İsrail ordusu, 5 Mayıs'ta Yemen’in başkenti Sana’daki uluslararası havalimanını vurduğunu, saldırının havalimanını tamamen hizmet dışı bıraktığını öne sürdü. Aynı gün Amran’daki çimento fabrikası ve Sana'nın kuzeyindeki enerji santralleri de hedef alındı. Husilere ait El-Mesire televizyonu saldırıları doğruladı. Ancak Yemen tarafı, havalimanının tümüyle hizmet dışı kaldığı iddiasına ilişkin herhangi bir doğrulama yapmadı.
Buna karşılık Yemen Silahlı Kuvvetleri, İsrail’in işgal altındaki topraklarına yönelik hava ablukasını genişletti. Ensarullah hareketinin üst düzey isimlerinden Abdusselam Cehhaf, "Bu, sembolik bir hareket değil; siyasi ve askerî haritayı çizen stratejik bir adımdır" açıklamasında bulundu. Ben Gurion Havalimanı’na yönelik doğrudan saldırı bu bağlamda İsrail medyasında “benzeri görülmemiş bir felaket” şeklinde tanımlandı.
PETROL TESİSLERİNE SALDIRI, YEMEN’DE KRİZİ DERİNLEŞTİRDİ
ABD’ye ait savaş uçakları, Hudeyde’deki Ras İsa Limanı’nı hedef aldı. 17 ve 25 Nisan’daki saldırılarda en az 74 kişi öldü, 171 kişi yaralandı. Husiler, saldırılar nedeniyle büyük çaplı petrol sızıntısı yaşandığını ve limanın gün aşırı hedef alındığını bildirdi. Yemen Petrol Şirketi, akaryakıt krizine karşı “acil durum planı” uygulamaya başladı. Başkent Sana dahil olmak üzere birçok şehirde benzin istasyonlarında sınırlama getirildi.
YEMEN HALKI DİZ ÇÖKMEDİ, İSRAİL STRATEJİK HEDEFİNE ULAŞAMADI
Yemen Dışişleri Bakanlığı, İsrail saldırılarının sivil hedefleri vurduğunu ve uluslararası hukukun açık ihlali olduğunu bildirdi. Bakanlık, BM Saha Koordinatörüne ve Kızılhaç’a hedef alınan sivil tesislerin koordinatlarını sundu. Açıklamada, “İsrail’in saldırıları Yemen halkının Gazze’ye desteğini yalnızca pekiştiriyor” ifadeleri yer aldı.
Ensarullah Hareketi’nin Siyasi Bürosu da, “Yemen limanları, enerji santralleri ve havaalanlarına yönelik saldırılar bir ablukadır. Bu saldırılar yanıtsız kalmayacak” açıklamasını yaptı. Büro, halkı cihat ve direniş temelinde harekete geçmeye çağırdı. Ensarullah yetkilisi Muhammed el-Ferah ise hedef alınan bölgelerin 2015’te Suudi-BAE tarafından yıkılan bölgelerle aynı olduğunu belirtti. “Bunların askeri hiçbir niteliği yok. İsrail ağır bedel ödeyecek” dedi.
İSRAİL’DE İÇ TEPKİ: "NETANYAHU BASKI ALTINDA"
İsrail medyası ve siyasetçileri, Yemen saldırılarının etkisizliğine dikkat çekti. Kanal 13 muhabiri Moria Asraf, saldırıların ABD ile koordineli yürütüldüğünü ancak İsrail hava ulaşımını koruyamadığını ifade etti. Eski İşçi Partisi milletvekili Emily Moati, “Yemen’i bombalamak yıllardır deneniyor, bir sonuç alınmadı” dedi. Gazeteci Elad Zinni ise, "Amerikalılar da denedi, başarılı olamadı. Bu silahlar dağlık bölgelerde korunuyor" şeklinde yorum yaptı.
Zinni, İsrail ordusunun füzeleri ve İHA’ları yok etme çabasının sonuç vermediğini belirtti. Kanal 12’den Muhammed Mecedle, “Bu bombardıman yeni değil. Geçen yıl da Sana Havalimanı bombalanmıştı” dedi. Analizlere göre Tel Aviv’in vurulması Netanyahu kabinesi üzerindeki siyasi baskıyı daha da artırdı.
İRAN’DAN DESTEK MESAJI: "YEMENLİLERİN KUŞATMASI ASKERİ DENGEYİ SARSTI"
İran’ın resmî haber ajansı IRNA, Yemen’in hava ve deniz ablukasının Siyonist rejimi köşeye sıkıştırdığını savundu. Tahran merkezli Şihab Haber Ajansı, İsrail’in Gazze’de sonuç alamadığı için dış cepheyi genişletmeye çalıştığını, ancak Yemen’den gelen karşı hamlelerin Tel Aviv’i ciddi biçimde sarstığını aktardı.
TRUMP’IN AÇIKLAMALARI TEZAT OLUŞTURDU
Öte yandan, ABD’nin eski Başkanı Donald Trump, “Husiler artık savaşmak istemediklerini söylediler. Biz de saldırıları durduracağız” açıklamasında bulundu. Ancak bu beyanın hemen ardından İsrail ve ABD savaş uçakları Yemen’in limanlarını, çimento fabrikalarını ve enerji santrallerini bombaladı. Bu durum Trump’ın “barış mesajının” sahadaki gerçeklikle örtüşmediğini gösterdi.
YEMEN’İN DİRENİŞİ BÖLGESEL STRATEJİYİ ZORLUYOR
Uzmanlara göre Yemen’in askeri kapasitesi, 2015 sonrası saldırılara rağmen kırılmadı. İran destekli Ensarullah’ın geliştirdiği insansız hava araçları ve yerli balistik füzeler, işgalci güçlere karşı caydırıcılık sağladı. Yemenli grupların hedef aldığı noktalar yalnızca askeri değil, aynı zamanda sembolik anlam taşıyor: Tel Aviv, Ben Gurion Havalimanı ve Akdeniz’e açılan İsrail limanları.
Uluslararası gözlemciler, Yemen’deki bu gelişmeleri, yalnızca yerel çatışma değil, bölgesel hâkimiyet mücadelesinin yeni cephesi olarak yorumluyor. Özellikle İsrail’in saldırılardan geri adım atmaması, bölge halklarının anti-emperyalist reflekslerini daha da güçlendiriyor.