"Cumhurbaşkanı'nı tehdit" suçlamasıyla tutuklanan gazeteci Fatih Altaylı, tutukluluğunun yirmi dördüncü gününde cezaevinden gönderdiği mektupta, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Kızılcahamam'da yaptığı konuşmasına dikkat çekeren Altaylı, o dönemin ardından Balkanlar’da patlayan savaşı anımsattı:
“Demirel bu cümleyi ettiğinde Yugoslavya parçalanmış, Batı ise Birinci Dünya Savaşı’nın yarım kalan hesabını kapatmıştı. Şimdi aynı sözü bir kez daha duyunca açıkçası ürktüm.”
Altaylı'nın mektubundan ilgili kısım şöyle:
''Erdoğan'ın konuşmasında küçük ama dikkat çekici bir detaya değinmek istiyorum. Cumhurbaşkanı bir yerde, “Çin Denizi’nden Adriyatik’e kadar uzanan Türk etki alanı” ifadesini kullandı. Bu tanımı, yani “Adriyatik’ten Çin Denizi’ne kadar uzanan Türk varlığı” cümlesini yanlış hatırlamıyorsam, 1990’ların başında rahmetli Süleyman Demirel kullanmıştı. Hemen ardından Balkanlar karışmış, Yugoslavya parçalanmış, Hırvatlar, Sırplar ve Boşnaklar birbirine girmişti. Batılı ülkeler ise Birinci Dünya Savaşı sonrası yarım kalan hesabı kapatmıştı. Aynı cümleyi 34 yıl sonra bir kez daha duyunca açıkçası ürktüm.
Uzatmadan bitirmek istiyorum ama şunu da söylemeden geçemem: İktidar, geleceğini kurtarmak için yeni bir oyun kurmaya çalışıyor. “Açılım” adı altında “terörsüz Türkiye” gibi yeni bir oyuncakla oylarını toparlamaya, ittifakını genişletmeye çalışıyor. Dertlerinin ülkenin geleceği değil, kendi gelecekleri olduğu açık. Ama bunu düşündükleri için kimseyi suçlayamayız. Herkes fıtratına uygun davranır. Bu, suç değildir.
Ama şurası net ki ister Türk, ister Kürt, ister Arap olsun; aç adamın midesi aynı sesle guruldar. Ortak dil budur. Bu noktada bir ders de Yiğit Bulut’un cenazesinden çıkarılmalı. AKP'den pek katılan olmamış; sadece üç-beş kişi gelmiş. Daha da ilginci, AKP’den çok önemli bir ismin Egemen Bağış’ı görmezden gelmesiydi. Anlayana sivrisinek saz...''