Siyaset Bilimci Dr. İbrahim Uslu, Habertürk ekranında PKK’nin fesih kararı ve olası silah bırakma süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yayında, AKP’li Ömer Çelik’in “al-ver ilişkisine girmeden süreç tamamlanmalı” yönündeki açıklamaları masaya yatırıldı.
Uslu, AKP’li yöneticilerin bu tür çıkışlarının sürece zarar verdiğini savundu. “AKP bu al-ver propagandasını gereksiz yere sürdürüyor. Bu, kendi ayağına sıkmak anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
BAHÇELİ'NİN UMUT HAKKI ÇIKIŞI HATIRLATILDI
Uslu, süreçte tartışmalı hale gelen “umut hakkı” önerisinin kaynağının MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olduğunu hatırlattı. “Bahçeli, Abdullah Öcalan’ın heyetle görüşmesini savunurken umut hakkından da bahsetmişti” şeklinde konuştu. Uslu, toplumun bu kavramı ilk kez Bahçeli’den duyduğunu vurguladı. Ardından MHP’li Fethi Yıldız’ın bu hakkın içeriğini detaylandırdığını belirtti.
Bu bağlamda, HDP heyetinin Abdullah Öcalan’ın çalışma koşullarının düzeltilmesi gerektiğini söylediğini aktaran Uslu, bu koşulun sürecin tamamlanabilmesi açısından önemli olduğunu dile getirdi.
ÖCALAN’IN NOTU VE KANDİL’İN METNİ AYNI MESAJI VERDİ
Uslu, geçmiş çözüm süreci dönemine dönerek, Öcalan’ın çağrısının ardından Sırrı Süreyya Önder’in sözlü bir not ilettiğini belirtti. “O notta ‘siyasal ve hukuksal gerekliliklerden’ bahsedildi. Aynı ifade Kandil’in yayınladığı deklarasyonda da yer aldı” dedi. Bu iki belgeye atıfla, süreç için bazı yasal adımların zorunlu olduğunu dile getirdi.
MEVCUT YASALAR YETERSİZ, AF VE DÜZENLEME GÜNDEMDE
Uslu, olası fesih kararı sonrası yaşanacak gelişmelere ilişkin değerlendirmesinde şu soruyu gündeme taşıdı: “Terör propagandası nedeniyle cezaevinde olanlar ne olacak?” Örgütün feshedilmesi durumunda, bu kişilere yönelik yargılamaların sürmesinin anlamını yitireceğini söyledi.
Savunma Bakanlığı'nın açıklamasına işaret eden Uslu, “Silah teslim edilirse serbestçe Türkiye’ye gelinebilir” yönündeki söylemin de hukuki dayanağının bulunmadığını vurguladı. “Silah teslimiyle otomatik af olmaz. Bu nedenle bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
ADALET BAKANLIĞI İLE HEYET GÖRÜŞTÜ, PROTOKOLLER NET DEĞİL
Uslu, çözüm sürecinde rol alan heyetin Adalet Bakanlığı ile görüştüğünü anımsattı. Ancak bu görüşmede, “hasta tutuklular” ve Öcalan’ın koşulları dışında başka bir başlığın gündeme gelmediğini aktardı. Yine de hukuki düzenlemelerin zorunluluğuna işaret etti. “Ben bunları eleştirmiyorum, gerekli olduğunu düşünenlerdenim” diyerek bu düzenlemelere karşı olmadığını ifade etti.
AKP’NİN DİLİ UYUMSUZ, SÜRECİ ZORA SOKUYOR
Uslu, AKP’nin kullandığı dilin sürece zarar verdiğini vurguladı. MHP’nin umut hakkı çıkışıyla oluşan çerçevenin iktidar kanadınca görmezden gelindiğini savundu. “Bahçeli umut hakkı dedi. Öcalan’ın çalışma koşulları düzelsin denildi. Şimdi bunlar verilecek. Ama AKP dil değiştirmedikçe sürecin sağlıklı yürümesi zor” değerlendirmesinde bulundu.
Bu noktada, örgüt üyeliğinden, yardımdan veya propagandadan cezaevinde olan kişilerin serbest kalmasının siyasi iradeye bağlı olduğunu söyleyen Uslu, “Bu durumda ortaya çıkan tabloyu al-ver diye değil, durumun gereği diye adlandırmak gerekir” şeklinde konuştu.
