Emin Şirin, TELE1 ekranlarında Tuncay Mollaveisoğlu'nun sunduğu Anında Manşet programında konuştu. Şirin, AKP-MHP ittifakının yerel seçim yenilgisine rağmen anayasa değişikliği için mevcut Meclis'i kullanmak istediğini söyledi. Şirin, “Bugünkü Meclis’te yaklaşık 320-330 milletvekilleri var. Ancak oy oranı yüzde 40,5’e düştü. Bu oran 230 milletvekiline denk geliyor. Seçimden sonra anayasa değiştirme şansları kalmayacak. Bu yüzden bugünkü Meclis’te bunu deniyorlar” dedi.
“MUHALEFET, YENİ DEVLET KURULURKEN UYUDU”
Şirin, geçmişe dönerek Ayhan Oğan’ın sözlerini hatırlattı. Şirin, “7 sene önce ‘Yeni devlet kuruyoruz’ dediler. Kurdular. Muhalefet ise mecliste uyudu” şeklinde konuştu. Muhalefetin şimdi geç de olsa harekete geçtiğini söyledi. Şirin, YÖK kararıyla verilen diploma iptali sonrası toplumun da harekete geçtiğini belirtti.
“ERKEN SEÇİM İSTEYENLER İMAMOĞLU’NA ANGACELİ OLMAYA ZORLANIYOR”
Emin Şirin, muhalefetin erken seçim kampanyasına da eleştiri getirdi. CHP'nin başlattığı imza kampanyasını doğru bulmadığını belirtti. “Erken seçimle İmamoğlu’nun adaylığını aynı sepete koydular. Ayrı yapsalardı daha geniş bir destek alabilirlerdi” dedi. “Zafer Partili, İYİ Partili ya da Kemal Bey’in partisinden olan seçmenler bu zorlamaya karşı çıkabilir” değerlendirmesini yaptı.
“METİNER’İN AÇIKLAMALARI AHLAK SORUNUDUR”
Eski AKP milletvekili Mehmet Metiner’in “Anayasayı yırtar atarız” sözlerine sert tepki gösteren Şirin, şu ifadeleri kullandı:
“Anayasayı yırtıp atacakmış… Kim oluyorsun ya sen? Kim oluyorsun? Sen ‘Anayasayı değiştireceğiz’ diye konuşabilirsin. ‘Yırtıp atacağız’ diye konuşmaya başladığın zaman, milletvekilliği de yapmış bir insan... Burada bir ahlak sorunuyla da karşı karşıyayız Tuncay.”
Şirin, milletvekillerinin anayasaya bağlı kalacağına yemin ettiğini hatırlattı. Şirin, “Bir taraftan yemin ediyorsunuz, diğer yandan tersine hareket ediyorsunuz. Mecbur muydunuz milletvekili olmaya?” sorusunu sordu.
“YEMİN MİLLETVEKİLLİĞİ BİTİNCE DE BAĞLAYICIDIR”
Şirin, milletvekilliği bitse de yemin sorumluluğunun sürdüğünü vurguladı. “Genel kurul dışındaki tüm imkânlardan yararlanıyorsan bu yemin seni bağlar” dedi. “Çok utanıyorum. Ciddi bir ahlak sorunuyla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
“İKTİDAR 2028’E KADAR DAYANMAK İSTİYOR”
Şirin, AKP’nin seçim tarihini 2027 sonuna veya 2028’e ötelemek istediğini söyledi. “Bu erken seçim talebi canlı tutulmalı” dedi. AKP-MHP iktidarının geçmişte kurulan kumpasların ortağı olduğunu belirtti. “FETÖ’nün yaptığı Ergenekon kumpasında AKP de vardı. O dönem ‘Ben bu davanın savcısıyım’ diyen Erdoğan’dı” hatırlatmasını yaptı.
“YENİDEN ORTAYA ÇIKANLAR YİNE KUMPAS PEŞİNDE”
Şirin, kumpas dönemlerinde etkin olan bazı isimlerin tekrar sahneye çıktığını söyledi. “Bunlar bir dönem susmuştu, şimdi yeniden ortaya çıktılar. Genel af, seçim tarihi, iktidarın değişmeyeceği gibi laflar ediyorlar” dedi. “Savcılar bu konuşmaları dikkate almalı” uyarısında bulundu.
“ÜSLUPTAN RAHATSIZLAR, İÇERİĞİ UMURSAMIYORLAR”
Ümit Özdağ hakkında hazırlanan iddianameye de değinen Şirin, şu ifadeleri kullandı:
“Bu iddianamede şunu gördüm Tuncay, üsluptan rahatsızlar. Kullanılan üslup. Bugün Ümit Özdağ'ın kullandığı üslup veya bugünkü mitingde gördüğümüz Özgür Özel’in üslubu olduğu zaman, bu üslup son derece rahatsız ediyor sarayı. Bak, sarayı son derece rahatsız ediyor. Saray derken MHP’yi de... İçerikten çok üslup, evet. Üsluptan çok rahatsızlar.”
“BAHÇELİ’NİN TEHDİT DİLİ YAKIŞMIYOR”
Şirin, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin kullandığı dili de eleştirdi. “Devlet Bahçeli’nin konuşmalarındaki tehdit dili yaşına başına yakışmıyor” dedi. “Sayın Cumhurbaşkanı da bugün yine AKP Genel Başkanı gibi konuştu” ifadesini kullandı. Erdoğan’ın kullandığı sert dili eleştirdi. “Cumhurbaşkanı kamplaştırırsa muhalefetin sertliğine laf söyleyemez” dedi.
“İKTİDARIN ÜSLUBU DA RAHATSIZ EDİCİ”
Şirin, iktidarın sert söylemlerini değerlendirdi. “Ben de iktidarın üslubundan çok rahatsızım” dedi. “Kendileri gibi düşünmeyen herkesi tehdit eder hale geldiler” şeklinde konuştu.
“ERKEN SEÇİM ŞART, YENİ BİR YÖNETİME İHTİYAÇ VAR”
Emin Şirin, Türkiye’nin mevcut gidişatını değerlendirdi. “Bu sistemin içinde ahlak da, liyakat da kalmadı” dedi. “Türkiye’nin erken seçimle ahlaklı ve liyakatli bir yönetime kavuşması şart” ifadesini kullandı. Eğitim ve adalet sistemine ilişkin liyakat eleştirisinde bulundu. “Adalet ve Millî Eğitim Bakanlarını gördüğümde, Türkiye’nin liyakatsizliğe teslim olduğunu hissediyorum” dedi.