İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü ve suçlamaların kamuoyu nezdinde tepkilere neden olduğu “yolsuzluk” soruşturmasında “suç örgütü liderliği” suçlamasıyla 19 Mart 2025 tarihinden beri Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan İstanbul Büyükşehir Belediye(İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Yoksulluktan Zenginliğe Kavşaktaki Türkiye”yi yazdı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “faiz sebep, enflasyon sonuçtur” yorumunu, “cehaletin basitliğiyle ortaya atılan sığ bir denklem” olarak niteleyen Ekrem İmamoğlu, bu yaklaşımı “büyük felaketin habercisi” olarak niteledi. İmamoğlu doğru denklemin, “Oligarşik, despotik rejimler, sivil darbeler sebep, yoksulluk ise sonuçtur” olduğu görüşünde.

SERVET AKTARIMI

Ekrem İmamoğlu, ekonomide adaletsiz ve bozuk bir düzen sürdüğü görüşünden hareketle, yaşananın bir “servet aktarımı” olduğu analizini yaptı. İmamoğlu zengin olmanın suç olmadığını fakat zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzende iktidarın millete karşı işlediği yorumunu yaptı.

HALKÇI VE İCRAATÇI RUH

“Yaşatılan buhranda” üzerlerine büyük bir sorumluluk aldığını söyleyen Ekrem İmamoğlu, “İstanbul Modeli”nin tam da bu sorumluluk duygularının ortaya koyduğu icraatler bütününün adı olduğunu söyledi. İmamoğlu, halkçı ve icraatçı ruhlarıyla Silivri’deki hücresinde “milletin yüklediği sorumluluğun bilinciyle” görevinin başında bunları detayları ile çalışıyor.

Ekrem İmamoğlu, sanayiye dayalı sürdürülebilir bir büyümeyi, milli sanayi politikalarının motivasyonu ile uluslararası rekabet gücünü, “içinde bulunduğumuz yüzyılın en öncü alanı” olarak nitelediği teknoloji kapasitesini dünya ile yarışan çok etkili seviyeye çıkartmaya yönelik kapsamlı bir stratejinin hazırlığında. İmamoğlu, “yapısal bir sorun haline gelmiş” olduğu değerlendirmesinde bulunduğu işsizliği de çözecek istihdam politikaları geliştiriyor.

Soma kararı ailelerin acılarını yeniden kanattı Soma kararı ailelerin acılarını yeniden kanattı

HERKESİN BÜYÜMEDEN PAYINI ALDIĞI BİR DÜZEN

Ekrem İmamoğlu’na göre bu iktidar döneminde yaşadıklarımız gösteriyor ki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bağımsız olmak zorunda. İmamoğlu, ancak bununla para politikaları, fiyat istikrarı sağlama ve koruma amacından sapmadan geliştirilebileceğini düşünüyor.

Büyümeden herkesin payını aldığı hakkaniyetli bir düzen kurmayı en önemli vazifesi olarak gören Ekrem İmamoğlu, bu vazife doğrultusunda en önemli olanın yoksullukla mücadele etmek, orta sınıf ve çalışan kesimin yaşam koşullarını iyileştirmek ve gelir adaletsizliğini gidermek olduğu görüşünde.

DİJİTALLEŞME ZORUNLULUĞU

İmamoğlu’na göre Türkiye, hızla ilerleyen teknoloji sebebiyle üretim biçiminin dönüştüğü ve üretimde dijitalleşmenin artık bir zorunluluk olduğu dünyada, ayakta kalabilmek için üretmek zorunda.

GIDA GÜVENLİĞİNİ MERKEZE ALAN TARIM POLİTİKALARI

Ekrem İmamoğlu’na göre Türkiye’deki büyük adaletsizlikler, ekonomi ve demokrasi krizleri içinde görünmez hale gelen önemli meselelerinden biri gıda güvenliği. İmamoğlu, artık tarım politikalarını gıda güvenliğini merkeze alarak düzenleme zamanı geldiği görüşünde. Çiftçilik cazibesini yitirmesiyle, üretim yapan kırsal nüfusun yaş ortalamasının 60’a dayandığını hatırlatan Ekrem İmamoğlu, tarıma dayalı sanayinin güçlendirilmesi, çiftçiliğin kazançlı bir meslek olarak cazip kılınması, tarım sanayi entegrasyonuyla gıda zincirinin dayanıklı kılınmasını bir mecburiyet olarak görüyor.

“YÜKÜ YENİ NESİLLER ÜSTLENECEK”

Yeni sürecin yükünü yeni nesillerin üstlenmesi gerektiğini düşünen İmamoğlu, “yükselen yeni neslin” demokrasiyi de ekonomiyi de sırtlayacak bir enerjisi olduğunu gösterdiğini düşünüyor. Bu noktada Ekrem İmamoğlu, kendilerine düşenin eğitim sistemini ideolojik tartışmalardan kurtarmak, gençleri dünyadaki akranlarıyla rekabet edebilecek seviyeye taşımak, bunun için müfredatı güçlendirmek, öğretmen niteliğini artırmak ve devlet okullarına herkesin çocuklarını gönül rahatlığıyla göndermesini sağlayacak bir eğitim iklimi oluşturmak olduğunu söyledi.

İmamoğlu yazısını, “Çalışacağız, üreteceğiz, kazanacağız ve milletçe adaletle paylaşacağız” cümlesiyle bitirdi.

Kaynak: KARAR GAZETESİ