Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Adalet ve Kalkınma Partili(AKP) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “süreci bundan sonra AKP, MHP, DEM ile yürüteceğiz” sözlerini ve son dönemde yaşanan yeni süreç tartışmalarını değerlendirdi.
Kemal Okuyan, bu sürecin basit bir siyasi işbirliği olmadığını, Cumhuriyet'in kuruluşu ile sorunu olan iki siyasi çizginin işbirliği olduğunu vurguladı.
“GENİŞLETİLMİŞ CUMHUR İTTİFAKI”
Okuyan, TKP'nin süreci yalnızca silahların susması üzerinden değil, ideolojik ve tarihsel içeriğiyle de değerlendirdiğini belirtti. Recep Tayyip Erdoğan'ın “müjde geliyor” diye anons ettiği konuşmada yeni bir unsur olmadığını, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin(DEM Parti) artık “düşman” tanımından çıkarılıp muteber bir parti haline getirildiğini Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den sonra ilan etme ihtiyacı duyduğunu savundu. Ancak bunun DEM Parti tabanında güle oynaya karşılanmasının mümkün olmadığını, İmralı Heyeti Üyesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Başkanvekili ve Erzurum Milletvekili Pervin Buldan'ın da konuşmanın içeriğinden memnuniyet duyarken Cumhur İttifakı'nın parçası oldukları izlenimini yumuşatmaya çalıştığını savundu.
Erdoğan'ın sözlerinin karşılıksız olmadığını ve uzun süredir en ince ayrıntısına kadar görüşmeler yapıldığını öne süren Okuyan, bu sürecin pürüzsüz ilerlemesini beklemenin anlamsız olduğunu dile getirdi.
ÖCALAN, DEM PARTİ VE PKK BAĞLANTISI
Kemal Okuyan, AKP ile DEM Parti arasındaki işbirliğinin bir olasılık değil, bir gerçek olarak görülmesi gerektiğini söyledi ve Abdullah Öcalan, DEM Parti ve PKK bağlantısının artık resmi bir kabul gördüğünü ve devlet açısından bir olanağa dönüştüğünü belirtti. Okuyan, bu sürecin basit bir “silah bırakma” olmadığını, iki tarafın da stratejik hesap ve hedefleri olduğunu, örtüşen ve örtüşmeyen kısımları olsa da örtüşen kısımlarıyla devam etmeye karar verdiklerini ifade etti. Kemal Okuyan ayrıca tarafların sürece dönük angajmanlarının bu sürecin kolay kolay terk edilemeyeceğini gösterdiği görüşünü de dile getirdi..
Okuyan, tarafların örtüşen kısmın ne olduğunu “Farklı kalkış noktalarıyla da olsa Cumhuriyet'in kuruluşu ile sorunu olan iki siyasi çizginin işbirliğinden söz ediyoruz” ifadeleriyle açıkladı. Bunun basit, geçmişe dönük bir olgu biçiminde değerlendirilmesinin büyük bir hata olacağını söyleyen Kemal Okuyan, iktidarın 23 yılına ve Öcalan'ın son süreçteki konuşmalarına bakmanın bile yeterli olduğunu söyledi. Okuyan, “Cumhuriyet ile dertleri var. Bunun tartışılacak bir yanı bulunmuyor” dedi.
ATATÜRK TAKTİĞİ
İktidar çevrelerinden gelen Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e saygı açıklamalarını ise bir taktik olarak değerlendiren Okuyan, toplumun Mustafa Kemal Atatürk’e tutunarak ciddi bir direnç ürettiğini, iktidarın bunu görmemezlikten gelemeyeceğini vurguladı. Kemal Okuyan, iktidarın doğrudan bir karşı karşıya geliş yerine başka yöntemlerle bu direnç noktasını kırmaya çalıştıklarını ifade etti. Okuyan, “Bu ülkede son 20 yıl boyunca en büyük özgürlük alanı halifelik, imparatorluk, şeriat özlemcilerine açıldı. Türkiye'de siyasal İslam bir bütün olarak iktidardadır, onun hiçbir parçası üvey evlat değildir” yorumunda bulundu.
DEMİRTAŞ PAZARLIĞI
PKK üyeliği suçlamasıyla 6 Kasım 2016 tarihinden beri Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın ve diğer DEM Partili siyasetçilerin serbest bırakılması olasılığına ilişkin ise Kemal Okuyan, bunun mümkün olduğunu ve sürecin içinde birçok siyasetçinin pazarlık için rehin alındığını savundu. “Bir noktada bırakacaklardı. Bir demokratikleşme görüntüsü yaratmak için bir fırsat” diyen Okuyan, hukuki açıdan zaten derhal bırakılmaları gerektiğini belirtti.
SERMAYE BARIŞI
TKP'nin açıklamasında yer alan “sermaye barışı” ifadesine de açıklık getiren Kemal Okuyan, emperyalizmin ihtiyaçlarıyla da birleştiğini düşündüğü bu durumun, bölgede büyük karlar elde etmeyi ve Çin'i dışarıda bırakmayı hedeflediğini söyledi. Okuyan ayrıca, 2020 yılında Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri arasında Arap-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi hedefiyle yapılan İbrahim Anlaşmaları'nın amacının sadece İsrail'in güvenliği olmadığını; Filistin, Suriye, Irak ve Lübnan'ın çok uluslu tekellerin yağmasına açılması olduğunu vurguladı. “Burada bir 'sermaye barışı' hedefleniyor” diyen Kemal Okuyan, emperyalist dünyada rekabetin savaş anlamına geldiğini, bu yüzden "sermaye barışı"nın da aslında savaş anlamına geldiğini belirtti.
TEHLİKELİ SÜREÇ
Okuyan, TKP'nin bu süreçte ne yapacağına dair ise “Cumhuriyetçi birikimi antikapitalist bir zeminde yeniden ayağa kaldırmak için üzerimize düşeni yapacağız. Biz bu son sürecin karşısında değiliz. Biz emperyalizme, sömürüye, tarikatlara, yayılmacılığa, cumhuriyet düşmanlığına karşıyız” dedi. Kemal Okuyan, “Silahların susması” kısmının kesinlikle olumlu olduğunu ancak ortaya çıkan ana hatlarıyla tehlikeli bir sürecin işlediğini, buna karşı farklı bir program geliştirilmesi gerektiğini ve bunu yaptıklarını ifade etti.
Bu yeni sürecin kolay kolay terk edilemeyeceğini, ancak bunun bir normalleşme değil, iktidarın kendisini kabullenenlerle bir "normalleşme görüntüsü" vermesi olabileceğini sözlerine ekledi. Ayrıca, tepedeki kavgaların Türkiye'yi derin bir yönetme krizine sokabileceği olasılığının da bulunduğunu belirtti.