TELE1'de yayımlanan Türkiye’nin Yönü programında siyaset bilimci Eren Aksoyoğlu, CHP’nin geleceğine ve muhalefet stratejisine dair çarpıcı analizler yaptı. Erdoğan’ın mağduriyet söyleminin bir illüzyon olduğunu belirten Aksoyoğlu, CHP’nin güç siyasetine yönelmesi gerektiğini vurguladı.
MAĞDURİYET STRATEJİSİNE ELEŞTİRİ
Programda konuşan Aksoyoğlu, uzun yıllar boyunca CHP’nin mağduriyet üzerinden politika geliştirdiğini belirtti. Ancak bu yaklaşımın AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın örnek alınmasına dayandığını söyledi. Erdoğan’ın hiçbir zaman mağdur olmadığını ifade eden siyaset bilimci, toplumun mağdura değil, güce yöneldiğini savundu.
“Mağdur olana oy verme ihtiyacı yok. Güç gösterisi yapan destekleniyor. Bu Türkiye’nin tarihsel kodudur” diyerek açıklamalarına devam etti. Bu bağlamda CHP’nin gençlerin etkisiyle bir güç gösterisine yöneldiğini, Özgür Özel’in kürsüde bunu temsil ettiğini aktardı.
ÜÇ MAHALLE VE GÜÇ ODAĞI OLMA MECBURİYETİ
Aksoyoğlu, siyasetin üç ana mahallesi olduğunu belirtti: seküler ve kamucu CHP seçmeni, muhafazakâr-milliyetçi blok ve Kürt siyaseti. Bu üç alanda da etkili olmanın yolunun güç gösterisinden geçtiğini belirtti. Sokak hareketlerinin tarihsel etkisine vurgu yapan akademisyen, “Türkiye’de ana akım siyaset hep sokaktan geçti. Hiçbiri salon siyasetiyle büyümedi” dedi.
Bu tespitin CHP açısından önemli avantajlar sunduğunu söyledi. Özellikle son dönemde oluşan toplumsal reflekslerin partiyi yeni bir çizgiye yönelttiğini savundu.
İMAMOĞLU’NUN DURUMU VE LİDERLİK SENARYOLARI
Programın devamında İmamoğlu’nun hukuki sürecine dair değerlendirmelerde bulunan Aksoyoğlu, tutukluluk halinin uzun sürebileceğini dile getirdi. Erdoğan’ın geri adım atmayacağını, yargının siyasi araç olarak kullanıldığını söyledi.
“İmamoğlu oyundan düşerse alternatif bulunmak zorunda. CHP dinamikleri bunu gerektiriyor” şeklindeki değerlendirmesiyle, liderlik yarışının süreceğini ima etti. Özgür Özel’in bu boşluğu doldurabilecek isimlerden biri haline geldiğini ifade etti.
Son dönemde Mansur Yavaş’ın tamamen geri planda kaldığını, CHP’nin siyaseti içinde bazı figürlerin hızla diskalifiye edilebildiğini de hatırlattı. “Otobüsün üzeri boş kalmaz, arkadan yeni figürler gelir” sözleriyle dönüşümün sürekliliğine işaret etti.
KURULTAY FIRSATINI KAÇIRDI
Kurultaya da değinen Aksoyoğlu, bu sürecin partinin Türkiye vizyonunu ortaya koyması açısından önemli olduğunu ancak bu fırsatın değerlendirilemediğini belirtti. Özel’in konuşmasının partinin içine dönük kaldığını, Türkiye’ye dair bir program sunulmadığını vurguladı.
“Bu olağanüstü kurultay bir fırsattı ve tepilmiş oldu” sözleriyle eleştirisini dile getirdi. Sadece savunmada kalan açıklamalarla yetinilmemesi gerektiğini, daha kapsayıcı ve toplumu kuşatan bir program tartışmasının gerekliliğini belirtti.
PROGRAM EKSİKLİĞİ VE ORTAK SİYASİ MODEL ARAYIŞI
Aksoyoğlu’na göre CHP’nin programı var ancak bunlar kamuoyunda tartışılmıyor. “Günlerce İmamoğlu’nun diplomasını konuştuk, oysa CHP’nin nasıl yöneteceğini tartışmalıydık” diyerek bu eksikliğe dikkat çekti.
Program tartışmalarının seçim öncesine sıkışmaması gerektiğini belirten siyaset bilimci, “Yarın seçim açıklansa hepimiz kanter içinde program anlatmaya çalışacağız” dedi.
Ancak asıl aciliyetin başka olduğunu da ekledi. Ona göre “Saraçhane Cephesi” etrafında birleşen halk hareketinin devamını sağlayacak siyasal model oluşturulmalı. Bu birlikteliği sürdürmenin, program tartışmasından daha acil olduğunu savundu.
“İmamoğlu’nun hukuki meselesi üzerinden kendi iradesini savunmak için sokağa çıkan milyonlar, bu eylemliliği sürdürecek bir modele ihtiyaç duyuyor” diyerek CHP’ye uyarı yaptı.
TÜRKİYE’DE SİYASET SOKAKTAN GEÇİYOR
Aksoyoğlu, Türkiye’de siyasal projelerin meşruiyetini sokaktan aldığını yineledi. Bu nedenle CHP’nin salonlara sıkışmayan, geniş kesimlere hitap eden, yenilenen liderlik profilleriyle güç siyasetini sürdürmesi gerektiğini belirtti.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin yalnızca aday ya da figür tartışmalarına değil, yeni bir siyaset kurgusuna yönelmesinin zamanı geldiğini vurguladı. “Programlar elbette önemlidir ama onları hayata geçirecek kitlesel dayanışma ve siyasi organizasyon esas meseledir” diyerek sözlerini tamamladı.