Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Doğuş Derya, TELE1’de yayımlanan Musa Özuğurlu’nun sunduğu Sabah Pusulası programına bağlanarak Kıbrıs’taki fuhuş skandalı, sosyal çürüme, ekonomik kriz ve Türkiye’nin müdahalelerine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Derya, "Kıbrıs artık seks köleliği, kumar, kara para ve uyuşturucu için arka bahçeye dönüştü. Kadınlar bu cehennemde intihar ediyor. Ankara’dan gelen müdahalelerle sosyal yapı dağılıyor" dedi.
KADINLAR SEKSKÖLELİĞİNE SÜRÜKLENİYOR
Derya, KKTC Meclisi’nde yaptığı konuşmalara atıfla, ülkedeki gece kulüplerinde yaşanan insan hakları ihlallerini gündeme taşıdı. 2000 yılında çıkarılan “Gece Kulüpleri ve Benzeri Yerler Yasası”nın fiilen seks köleliğini yasal hale getirdiğini söyleyen Derya, "Geçtiğimiz Mart ayında bir kadın gece kulübünde intihar etti. Ardından aynı kulüpte başka bir kadın daha yaşamına son verdi. Kadınlar seyahat belgeleri alınarak çalıştırılıyor, 7/24 kapalı tutuluyor" diye konuştu.
Kadınların ajanslar aracılığıyla ülkeye getirildiğini, pasaportlarına el konulduğunu ve sabah akşam çalıştırıldığını belirten Derya, "Fuhuş Kıbrıs’ta yasak olmasına rağmen gece kulüplerinde seks köleliği açıkça sürdürülüyor. Devlet bu suça dolaylı olarak ortak. Denetim yok, göz yumma var" ifadelerini kullandı.
KATALOGLA PAZARLAMA, ÖĞRENCİ EVLERİNDE FUHUŞ
Yasal sınır olan 12 kadının üzerinde seks kölesi çalıştırılamadığı için bazı kadınların “öğrenci” statüsünde ülkeye getirildiğini aktaran Derya, "Afrika ve eski Sovyet ülkelerinden getirilen kadınlar sözde öğrenci ama gerçekte başka evlerde, bazı otellerde ve kataloglar üzerinden pazarlanıyor" dedi.
Kıbrıs’ın organize suç örgütlerinin merkezi hâline geldiğini vurgulayan Derya, “Kara para, mafya, kumar, narkotik... Adanın kuzeyi suç baronlarının cenneti oldu. Polis teşkilatının bunu önleyecek kapasitesi yok. Uluslararası iş birliği de imkânsız çünkü biz hukuk dışı sayılan bir bölgeyiz” uyarısında bulundu.
BAŞÖRTÜSÜ KARARIYLA YARATILAN SUNİ GÜNDEM
Doğuş Derya, KKTC’de başörtüsü tartışmalarının da bir "sosyal mühendislik operasyonu" olduğunu vurguladı. Derya, “Bu ülkede başörtüsü yasağı hiç olmadı. Üniversitelerde de, kamuda da insanlar başörtüsüyle gelebiliyordu. Türban krizi yapay olarak yaratıldı. Ekim seçimleri öncesi sağ partiler oy devşirmeye çalışıyor. Amaç, Türkiyeli ve Kıbrıslı halkı birbirine düşürmek” dedi.
Ortaokul çağındaki bir kız çocuğunun başörtüsüyle okula gönderilmesinden sonra Eğitim Bakanlığı'nın ani bir tüzük değişikliğiyle bu uygulamayı meşrulaştırdığına işaret eden Derya, “Bu düzenleme Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne, Milli Eğitim Yasası’na ve Anayasa’ya aykırı. 70’ten fazla örgüt her akşam Meclis önünde eylemde. 28 Nisan’a kadar geri adım atılmazsa genel grev dahil tüm seçenekler masada” dedi.
EKONOMİK KRİZ, TÜRK LİRASI VE DEMOGRAFİK YIKIM
Türk Lirası kullanımı nedeniyle Türkiye’deki krizlerin birebir yansıtıldığını belirten Derya, “Enflasyon bizde daha sert hissediliyor. Sosyal adaletsizlik büyüyor. Halk gündemle meşgul edilirken, sermaye yapısı değiştiriliyor, mülkiyet el değiştiriyor” dedi.
Yurttaşlık politikalarının da istismara açık olduğunu vurgulayan Derya, “50’den fazla ülkeden ucuz iş gücü ithal ediliyor. Yurttaşlık rastgele dağıtılıyor. Kıbrıslı Türk halkı azınlıklaştırılıyor. Siyasi irade gasp ediliyor” şeklinde konuştu.
ANKARA’NIN MÜDAHALELERİ: YURTTAŞLIK, MÜFREDAT, POLİS
Doğuş Derya, Türkiye’nin müdahalelerinin sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasal ve kültürel olduğunu söyledi. 2022’de imzalanan mali protokolde kamu küçültmesi, toplu sözleşme hakkının kaldırılması, polis teşkilatının yeniden yapılandırılması ve eğitim müfredatına müdahale gibi düzenlemeler bulunduğuna dikkat çekti.
“Kıbrıs’ta artık yeterince Türk değilsiniz, yeterince Müslüman değilsiniz denilerek kimliğimiz sorgulanıyor. Türkiye’de ‘Gavur İzmir’ neyse, burada da benzer bir dışlama yaşıyoruz” dedi.
FEDERASYON DIŞI SENARYO: KUZEY CEHENNEME DÖNÜŞÜR
Kıbrıs'taki statükonun sürdürülemez olduğunu ve iki senaryonun masada olduğunu belirten Derya, “Ya federasyon çerçevesinde bir çözüm olur ve adanın bütünlüğü sağlanır ya da doğalgaz pazarlıkları üzerinden Türkiye ile Güney arasında anlaşma yapılır ve kuzey bölgesi organize suç örgütlerine terk edilir” dedi.
20–30 yaş arası gençlerin yüzde 70’inin adayı terk etmek istediğini ifade eden Derya, “Bu varoluşumuzun sonu demektir. Toplumumuz çözülüyor, geleceğimiz çalınıyor” uyarısında bulundu.
MÜCADELE SÜRECEK
Doğuş Derya, İçişleri Bakanlığı önünde yapılacak kadın örgütleri eylemini de hatırlatarak, mücadeleye devam edeceklerini söyledi. “Gece Kulüpleri Kurulu sadece ruhsat veriyor, insan hakkı ihlalleriyle ilgilenmiyor. Biz bu düzeni değiştirmek için mücadele ediyoruz” dedi.