CHP’nin aday belirleme süreci şekillendi. Parti yönetimi ön seçim kararı aldı. Mansur Yavaş itiraz etse de sürecin önüne set çekmedi. Böylece Ekrem İmamoğlu’nun yolu açıldı.
Mansur Yavaş, ön seçim kararına mesafeli yaklaştı. Bu adımı erken ve zamansız bulduğunu dile getirdi. Ancak itirazını bir mücadeleye dönüştürmeyeceğini açıkça belirtti. Ankara’da kalacağını ve tüm enerjisini derinleşen ekonomik krize yönelteceğini vurguladı.
Yavaş, İmamoğlu’nun karşı karşıya olduğu siyasi yasak ihtimalini dikkate alıyor olabilir. Parti içinde bir çatlak yaratmadan, kendi adaylık şansını canlı tutmayı sürdürüyor. İstanbul’a giderek İmamoğlu’na desteğini gösterirken, aynı zamanda satır aralarında “Ben buradayım” mesajını da vermekten geri durmadı.
YAVAŞ’IN HESAPLARI: BEKLEME STRATEJİSİ
Ön seçim yarışına girmeyecek olsa da bu süreç onu tamamen dışarda bırakmayabilir. Eğer İmamoğlu, yargı kararıyla saf dışı kalırsa, Yavaş doğal aday olarak öne çıkacak. CHP içindeki dengelere fazla müdahil olmadan beklemeyi tercih etmesi de bu ihtimalin farkında olduğuna işaret ediyor.
ANKETLER VE ÖN SEÇİM ÇELİŞKİSİ
Öte yandan Yavaş, daha önce cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde "anket sonuçlarının esas alınması gerektiğini" savunmuştu. Ancak burada çelişkili bir durum göze çarpıyor: Anketler en fazla 25 bin kişiyle yapılırken, CHP’nin ön seçiminde 1 milyondan fazla üyenin oy kullanması bekleniyor. Yani geniş ve daha demokratik bir tabanın iradesini yansıtacak bir sistemden uzak durup, sınırlı sayıda katılımcının yönlendirdiği bir yöntemi savunması, bu sürecin en dikkat çekici paradoksu olarak kaydedilebilir.
CHP OLMADAN KAZANAMAMIŞTI
Ve burada kritik bir hatırlatma yapmak gerekiyor. Mansur Yavaş’ın siyasi geçmişine bakıldığında, 2009’da MHP’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu, ancak Murat Karayalçın’ın gerisinde kalarak yarışı üçüncü sırada tamamladığı biliniyor. Yani CHP seçmeninin desteği olmadan Ankara’da dahi kazanamadığı, siyasi kariyerinin önemli satır başlarından biri. Tam da bu nedenle, 2019’da kazandığı seçimde İYİ Parti’nin “ortak adayı” ol teklifini geri çevirerek, “CHP adayı” olarak yarışmak istemesi kimseyi şaşırtmadı.
DEM PARTİ MESAFESİ
Zayıf bir ihtimal de olsa Yavaş, CHP içindeki dengeleri partinin HDP ile ilişkisini kullanarak kendi lehine çevirmeye çalışabilir. Son dönemde İYİ Parti cephesinden gelen “Adayı HDP’ye soracaklar, bize sormayacaklar” çıkışıyla Yavaş’ın siyasi hamleleri arasında benzerlik kuruluyor. Eğer CHP’nin resmi çizgisine rağmen adaylık planı yapıyorsa, bunu HDP ile arasına koyacağı mesafeyle şekillendirmesi muhtemel görünüyor.
CHP’DE KRİZ
Ve elbette, CHP ne zaman AKP’yi rahatsız edecek bir hamle yapsa, içeriden bir krizle sarsılıyor. Kılıçdaroğlu’nun son dönemdeki çıkışları da parti içinde dalgalanmalara yol açarken, bu tablo en çok AKP’nin ekmeğine yağ sürüyor. Ön seçim süreci, parti içindeki güç dengelerini açığa çıkarırken, CHP’nin bütüncül bir stratejiyle seçime hazırlanmasını da zorlaştırıyor.
Mansur Yavaş’ın bu süreçte alacağı tutum, sadece kendi siyasi geleceğini değil, CHP’nin genel stratejisini de belirleyecek. Ancak süreçte farklı hesaplarla hareket ederse, bu tartışmaların derinleşmesine ve CHP’nin iç çekişmelerle enerjisini tüketmesine neden olabilir.