dedi.
“TEKNOLOJİ ARTIK KOLAYLIK DEĞİL, HÂKİMİYET ARACI”
Yapay zekanın olumlu ve olumsuz yanlarını değerlendiren Taşçı, çarpıcı bir tespitte bulundu: “İnsan teknolojiyi önce güvenlik ve kolaylık için geliştiriyor ama en sonunda teknoloji insan üzerinde hâkimiyet kuruyor. Teknolojinin ihtiyaçları da var ve bunlar insanı şekillendiriyor.” Çamaşır makinesi örneğinden hareketle yapay zekanın insan hayatına kattığı pratik faydaları anlatan Taşçı, öte yandan bu teknolojilerin bireyleri biçimlendirdiğini, hatta yönlendirdiğini ifade etti.
YAPAY ZEKA İLE BEYİN ANLAŞILIYOR
Yapay zekanın insan beyniyle kurduğu bağlantıya da değinen Taşçı, bu teknolojiler sayesinde nörobilimde önemli aşamalar kaydedildiğini belirtti. “Yapay zeka sayesinde beynimizin nasıl çalıştığını anlamaya başladık. Kuantum bilgisayarlar sayesinde düşüncenin stokastik (olasılıklı) doğasına ulaşabiliyoruz,” değerlendirmesinde bulundu.
DEVLETLER VE ŞİRKETLER ARASINDAKİ YARIŞ DERİNLEŞİYOR
Taşçı, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin yapay zekaya milyarlarca dolar harcadığını belirtti. Amerika’nın 2025 yılında sadece yapay zeka alanına 109 milyar dolar ayırdığını aktardı. Çin’in ise daha az enerji tüketen ve açık kaynak kodlu yapay zekâlar geliştirdiğini belirtti. Fransa ve Hindistan’ın işbirliğine gittiğini söyleyen Taşçı, Avrupa Birliği’nin ise yapay zeka alanında Çin ve ABD’ye karşı bir pozisyon geliştirmeye çalıştığını ifade etti.
YAPAY ZEKA YASALARI: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL, AVRUPA BİRLİĞİ SOMUT
Birleşmiş Milletler’in 2024 yılı Mart ayında yapay zeka konusunda yayınladığı kararı değerlendiren Taşçı, bu kararın bağlayıcılıktan uzak ve sadece öneri niteliğinde olduğunu belirtti. Buna karşılık Avrupa Birliği’nin 12 Temmuz 2024’te yürürlüğe giren yapay zeka yasasının “insan haklarını temel alan, risk derecelerine göre kullanım alanlarını sınıflandıran, ayrımcılığı yasaklayan ve insanı merkez alan bir düzenleme” olduğunu ifade etti. “Avrupa Birliği, sosyal kredi puanı gibi sistemlere kesin şekilde karşı çıktı,” dedi.
AMERİKA VE İNGİLTERE İMZALAMADI
Paris’te düzenlenen Yapay Zeka Zirvesi’nde 63 ülkeden 61’inin eylem beyanını imzaladığını ancak Amerika ve İngiltere’nin imzalamadığını hatırlatan Taşçı, “ABD Başkan Yardımcısı, ‘Dönüştürücü bir endüstriyi bu anlaşmayla öldürürsünüz’ diyerek imzayı reddetti,” şeklinde konuştu. İngiltere’nin ise Avrupa Birliği ile olan bağımsızlık politikası çerçevesinde imzalamadığını söyledi.
SOSYAL KREDİ PUANI: ETİK DIŞI BİR SİSTEM
Çin’in sosyal kredi puanlama sistemi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Taşçı, bu sistemin insanların tamamen izlenmesini ve sınıflandırılmasını öngördüğünü belirterek, “İnsanı turnusol kağıdına çevirmek etik değildir. Bu sistemler insanın özgür iradesini yok eder,” uyarısında bulundu. Avrupa Birliği yasalarının bu sistemi yasakladığını vurguladı.
YAPAY ZEKAYA ERİŞİM TEŞVİK EDİLMELİ Mİ?
Programın sonunda “Her birey yapay zekaya erişebilmeli mi?” sorusuna yanıt veren Taşçı, “Yapay zeka bir demokrasi aracına dönüşebilir. Erişim sağlanmalı ama kontrol mekanizmaları mutlaka olmalı,” dedi. Etik kuralların, şirket çıkarları ve insan hakları arasında denge kuracak biçimde yapılandırılması gerektiğini ifade etti.