TELE1 ekranlarında yayımlanan Sabah Pusulası programında Musa Özuğurlu’nun konuğu olan BirGün Gazetesi Yayın Koordinatörü Yaşar Aydın, Türkiye’nin siyasi atmosferine dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Aydın, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidarda kalabilmek için artık halkın rızasına ihtiyaç duymayan yöntemler aradığını söyledi. “Erdoğan sandıktan çıkamayacağını biliyor. Sandığı istemiyor. Baskı süreci bu yüzden artacak” ifadelerini kullandı.
Aydın’a göre, ülkede kurulan iktidar yapısı artık halk desteğiyle ayakta duramıyor. Aydın, “Ortada rıza üretme mekanizması kalmadı. İktidar halktan değil, baskıdan medet umuyor” şeklinde konuştu.
CHP’NİN MÜCADELE KARARI GERİ ADIM ATMAMAKTIR
CHP’nin Samsun’dan başlattığı il mitinglerine değinen Aydın, bu adımın rejimin baskısına karşı açık bir yanıt olduğunu belirtti. CHP’nin seçeneksiz bırakıldığını söyleyen Aydın, "Ya Erdoğan’a geri adım atarak boyun eğecekti ya da meydan okumayı kabul edecekti. CHP bu meydan okumayı kabul etti" diyerek mitinglerin sadece propaganda değil, aynı zamanda bir direniş kararı anlamına geldiğini vurguladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sembolik önemine de dikkat çeken Aydın, “CHP bu kararlılığı göstermeseydi, kendi seçmenine hitap edemezdi. Seçmen bu tutumu istiyor ve bunu açıkça ifade ediyor” dedi.
TOPLUM GERİ ADIM ATMAYAN BİR MUHALEFET İSTİYOR
Aydın, hem iktidarın hem de muhalefetin durduğu yerde kaybedeceğini bildiğini söyledi. “Şu anda geri çekilenin kaybedeceği bir sürece girdik. Bu sürecin doğası bu. İktidar da, muhalefet de bunun farkında” dedi.
AKP-MHP iktidarının gazetecilere, akademisyenlere, belediye başkanlarına, siyasetçilere yönelik yürüttüğü operasyonlara dikkat çeken Aydın, “Erdoğan'ın başka bir seçeneği yok. Susturacak, bastıracak, korkutacak. Zihinleri yalanlarla karıştırmaya çalışacak. Bütün stratejisi buna dayanıyor” şeklinde konuştu.
TOPLUM İKTİDARIN HİÇBİR İDDİASINA İNANMIYOR
Aydın, Erdoğan’ın ve savcıların dile getirdiği iddiaların toplumun büyük kısmı tarafından artık ciddiye alınmadığını belirtti. “İddianamelere kimse bakmıyor. ‘Bu siyasi bir hamle’ deyip geçiyor. Toplum artık yargıya inanmıyor. Bu güvensizlik derinleşti” dedi.
Bu güvensizliğin uzun süre devam edeceğini ifade eden Aydın, sandığa gidilecek güne kadar Türkiye’nin çok daha sert bir baskı süreci yaşayacağını belirtti.
GENÇLİK DİNAMİĞİ ERDOĞAN’IN PLANINI BOZDU
Aydın, siyasi dengeyi değiştiren esas unsurun yalnızca partilerden değil, sokaktan yükselen toplumsal muhalefetten kaynaklandığını söyledi. Özellikle üniversiteli gençlerin itirazlarının iktidarı rahatsız ettiğini belirtti. “Erdoğan ve yandaş medya sürekli gençleri hedef alıyor. Çünkü kindar dindar nesil denilen gençlik ‘Biz böyle olmayacağız’ diyor. Duvarlara yazıyorlar: ‘Bize sunduğunuz rezil hayatı reddediyoruz’” şeklinde konuştu.
Yeni toplumsal muhalefet dalgasının, yalnızca CHP ya da diğer partilerin tabanıyla sınırlı olmadığını söyleyen Aydın, “Şimdi toplumun çok farklı kesimlerinden gelen bir itiraz yükseliyor. Bu da hem içeride hem dışarıda Erdoğan’ın durdurulabileceği algısını güçlendirdi” dedi.
