Gündem

Mahkemeden Yüksel ve Enes Güran için 'derhal' tahliye talebi

Narin Güran davasında Mahkeme Başkanı, eksik incelemelere işaret ederek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Enes ve Yüksel Güran’ın derhal tahliye edilmesi gerektiğini savundu.

Abone Ol

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında cesedi bulunan 16 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin yargılamada verilen hapis cezaları, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından oy çokluğuyla onandı.

Mahkeme başkanı karara muhalefet şerhi koyarak anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran'ın derhal tahliyesini istedi.

Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos 2024’te kaybolan Narin Güran’ın cansız bedeni, 19 gün sonra dere yatağında çuval içerisinde, üzeri taş ve çalılarla örtülmüş halde bulundu. Soruşturma kapsamında amca Salim Güran’ın aracında Narin’e ait DNA ve kıl örnekleri saptandı. Anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve komşu Nevzat Bahtiyar gözaltına alındı. Bahtiyar, cesedi dere yatağına taşıdığını kabul etti.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 28 Aralık 2024’te açıklanan hükümle Salim, Yüksel ve Enes Güran’a “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Komşu Nevzat Bahtiyar ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapisle cezalandırıldı.

Sanıklar ve avukatlarının istinaf başvuruları, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nce 26 Mayıs 2025’te karara bağlandı. Mahkeme cezaları oy çokluğuyla onadı. Ancak Mahkeme Başkanı, eksik incelemelere dayanıldığını belirterek karara muhalefet etti. Delillerin yetersiz araştırıldığını savunan Başkan, özellikle kamera görüntüleri, baz kayıtları ve DNA analizlerinin detaylandırılması gerektiğini vurguladı.

Tutukluluk hallerine yönelik yapılan itirazlar da 1. Ceza Dairesi tarafından reddedildi. Mahkeme, tutuklulukta hukuka aykırılık görmedi. Ancak Mahkeme Başkanı bu karara da şerh koyarak Yüksel ve Enes Güran’ın tahliye edilmesi gerektiği yönündeki görüşünü yineledi.

Başkan, Hindistan merkezli adli bilişim şirketi BFI’nin olay yerinde insan hareketliliği olmadığını ortaya koyan raporuna atıfta bulunurken, Ulusal Kriminal Büro ve Prof. Labudde’nin raporlarının da şüpheleri derinleştirdiğini ifade etti.

Yargıtay, AYM ve AİHM içtihatlarına dayanan Başkan, tutukluluğun mevcut delil durumu ışığında "ölçüsüz ve hukuka aykırı" olduğunu, sanıklar hakkında adli kontrol tedbirlerinin yeterli olacağını belirtti. “Yurt dışına çıkamamak ve konutunu terk etmemek” şartıyla derhal tahliyelerinin sağlanması gerektiğini ifade eden Mahkeme Başkanı, “Tutukluluğun sürmesi, Yargıtay incelemesi süresince telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere yol açabilir” değerlendirmesinde bulundu.