Ekonomist Fatih Özatay, 15 Mayıs 2025 tarihli Ekonomim’de yayımlanan yazısında seçim öncesi döneme dair temel senaryoyu değerlendirdi. “Ne pahasına olursa olsun seçim kazanmak” motivasyonunun ekonomi politikalarını şekillendirdiğini savunan Özatay, makro dengelerin ihmal edilerek kısa vadeli popülist adımların öne çıkacağını ileri sürdü.
EKONOMİ POLİTİKASI SEÇİM HEDEFİNE GÖRE BELİRLENİYOR
Özatay, “Yatırım ortamını baltalayan kayyım tehdidi ve yıllardır süren belirsizlik ortamı, mevcut hukuk ve yargı düzeninin sonucudur” diye yazdı. Bu koşullarda atılan adımların seçim odaklı olduğunu vurgulayan yazar, “Seçim kazanmak uğruna ekonomik gerçekler öteleniyor” değerlendirmesinde bulundu.
BÜTÇE AÇIĞI YÜKSEK, MANEVRA ALANI DAR
Yazar, kamu borcunun düşük görünmesine rağmen bütçe açığının iki yıldır yüksek seyrettiğini vurguladı. “Deprem harcamaları bittiğinde açığın makul bir düzeye inmesi bekleniyor” ifadesine yer veren Özatay, seçim öncesi yapılacak harcamalar için bu durumun sınırlayıcı olabileceğine dikkat çekti.
KAMU BANKALARI SEÇİM POLİTİKASINDA ARAÇ OLARAK KULLANILACAK
Özatay, bankacılık sektörünün genel olarak sağlam olduğunu belirtirken, kamu bankalarının düşük faizli kredi dağıtımıyla ön plana çıkacağını yazdı. “Gerekirse Hazine destek verir” diyen yazar, kamu borç oranının bu tür müdahalelere imkân verdiğini savundu.
FİYATLARDA ÖNCEDEN YAPILAN ZAMLAR KRİTİK
Yazar, kamu tarafından belirlenen mal ve hizmet fiyatlarının seçimden önce artırılması gerektiğini, aksi durumda son anda yapılacak zamların oy kaybına yol açacağını ifade etti. “Ertelenmiş zam ihtiyacı olmamalı” diyen Özatay, seçim ekonomisinin bu hazırlığa bağlı olduğunu dile getirdi.
MERKEZ BANKASI STRATEJİSİ: ENFLASYON DÜŞMESE DE ÖNEMLİ DEĞİL
Özatay, Merkez Bankası’nın önceliğinin döviz rezervlerini artırmak olduğunu belirtti. “Enflasyon yüzde 25’e düşerse iyi olur ama düşmezse de sorun edilmez” diyerek, kurumların hedeflerinin rafa kaldırıldığını savundu. Asıl hedefin kur şoklarına karşı hazırlıklı olmak olduğunu vurguladı.
YAPISAL ADIMLAR RAFA KALKTI, ENFLASYON KALICI OLACAK
Yazar, “Yapısal sorunlara dokunulmayacak” diyerek, seçime kadar olan süreçte enflasyonun yüksek seyredeceğini belirtti. Dış şokların belirleyici olacağını aktaran Özatay, büyümenin seçim öncesinde yükseleceğini ama sonrasında dalgalanacağını dile getirdi.
MAAŞ ARTIŞLARI VE KREDİ FAİZLERİYLE OY HEDEFLENİYOR
Özatay, seçim öncesi dönemde asgari ücret, memur ve emekli maaşlarına yüksek artışlar yapılacağını öne sürdü. “Seçimden önce düşük faizli kredi dağıtımı artacak” diyen yazar, bu uygulamaların kısa vadeli kazanımlar sağlasa da ekonomide derin bozulmalara yol açacağını ifade etti.
SEÇİM SONRASI DÖNEMDE DENGELER İYİCE BOZULACAK
Yazar, seçim sonrası dönemde bozulan ekonomik dengeleri toparlamak için yeni bir programa ihtiyaç duyulacağını savundu. Ancak, “Türkiye potansiyelini kullanamayan, yüksek enflasyonla ve dalgalı büyümeyle yaşayan bir ülke olmaya devam edecek” ifadeleriyle yapısal dönüşümün ertelendiğini vurguladı.