TELE1'de yayımlanan Burçin Atılgan’ın sunduğu Kayıt Dışı programına konuk olan Siyaset Bilimci Onur Alp Yılmaz, CHP’ye dönük operasyonları ve partinin geçmiş yönetimini değerlendirdi. Yılmaz, İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarının karşı karşıya kaldığı yargı süreçlerinin hukuki değil, tamamen siyasi olduğuna dikkat çekti.
Şu sözlerle durumu özetledi:
“Ama geldiğimiz noktada zaten Cumhuriyet Halk Partisi'nin başına gelen, bugün Sayın İmamoğlu’nun yaşadığı şeyler, Sayın Emrah Şahan’ın yaşadığı şeyler, işte diğer belediye başkanlarının, Sayın Murat Çal’ın yaşadığı şeyler... Bunların hangisi hukuki ki? Hiçbiri. Yani hukuki zeminle ne tartışabiliyoruz ki şu an biz Türkiye’de? İşte o zorluyor zaten. O yüzden söylüyorum. Evet, o yüzden söylüyorum. Bunun önünün kapandığını söylemek güç. Elbette yasal zeminde Cumhuriyet Halk Partisi’nin eli güçlenmiş olabilir ama yasal zeminde bir tartışma yok. Türkiye’de bugün bütün tartışmalar siyasal zeminde, araçsallaştırılmış bir yargıyla karşı karşıyayız maalesef.”
“SİYASAL BİR YARGIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Yılmaz, ülkedeki tüm tartışmaların siyasal bağlamda yürütüldüğünü belirtti. Toplumsal baskının önemine vurgu yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin toplumla birlikte hareket etmesi gerektiğini dile getirdi. Yılmaz, CHP'nin toplumu pasif konumda tutmaması gerektiğini belirtti:
“O yüzden geldiğimiz noktada ne tartışıyorsak, emin olun ki bu tartışmaların tamamı siyasi. Ve bunu bilerek hareket etmek lazım. O yüzden bu toplumsal baskı meselesi, toplumla beraber yol yürüme meselesini önemsemekte fayda var. Yani toplumun süreçlerin parçası yapıldığı bir denklemi önemsemekte, belki daha önce olmadığı kadar büyük bir fayda var. Toplumu bundan sonra katiyen bir daha eskiden olduğu gibi edilgen bir pozisyona sürüklememeli Cumhuriyet Halk Partisi ve muhalefet.”
“SARI ÖKÜZ, SOKAĞIN MARJİNALLEŞTİRİLMESİYDİ”
Yılmaz, “sarı öküz” metaforu üzerinden geçmiş yönetimi eleştirdi. Sokaktan uzak durmanın, CHP için stratejik bir hata olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık dönemini doğrudan hedef aldı. Sokağın marjinalleştirildiğini belirterek şunları söyledi:
“Bunu niye söylüyorum? Sürekli bir, biliyorsunuz bizde ‘sarı öküz’ tartışması yapılıyor. Yani siyasi kültürümüzün gereği... O sarı öküzün kim olduğu konusunda da anlaşamıyoruz. Hiçbir şeyle anlaşamadığımız gibi. Bence asıl sarı öküz, Türkiye’de sokağın marjinalize edilmesiydi. Ve maalesef bunu Cumhuriyet Halk Partisi’nin önceki yönetimi, hatta daha açık konuşalım, Kemal Bey yönetimi yaptı. Yani Sayın Kılıçdaroğlu döneminde sokak, hakikaten, yani bir muhalefet partisinin sokağı bu kadar marjinal görmesinin sebebini anlamak hakikaten güç.”
“TOPLUMUN TEPKİSİ İKTİDARIN HESAPLARINI BOZDU”
Siyaset bilimci Yılmaz, iktidarın muhalefeti çökertme hamlelerinin toplumun tepkisiyle bozulduğunu savundu. Demokratik sokağın caydırıcı etkisini şöyle ifade etti:
“Ve o sokak hareketlendiği anda, elbette barışçıl, elbette demokratik yollarla o sokak hareketlendiği anda ne kadar caydırıcı olabildiğini gördük. O yüzden az önce söyledim. İktidarın muhalefeti çökertme stratejisinin önüne geçen şey neydi Burçin Hanım? İşte o hesaplayamadıkları toplum tepkisi ve toplumsal baskıydı.”
“KURULTAY SONUCUNU DELEGELER DEĞİL, HALK BELİRLEDİ”
Yılmaz, CHP Kurultayı'ndan çıkan sonucun yalnızca delege tercihiyle şekillenmediğini savundu. Sokakta oluşan kamuoyu tepkisinin etkisini şöyle anlattı:
“Ve hatta size şunu söyleyeyim; dünkü kurultaydan çıkan sonuç, oradaki 1300 delegenin tercihi değildi sadece. O tercihi, Cumhuriyet Halk Partisi kurultayındaki o tercihi, sokağa çıkan insanlar yaptı. Özgür Özel’in süreci iyi yönetmesi, sürecin adeta doğal lideri haline gelmesiyle beraber aslında o tercih yapıldı. Kemal Bey’in adaylık arayışları, son bulması, kendisini Silivri’ye gitmek zorunda hissetmesi, sonrasında aday olmadığını açıklaması, daha önce yapmadığı gibi Cumhuriyet Halk Partisi kurultayına kendisini gelmek zorunda hissetmesi de bu sürecin bir sonucuydu.”
“TOPLUMSAL BASKI MUHALEFETİ DE ŞEKİLLENDİRİR”
Yılmaz, sadece iktidarın değil, muhalefetin de toplum baskısıyla dönüşebileceğini belirtti. CHP’nin yeni dönemde toplumla birlikte yol yürümesi gerektiğini vurguladı:
“O yüzden o toplumsal baskı, yalnızca iktidarı değil, muhalefeti de şekillendiren bir şey.”