İKTİDAR KÜRT SİYASETİNİ MUHALEFETTEN KOPARMA PEŞİNDE
Programda Erdoğan’ın yeniden başlatmaya çalıştığı çözüm süreci tartışmalarına da değinen Aydın, bu adımların amacının Kürt siyasetini muhalefet cephesinden koparmak olduğunu belirtti. "Erdoğan bu dengeyi kendi lehine çevirmek için adımlar atıyor. Amaç, Kürt siyaseti muhalefet bloğunun içinde yer almasın. Kendi yanına çekemezse bile uzaklaştırsın yeter" değerlendirmesinde bulundu.
Aydın, İmralı heyetinin AKP’li Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmenin bu bağlamda ele alınması gerektiğini ifade etti. “Artık Erdoğan bu süreci Devlet Bahçeli’nin eline bırakmıyor. Doğrudan kendisi müdahil oluyor çünkü başka çaresi kalmadı” dedi.
PERVİN BULDAN’IN AÇIKLAMASI YETERLİ GÜVENCEYİ VERMİYOR
İtalya’da konuşan Pervin Buldan’ın açıklamalarını da değerlendiren Aydın, hâlâ çözüm sürecinin içeriğinin netleşmediğini söyledi. “Silahlar bırakılacak deniyor ama sonra ne olacak belli değil. Bu süreç toplumda karşılık bulmuyor. Kürt halkı da güvensiz. Araştırmalar da bunu gösteriyor. Erdoğan’a destek artmıyor” diye konuştu.
DEM Parti’nin de bu sürece temkinli yaklaştığını vurgulayan Aydın, “Kürt siyaseti de bu süreçten bir kazanım çıkar mı diye bakıyor ama toplumdaki güvensizlik onların da elini zayıflatıyor” dedi.
SURİYE’DEN ZAFERLE DÖNMEDİ BÜYÜK YANILGI ORTAYA ÇIKTI
Suriye politikasına değinen Aydın, Erdoğan’ın burada zafer ilan etmesine rağmen halk nezdinde bunun karşılığını alamadığını söyledi. “Eğer Suriye’den büyük bir zaferle dönüldüyse ardından gelen çözüm süreci halkın desteğini artırmalıydı. Ama tam tersi oldu. Destek daha da eridi” şeklinde konuştu.
Toplumun bu çelişkiyi gördüğünü belirten Aydın, Erdoğan’ın artık ciddi bir güvensizlikle karşı karşıya olduğunu vurguladı. “Bu güvensizlik geçici değil. Kalıcı hale geldi. Rejim çözümsüzlüğün adresi haline geldi” ifadelerini kullandı.
MUHALEFETİ DAĞITMAK İÇİN YENİ OYUNLAR DEVREYE SOKULDU
Aydın, Erdoğan’ın cezaevlerindeki tutukluları farklı cezaevlerine sürerek uyguladığı politikayı şimdi muhalefete yönelttiğini söyledi. “Muhalefeti de bu şekilde dağıtmak istiyor. Paralize edip etkisiz hale getirmek istiyor. Ancak böyle ayakta kalabileceğini düşünüyor” dedi.
ANTİDEMOKRATİK YÖNETİMDE DEMOKRATİK ÇÖZÜM MÜMKÜN DEĞİL
Türkiye’nin daha da antidemokratikleştiğini ifade eden Aydın, bu ortamda Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesinin imkânsız olduğunu vurguladı. “Bir tarafı baskı altına alırken diğer tarafı demokrasiyle yönetemezsiniz. Bütüncül bir demokratik projeksiyon gerekiyor” dedi.
İstanbul’da Kürt nüfusun yoğunluğuna dikkat çeken Aydın, “Kürtler de herkesle aynı sorunları yaşıyor. Geçim derdi, baskı, adaletsizlik. Bu yüzden ortak değerlendirmeleri gelişiyor” şeklinde konuştu.
Aydın’ın değerlendirmeleri, Erdoğan’ın içine sürüklendiği siyasi sıkışmışlığın boyutlarını ve iktidarın her geçen gün genişleyen toplumsal muhalefet karşısındaki çaresizliğini ortaya koydu.