"Cumhurbaşkanı'nı tehdit" suçlamasıyla tutuklanan gazeteci Fatih Altaylı, tutukluluğunun yirminci gününde cezaevinden gönderdiği mektupta, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın CHP’yi hedef alırken kullandığı “baklava kutusu” ifadesine dikkat çeken Altaylı, bu sözlerin 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarını ve ayakkabı kutularında saklanan paraları hatırlattığını vurguladı.

Altaylı, Erdoğan’ın açıklamasının cesur ya da gözden kaçmış bir dil sürçmesi olduğunu belirterek şunları yazdı:

Fatih Altaylı’nın kanalına erişim engeli kararı
Fatih Altaylı’nın kanalına erişim engeli kararı
İçeriği Görüntüle

AKP Genel Başkanı olarak Erdoğan'dan çok cesur bir hamle geldi. AKP Genel Başkanı diyorum çünkü Cumhurbaşkanı olarak muhalefet partisini bu şekilde konuşmazdı. Erdoğan, CHP'yi yolsuzlukla suçlarken baklava kutusundan söz etti. Ya İletişim Başkanı ayrılacağı için konuşmayı dikkatle incelemedi ya da gerçekten büyük cesaret. Çünkü kutu denilince akla ilk gelen kutu, ayakkabı kutusu. Ve Halkbank'ın o dönemki genel müdürünün evinde ayakkabı kutularında bulunan milyonlarca dolar ve birkaç bakana çikolata kutularında yollanan milyon dolarlar.

AKP ile ilgili yolsuzluk iddia ve görüntüleri hâlâ akıllarda. Milletin aklına kutuları getirince eski kutular da açılıveriyor. Üstelik de o kutulardaki yolsuzluklar, hırsızlıklar iktidar tarafından örtbas edilirken, Manavgat Belediye Başkanı olan utanmazın baklava kutusunda aldığı 110 bin euro için CHP çürüğü savunmuyor. İki parti ya da iki bakış açısı arasındaki fark burada çok net. “CHP'nin muhalefetteki etkinliği nasıl oldu da bu kadar arttı?” diye sormuşsun. Bunun tek nedeni var. Toplumsal dertler arttıkça partilerin etkinliği de artar. CHP artık toplumun çoğunluğunu bir azınlık iktidarına karşı temsil ediyor. CHP'deki kas gücü aslında arkasındaki kolektif güç.