Ekonomist Remzi Özdemir TELE1’de konuştu iktidarın ekonomi yönetimini sert sözlerle eleştirdi.
Programda Türkiye'nin son ekonomik tablosunu değerlendiren ekonomist Remzi Özdemir, ülkenin risk primindeki artışa dikkat çekti. CDS'in 377 seviyesine yükseldiğini belirten Özdemir, bunun son bir buçuk yılın zirvesi olduğunu ifade etti. Yüksek faizle Londralı tefecilere ödenen paraları hatırlatan Özdemir, iki yıldır verilen ekonomik bedelin tek gecelik bir kararla çöpe atıldığını vurguladı. Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetimindeki etkisinin bittiğini belirten Özdemir, “Artık bu sistemde Şimşek’in yapabileceği hiçbir şey kalmadı” diyerek ekonomik kontrolün tamamen yitirildiğini söyledi. Özdemir Mehmet Şimşek değil, istediği insanı getirsinler –ki bu konuda da çalışmaların olduğunu duyuyoruz– ifadelerini kullandı.
YATIRIMCININ TÜRKİYE'DEN KAÇIŞINI HUKUK KRİZİYLE AÇIKLADI
Uluslararası yatırımcının Türkiye'ye ilgisizliğini değerlendiren Özdemir, yatırım ortamının çökmesinden adaletsizlikleri sorumlu tuttu. Hollanda örneğini vererek, küçük bir ülkenin Türkiye’den onlarca kat fazla yatırım çektiğini hatırlattı. “Microsoft’tan Google’a tüm dev şirketler orada. Çünkü hukuk var” diyen Özdemir, Türkiye’nin bu alanda sınıfta kaldığını ifade etti. Uluslararası şirketlerin güvenmediği bir ortamda büyümenin mümkün olmayacağını vurgulayan Özdemir, Türkiye'nin ekonomik beklentilerini Çin-Amerika geriliminden medet umarak şekillendirmesini “tam anlamıyla hayalcilik” olarak tanımladı.
MERKEZ BANKASI'NIN TUTARSIZ FAİZ POLİTİKASINI DETAYLARIYLA ORTAYA KOYDU
Faiz kararları üzerinden Merkez Bankası’nı eleştiren Özdemir, son iki toplantıda yapılan faiz indirimlerini hatırlattı. “Otomatik pilot” kavramının kullanıldığını ancak gerçekte bilinçli bir faiz indirim döngüsüne girildiğini söyledi. Enflasyonla mücadelede sağlandığı iddia edilen yüzde 50’lik başarının sadece kâğıt üzerinde olduğunu belirtti. Bu başarının TÜİK’in rakam oyunları sayesinde oluşturulduğunu savunan Özdemir, 17 Nisan’daki Merkez Bankası toplantısında faiz artışı yapılmasının zorunlu hale geldiğini söyledi. “Nisan’da yüzde 4’ün üzerinde enflasyon gelecek. Böyle bir tabloda hiçbir ülkenin merkez bankası faiz indirmez” diyerek kararın ekonomik değil tamamen siyasi olduğunu öne sürdü.
ARKA KAPI OPERASYONLARI VE MANİPÜLATİF KUR MÜDAHALELERİNİ DEŞİFRE ETTİ
Döviz kurundaki oynaklığa ilişkin dikkat çeken bilgiler veren Özdemir, arka kapıdan yapılan müdahalelere işaret etti. Kurun 38 liraya çıkmaması için 37.9999 gibi sembolik kapanışlar yapıldığını söyledi. Bu manipülasyonların halkın aklıyla dalga geçmek anlamına geldiğini belirtti. “Akşam saatlerinde müdahale için nöbetçi memur bile konulmuş” diyen Özdemir, Merkez Bankası’nın bağımsız hareket edebilmesi durumunda faiz oranlarının 48–50 bandına çıkması gerektiğini savundu. Bu artışın gerçekleşmesi için Karahan ve Cevdet Akçay gibi bürokratların siyasi baskıya rağmen direnmeleri gerektiğini ifade etti.
ÇİFTÇİNİN YAŞADIĞI FELAKETİ YENİÇAĞ MANŞETİ ÜZERİNDEN ANLATTI
Yayında tarım sektörüne de değinen Özdemir, Bilge Yurtdagülen’in paylaştığı Yeniçağ Gazetesi’nin “Borca batık çiftçinin keçileri bile hacizlik” manşetini değerlendirdi. Ziraat Bankası’nın kuruluş amacından tamamen uzaklaştığını belirten ekonomist, bankanın çiftçiye değil borsaya kaynak aktardığını söyledi. “Çiftçinin tarlası da gidiyor, traktörü de, keçisi de. Bu tablo acı verici” diyen Özdemir, kamu bankalarının asli görevlerini yerine getirmediğini vurguladı.
KAMU BANKALARININ İNŞAATA HİZMET ETTİĞİNİ TARIMA SIRT ÇEVİRDİĞİNİ İFADE ETTİ
Kamu bankalarının mevcut yönelimlerini değerlendiren Özdemir, Halk Bankası, Vakıfbank ve Ziraat Bankası’nın hükümete yakın sermayeyi finanse ettiğini söyledi. Özellikle Halk Bankası’nın esnaf yerine büyük müteahhitleri desteklediğini, Ziraat Bankası’nın ise medya kuruluşlarına kredi verdiğini belirtti. “Kamu bankaları şu an çiftçiyi değil algıyı finanse ediyor” diyen Özdemir, kamu kaynaklarının tarım yerine iktidar propagandasına aktarıldığını iddia etti. Kamu bankalarının bu tutumunun Türkiye’de tarımı tamamen çöküşe sürüklediğini savundu.
HAYVANCILIKTAKİ KRİZİ GÜNEYDOĞU ÖRNEĞİYLE GÖZLER ÖNÜNE SERDİ
Tarımın çöküşünün sadece bitkisel üretimde değil hayvancılıkta da derinleştiğini belirten Özdemir, Türkiye’nin artık sütü bile ithal ettiğini söyledi. Güneydoğu’daki birçok tarım arazisinin özel bankalar tarafından icra yoluyla ele geçirildiğini aktardı. Bu duruma kamu bankalarının müdahale etmesi gerektiğini vurgulayan Özdemir, “Ama bu zihniyetle bu mümkün değil” diyerek sistemin değişmesi gerektiğini ifade etti.
BİTMEYEN VAATLERİ ELEŞTİREN MESAJLARLA YAYINI NOKTALADI
Programın sonunda, Ekonomi Gazetesi yazarı Alaattin Aktaş’ın “-cek, -cak, -yor” kalıplarına dikkat çeken yazısına atıfta bulunan Özdemir, bitmeyen vaatlerle halkın kandırıldığını söyledi. “Program düşecek, enflasyon düşecek, ekonomi düzelecek... Ama faturayı hep biz ödüyoruz” sözleriyle yaşanan ekonomik krizin bedelinin yine halka kesildiğini belirtti.