ABC POLİTİK ARKA PLAN
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, son bir haftadır Süveyda'da yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurguladı. Hakan Fidan, olayların İsrail'in Dürzileri koruma bahanesiyle gerçekleştirdiği müdahaleyle farklı bir boyut kazandığını ifade etti.
Fidan, uluslararası toplum ve bölgesel aktörlerin, Suriye'nin teröre ev sahipliği yapmayan ve düzensiz göç kaynağı olmayan bir ülke olması için çaba gösterdiğini belirterek şunları kaydetti: "İsrail ise Suriye'de barış, istikrar ve güvenliği sağlamaya yönelik tüm bu girişimleri sabote etmek istemektedir. Açık ve net bir şekilde ifade edilmesi gereken bir gerçek var. Çevresinde istikrarlı bir ülke görmek istemeyen İsrail, Suriye'yi bölmeyi amaçlamaktadır."
“İSRAİL KAOSTA TUTMAYA ÇALIŞIYOR”
Türkiye'nin bölgedeki çatışmaların son bulması ve istikrarın gelmesi için yıllardır mücadele ettiğini hatırlatan Bakan Fidan, diplomatik çabalara dikkat çekti. Bölgedeki sıkıntılardan, özellikle güvenlik ve terör açısından en fazla zarar gören ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirten Fidan, “Buna rağmen mücadelemizi sürdürürken daha büyük stratejik vizyon olarak istikrarı ve iyiliği ortaya koymaya çalışıyoruz. Irak'la, Suriye'yle, İran'la bütün ilişkilerimiz bu şekilde gelişiyor. Fakat İsrail, bunun zıddına kendi bölgesini gittikçe güçsüzleştirip kaosta tutmaya çalışan bir politika izliyor. Suriye'de son olan gelişmeler de bunun bir yansımasıdır” dedi.
Fidan, Suriye'deki silahlı gruplara da şu ifadelerle uyarıda bulundu:
“Hiçbir grup parçalamaya yönelik hareket içine geçmesin. Diplomasi yoluyla konuşacağımız çok şey var. Her şey konuşulur. Konuşuluyor da bütün gruplarla, bütün unsurlarla. Ama bunun ötesine geçerek, şiddet kullanarak bölmeye ve istikrarsızlaştırmaya doğru giderseniz, biz bunu kendi milli güvenliğimize yönelik doğrudan tehdit olarak algılar ve müdahale ederiz. Bölünme dışında ne konuşuyorsanız konuşun. Ne talepleriniz varsa yapın. Biz bu konuda nasıl yardımcı olacaksak olalım ama bunun ötesine geçtiğiniz zaman biz kendimizi tehdit altında tutmayız.”
NETANYAHU’NUN MİLYAR DOLARLIK PROJESİ
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye'de silahlı cihatçı örgüt Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) militanlarının 8 Aralık 2024 tarihinde başkent Şam'ı işgal etmesinin ardından, bölgedeki stratejik çıkarlarını korumak adına önemli adımlar attı. Türkiye'nin de desteklediği HTŞ'nin ilerleyişiyle birlikte İsrail'in sınır bölgesindeki Golan Tepeleri'ni işgal ederek askeri varlığını artırması, bölgedeki tansiyonu yükseltti.
24 Şubat 2025 tarihinde yaptığı bir konuşmada Binyamin Netanyahu, İsrail'in güvenlik endişelerini açıkça dile getirdi. Netanyahu; Kuneytra, Süveyda ve Dera şehirlerinin HTŞ militanlarından arındırılmasını talep etti. Ayrıca, HTŞ militanlarının Şam'ın güneyine geçmesine ve özellikle bölgedeki Dürzi nüfusa yönelik herhangi bir tehdide müsamaha göstermeyeceklerini vurguladı. Bu açıklama, İsrail'in Suriye'nin güneyindeki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve kendi sınır güvenliğini tehdit eden unsurlara karşı harekete geçebileceğinin bir sinyali olarak yorumlandı.
Netanyahu, sadece askeri ve stratejik adımlarla kalmayıp, bölgedeki insani ve sosyal konulara da odaklandı. 5 Mart 2025 tarihinde, Golan Tepeleri'ndeki Dürzi toplulukları ile Celile ve Karmel Dağı'ndaki Dürzi ve Çerkes toplulukları için yaklaşık 1 milyar 78 milyon dolarlık dev bir proje hazırlandığını duyurdu. 2025-2029 yıllarını kapsayan bu kapsamlı plan, 10 Mart 2025 tarihinde resmen onaylandı.